7.Bölüm

2.8K 80 6
                                    


Sabah olmuştu yatağımdan kalkmıştım kendimi çok değişik hissediyordum. Şaka falan bugün evleniyorum. Odaya göz attığımda Ege hala uyuyordu. Saate baktım 09.00 ' a geliyordu. Ege' yi uyandırmaya karar verdim. Yavaşça yanına yaklaşıp Ege'yi Uyandırdım. Sonra da beraber kahvaltıya indik. Kahvaltı da Eylül de vardı. Hep birlikte kahvaltı yaptık. Sonra da hazırlanmak için yukarı çıktık. Bora Eylül ve benim için kuaför falan göndermişti. Benim gelinliğim daha gelmemişti. İlk Eylül' ün saçını yapmaya başladılar. Ben ise yatakta oturup onun mutluluğunu izliyordum. Ege ise traş olmak için çıkmıştı. Bugün Bora hiç gelmemişti. Acaba beraber gitmeyecek miydik düğüne? 1 saat sonra Eylül ' ün saçı bitmişti. Makyaj yapmaya başlamışlardı. Benim de o sırada gelinliğim gelmişti. Üzerime giymek üzere içeri geçtim. Gelinliğimi giyip aynadan kendime bakmaya başladım. Bu ben mi idim şimdi? Hala evlendiğime inanamıyordum. Salona doğru yürümeye başladım. Salona girdiğimde Eylül bana bakıp:

"İnci Abla çok güzel olmuşsun. Çok yakışmış üzerine."

" Teşekkür ederim tatlım"

Saçımı yapmak üzere beni bekliyorlardı. Masaya oturdum.

" Nasıl bişey olsun saçınız?"

" Mümkünse sade bişey olsun."

" Çok iyi düşünmüşsünüz bu gelinliğe sade bir saç yakışır."

Kadına gülümsedim ve saçımı yapmaya başladılar. Bir süre sonra saçım bitince makyajımı yapmaya başladılar. 1-2 saat sonra tüm hazırlıklar bitmişti. Aynaya baktığımda bu ben mi idim? Gerçekten de güzel olmuştum. Eylül'ü de hazırlıkları bitmişti o da muhteşem olmuştu.

"İnci abla Ege hazırmış. Aşağıda bizi bekliyormuş."

"Tamam biz de hazırız zaten inelim aşağıya."

Merdivenlerden inmeye başladık. Otel deki tüm insanlar bize bakıyorlardı. Kendimi tuhaf hissetmedim değil ama onları umursamadan aşağı indik. Kapının önüne çıktığımızda Ege süslü bir araba ile bizi bekliyordu. Bize bakarak

" Ooo hanımefendiler fıstık gibi olmuşsunuz."

"Teşekkür ederim hayatım."

Ege ilk önce Eylül'ün kapısını açtı sonra da benim. Arabaya binip yaklaşık 15 dakika sonra bir konağın önüne geldik. Davullar zurnalar çalıyordu. Bora da orada dikiliyordu. Arabanın durması ile Bora benim kapıma doğru yaklaştı ve kapımı açtı. Elini uzattı ve elinden tutup arabadan indim. Sonra koluna girmemi işaret edip kol kola konağa girdik. Arkamızdan da Ege ile Eylül geliyordu. Düğünü konağa kurmuşlardı. Bora beni bir masaya oturtup biraz uzakta ki masaya da kendi oturdu. Benim yanıma da Bora ile Eylül oturdu. Bora' nın neden uzağa oturduğunu anlamamıştım. Ağa olduğunu her yerden belli ediyordu. Bir süre sonra herkes orta alan da oynamaya başladılar hatta Ege ile Eylül bile. Ben de onları oturduğun yerden izliyordum. Gözlerim bir ara Bora'ya kaydı. O da oturuyordu. Bana bakıp ayağa kalktı bana doğru gelip beni kaldıracağını düşünmüştüm ama öküz işte ne olacak. Bora davul ile zurnacının yanına gidip kulaklarına bir şey dedi ve birden durdular. Oynayanların hepsi bir anda oturmaya başladılar. Ortalık bom boş kalmıştı. Bora bana doğru gelmeye başladı. Yanıma gelip kulağıma:

" Reyhani oynamayı biliyor musun?"

Sadece kafamı salladım. Ve elimden tutup sahneye çıktık. Karşı karşıya gelecek şekilde durduk. Davul ve zurnacılar çalmaya başladılar. Bizde müziğin ahenk'ine kapılıp oynamaya başladık. Gözlerimizi birbirimizden hiç ayırmadık neredeyse. Müziğin sonlanması ile Bora elimden tutup yerime oturttu sonra da kendi masasına gidip oturdu.

" İnci abla çok güzel oynadın nerden öğrendin böyle oynamayı?"

" Halk oyunları kursuna gitmiştim bir ara ordan işte."

"Bak Ege, ablanı örnek al sende bilseydin bizde böyle oynardık."

Ege bana bakıp gülümsedi. Düğünün geri kalanında yerimden hiç kalkmadım. Bir kaç kere Bora ile göz göze geldik ama birbirimize baktığımızı farkedince ikimiz de farklı tarafa doğru bakmaya başladık Sonra da önüme evlilik cüzdanı geldi. Bora çoktan imzalamıştı. Benimde imzalamam ile resmen evliydik. Düğünün bitmesine yakın bir kadın yanıma geldi.

" Ben Bora' nın annesiyim gel seni odana götüreyim."

Hiç bir şey demeden yerimden kalktım kadının arkasından gittim. Merdivenlerden yukarı çıktık ve bir odaya girdik. Odaya göz attım gayet ferah ve güzel bir oda idi.

"Bak kızım istemeden evlenseniz de sen artık Bora'nın karısısın. Gelin ağa'sın. Bundan sonra nasıl davranmam gerektiğini sen düşün artık."

Kafamı sallamam ile kadın odadan çıktı. Gelinliğimi çıkarmadan yatağın üzerine oturdum ve Bora'yı beklemeye başladım. Yaklaşık bir saat geçmişti ama ne gelen vardı ne giden canım sıkılmaya başlamıştı. Telefonumun çalması ile telefonuma uzandım.

(Mesaj: Ege)

Ege :Abla biz Eylül ile Otel'e dönüyoruz haberin olsun.

İnci :Tamam canım.

Telefonu bırakıp tekrar etrafı seyretmeye başladım. O anda kapı çaldı. Gelen Bora mıydı acaba?

" Girebilirsin"

İçeri bir kız girdi. Elinde de tepsi. Tepsi de de bir sürü yemek ve meyve. Hiç bir şey demeden tepsiyi bırakıp çıktı. 2-3 dakika sonra tekrar kapı çaldı.

"Girebilirsin"

Kapı açıldı. Gelen Bora'idi

- BÖLÜM SONU -


DÜĞÜNÜ DE YAPTIK HAYIRLISIYLA. BAKALIM DEVAMINDA NE OLUCAK.

SEVİLİYORSUNUZ CANLARIM 😻

HANCIOĞLU KONAĞI ( TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin