3.Bölüm

4.8K 116 8
                                    


(Medya Eylül)

İncinin Ağzından;

Sonunda büyük gün gelmişti bugün Mardin'e yolculuk başlıyordu. Bizi havaalanına Ege 'nin arkadaşı götürecekti. Bavullarımızı alıp arabaya yerleştirdik.Uzun süre arabada kimse kimseyle konuşmadı. Bu gergin ortamı yumuşatmak için radyonun düğmesine bastım. Radyoda Sıla - Kafa çalıyordu;

İyi gelmez mi hiç deniz havası?
Bi'göz oda bulur sokarız başımızı
Bi'de koyarız iki kadeh
Kafa nereye Biz oraya

Ben şarkıya eşlik etmeye başlamıştım. Bir süre sonra da Ege ile Eylül bana eşlik etti. Hava alanına geldikten sonra uçağa bindik. Mardin yolculuğumuz resmen başlamıştı. 2-3 saat süren yolculuktan sonra Mardine gelmiştik.

"İsterseniz Önce bir otele yerleşelim sonra Mardin'i gezeriz."

Neden otele yerleştiğimiz hakkında bir fikrim yoktu ama demek ki böyle olması gerekiyordu.

"Yani buraları bilen sensin Eylülcüğüm bize rehberlik ediceksin artık."

" O zamn ben bir taksi çağırayım"

Bir süre sonra otel ' e varmıştık. İstanbul' daki otellere burası hiç benzemiyordu. Gerçekten büyüleyici bir yerdi. Adeta ağzım açık kalmıştı. Odalarımıza yerleştikten sonra Eylül geldiğini haber vermek için abisini aradı. Bizde otelin restorantında oturarak Eylül'ün abisini bekledik. Masaya doğru bir adam geliyordu. Ve konuşmaya başladı.

"Eylül! Hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk abi. Seni çok özledim."

Eylül ve abisini düşündüğüm adam birbirine sarıldılar. Eylül'ün abisi olarak düşündüğüm kişi bize dönerek ;

" Sizde hoşgeldiniz. Sende Ege olmalısın."

" Hoşbulduk. Evet ben Ege tanıştığımıza memnun oldum."

"Bende Bora. Bu arada Sizde Hoşgeldiniz."

Küçük bir tebessümle cevap verdim.

" Hoşbulduk. Ben Ege'nin ablası İnci"

Bora anlamadığım bir şekilde başını eğdi ve birden yüz ifadesi değişti. Buralar da demek ki böyleydi. Bora masaya oturdu birlikte uzun süre sohbet ettik. Bora gerçekten Samimi ve kibar insandı.

"Eee buraya kadar geldiniz. Abimle sizi gezdirelim bali.Mardini gezmeden gitmek olmaz dimi?"

Bu sözlerden sonra hepimiz yerimizden kaldık. Boranın da bizimle birlikte gelmesiyle Arabaya bindik. İlk Mardin kalesi oldu. Sonra ordan sonra Deyrulzafaran manastırı, Zinciriye Medresesi, Mardin Ulu Cami ve daha sayamadığım bir sürü yerleri gezdik. Hepsi birbirinden daha güzeldi. En sonunda Midyata dönüp bir çay bahçesine oturduk. Çalışan bir çocuk yanımıza geldi ve konuşmaya başladı ;

" Hoşgeldiniz Ağam ne alırdınız?"

Bu cümleyle çarpılmışa döndüm. Bora Ağa mıydı şimdi? Yani daha doğrusu Ağalık hala oluyor mu?
Bora'nın cevap vermesiyle kendimi toparladım. Siparişlerimizi vermemizle gelmesi bir oldu. Bora Ağa olduğu için mi böyleydi yoksa çalışanlar mı pratik olduğunu anlamaya çalıştım.
Uzun bir sessizlikten sonra Eylül lafa girdi;

"Eee böyle susucak mıyız ?"

"Aslında acil konuşmamız gereken bir konu var. Biliyorum yeni geldiniz yol yorgunusunuz ama artık bu konuyu konuşup üzerimden bu yükü atmak istiyorum."

Bora'nın bu söylediklerinden sonra ne diyeceğini merak etmiştim.

" Tabi dinliyoruz Bora Abi ne konuşacaksın? "

" Öncelikle Bu söyleyeceklerimden sonra lütfen kızmadan sakince beni dinleyin ve anlamaya çalışın."

Bu sözlerinden sonra iyice merak etmiştim kendimi tutamayıp;

"Eee söyliyecek misin artık?"

" Peki. Öncelikle bizim buradaki Törelere göre Bir kız ve bir erkek aileden izinsiz evlenirse ki buda bize göre kaçmaya giriyor. Kızın ailesinden ve erkeğin ailesinden bir kişi evlenmek zorundadır."

Duyduklarımdan sonra beynime kan sıçramış gibi oldum. Ne yani zorla, istemeyerek mi evlenecektim. Bunun bir orta yolu yok mu? Hangi devirdeyiz artık. Böyle saçma adetler mi kaldı? Pardon adet de değil bu TÖRE.

" Sen ne saçmalıyorsun Bora abi. Böyle saçmalık mı olur? Benim yüzümden ablam mı evlenecek. Hemde hiç tanımadığı, bilmediği ve daha önemlisi sevmediği bir adamla. Kim bilir nasıl biri bu adam yaşlı mı kötü mü? Hangi devirdeyiz biz acaba böyle bir saçmalığa izin veremem. "

Olanları şu anlık sadece izliyordum.

" Ege bir sakinleş. Biliyorum size saçma gelebilir ama bu yüzyıllar boyunca böyle gelmiş. Abim her ne kadar Töreyi değiştirmek istese de onun da elinden gelen bir şey yok. İnci ablanın Evleneceği adam da Abim. "

Artık daha fazla susamazdım.

"Ne! Ben senin abinle evleneceğim ve bu iş kapanacak öyle mi? Törenleriniz öyle olabilir ama sizin Törenleriniz bizi ilgilendirmez. Hem siz Ağa soyundansınız ne yapar ne eder bir yolunu bulursunuz."

" İnci, Ege her şey sizin sandığınız gibi değil. Bu yerine getirilmezse Ege ve Eylül ' ü benim bile haberim olmadan öldürürler."

Kafam çok karışıktı. Berdel olayını izlediğim dizilerden biliyordum ama artık böyle şeyler olmadığını düşünüyordum. Eğer berdel gerçekleşmezse ikisini de öldürürlerdi.

" Formalite bir evlilik yapsak. Sonra da İstanbul' a gideriz orda da sen sağ ben selamet."

" Abla saçmalama böyle bir şey olmayacak."

"Ege işin ciddiyetini görmüyor musun? Bunu kabul etmezsem ikiniz de öleceksiniz. Ben buna izin veremem."

"Ben biletleri halledicem. En kısa zamanda yurt dışına gidiyoruz."

"Ege sizi bulamayacaklar mı sanıyorsun. Kaç yıl geçerse geçsin Törenin kararları değişmez. Bende istemezdim size böyle emri vaki yapmak. Ama benimde elimden bir şey gelmiyor. Kız kardeşime ve sana zarar gelmemesi için elimden gelen sadece bu."

"Abim haklı Ege. Töre ne kadar süre geçerse geçsin değişmiyor"

" Eylül tamam artık bana açıklayıp durmayın fikrim değişmeyecek."

Onlar kendi aralarında konuşmaya devam ederken ben dalıp gitmiştim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Kardeşim için her şey yapardım ama bu benim için çok zor bir karar. Gerçekten beynim çatlayacak gibiydi.

-Bölüm Sonu -

UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. LÜTFEN OKUMAYA DEVAM EDİN. GÜZEL ŞEYLER OLUCAK

SEVİLİYORSUNUZ 😻

HANCIOĞLU KONAĞI ( TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin