KIZIL GECE || : VURGUN

Bölüm 10: GİZEMLİ RUHLAR

Herkese merhabalar!

Nasılsınız bakalım? Umarım iyisinizdir. Görüşmeyeli uzun zaman oldu. Özledim sizleri.

Ben uzatmadan kaçayım. Satır aralarında sizi bekliyorum. Ve ayrıca bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza basabilir misiniz rica etsem?

Bu bölüme de 50 oy gelir umarım. Fazlasıyla hak ettiğini düşünüyorum. 150 ķişi okusa verilen oylar 20-25. Biraz insaflı olun lütfen. Oraya basmak saniyenizi almaz.

Size iyi okumalar dilerim. Buyrun lütfen.

Bölüm şarkısı: Lana Del Rey - Cinnamon Girl

Bölüm ithafı: EcenazZeytinci Bu bölüm benden sana Ece!

🥀

10. Bölüm: Gizemli Ruhlar

●

Telaşlı adımları önünde yürüyen Jones'ın peşindeydi. Kalbi delicesine atıyor, sık solukları koridordaki sessizliği -ayakkabılarından çıkan ses dışında- bozuyordu. Önüne sık sık düşen kara saçları onu daha da gererken merdivenlere yöneldikleri sırada bileğine geçirdiği lastik tokayı hızla çekerek saçını topladı. Merdivenleri bitirip başına geldiklerinde öne doğru adım atmak üzere olan Jones'ı hırkasından çekerek kenara çekti.

Genç adam aniden çekilmenin etkisiyle sendelenerek bir basamak aşağıya inerken irice açmış gözleri hızla arkasını buldu. Ağzını aralayacağı sırada Elena elini arkadaşının ağzına sertçe bastırdı ve boşta kalan elinin işaret parmağı koridorun solunu gösterdi.

Müdür geliyordu.

Telaşla birbirlerine baktıkları sırada Elena Jones'ın ağzına yapıştırdığı elini indirdi. Merdivenden bir adım aşağı inerek oldukça kısık sesle fısıldadı.

"Köşeye geçelim."

Parmağı çoktan birkaç basamak aşağıdaki dolabın yanını işaret ediyordu. Jones başını sallayarak onu onaylarken oldukça sessiz bir şekilde dolabın köşesine geçmişlerdi bile.

"Köşedeki duvarın üzerindekileri kaldırın. Yeni sipariş ettiğimiz pano gelecek yarın. Oraya düzgün bir yer..."

Müdür yanındaki temizlik görevlisine bir şeyler anlatırken sonunda köşeyi dönerek üst kata yönelmişlerdi.

Elena derin bir nefes alarak saklandıkları köşeden çıkarken merdivene yönelmişti bile. Ardında işittiği adım sesleri ile başını çevirmeden fısıldadı.

"Sen ne diyerek dersten çıktın? Kaç dakika oldu çıkalı?"

Merdivenin başına geldiklerinde yanında dikilen Jones'ın sesini duydu.

"On beş dakikayı geçti. Lavoboya gideceğimi söyledim."

Elena gözlerini irileştirerek Jones'a dönerken eli çoktan arkadaşının koluna sertçe inmişti.

"Delirdin mi sen? Başka bir şey sallayamadın mı?"

Genç adam kolunu tutarak geriye çekilirken yüzünü buruşturarak "Ya ne deseydim çok bilmiş? Kızı sırada gördüğüm anda o ders nasıl azap içimde geçiyordu biliyor musun?" dedi. Gözlerini kısarak Elena'ya bakarken "Hele bakışları. Tam bir şeytan gibiydi. Göz göze geldiğimiz o an üzerime atlayacak diye çok korktum. Hem o bir vam-" diye lafıbı tamamlayacağı sırada Elena dibinde biterek dudaklarının üzerine avucunu kapattı.