Herkese merhabalar!Sonunda gelebildim. Fazlasıyla derin bir bölüm oldu. Bir çok şeye şaşıracağınıza eminim.
Bölüm ithafı:
mirq_yBu bölüm benden size kızlar!
Satır arası yorumlarınızı bekliyorum. Bu bölüm fazlasıyla hak ediyor bence.
İyi okumlar dilerim.
🥀
6.Bölüm: Madalyonun Öteki Yüzü
18 Mayıs 2019 (Dolunay gecesi)
Saatler geçmek nedir bilmiyordu. Buraya geleli ne kadar olmuştu, burada neyi bekliyorlardı, hiçbir şeyi bilmiyordu. Öylece boş boş geldiğinden beri kurulduğu koltukta oturuyordu sadece. Kendi oğlunun gözlerinin önünde o lanet uçurumdan aşağıya düşüşü gözünün önünden de geçmiyordu zaten.
Düşüncelerinin yine ve yine oğluna kaydığını anladığında sıkıntılı bir soluk aldı. Dolan gözlerini hemen yanında oturan kocasına belli etmemek adına başını soluna çevirdi. Aralık dudakları ile öylece karşı duvara bakarken üzerindeki bakışları hissediyordu. Ama yanan yüreğine de dur diyemiyordu ki.
İki çocuğu da karşıdan kendisine baktıklarını anladığında sertçe yutkunarak önüne döndü. Birkaç saniye kendine toparlamak için izin verdikten sonra eğdiği başını kaldırarak karşı koltukta oturan Angela ve Peter'a çevirdi. Kızının dolu dolu gözlerle kendisine bakışı, Peter'ın ona sarılarak sinirden gerilen yüzü ile kendisine bakması akmak için direnen gözyaşlarına yer veriyordu. Ama tuttu kendini. Onların endişe dolu bakışlarını üzerinde bile hissetmek içindeki annelik duygusunu ayağı kaldırmıştı. Başını yana yatırarak dolan gözlerine inat hafif bir tebessümle çocuklarına baktı.
Ben buradayım, der gibi.
Onların yerinden kalkmak için harekete geçtiklerini anladığında başını doğrultarak iki yana salladı yavaşça. Dizine yerleşmiş elini hafifçe kaldırarak gelmemelerini belirtirken gözlerini birkaç saniye yumup açtı. Onların geri yerlerine kurulduklarını göz ucuyla fark ettiğinde sırtını koltuğa yaslamaktan geri durmadı. Onları yanına çağıramamıştı. Eğer gelselerdi kendisini asla tutamaz, onlara sarılarak hiç utanmadan ağlardı; biliyordu bunu. Ama güçlü durmak zorundaydı burada. Daha bedelini ödemesi gereken biri vardı. Öcünü almadan gözyaşı dökmeyecekti.
Tyler ise ilk defa kendini bu kadar kaybetmiş hissediyordu. Her zaman olgun birisi olarak duygularını rahatça belli etmemekte zorlanmazken ilk kez bu kadar çökmüş hissediyordu. Boyuna posuna aldırmadan ellerini yüzüne kapatarak ağlamamak için saatlerdir kastığı bedeni taştan farksızdı artık. Yutkunmaya bile mecali yoktu dahi. Oğlu o halde gördükten sonra... Kelimeler kifayetsiz kalıyordu içindeki acısını anlatmaya. İlk çocuğuydu Jason. Babalığı onda tatmış, onda öğrenmişti. Huysuzluğunu onun gelmesiyle silinmişti. Ama şimdi gözünün önünde evladını kaybetmişken gururunu önemsemek istemiyordu. Oğlu neredeydi, ne haldeydi, yaşıyor muydu, hiçbir şey bilmezken burada boş boş oturmak zoruna gidiyordu.
O öyle uçurumdan aşağıya düşerken yaşadığı şoku anlatmaya kelimeler yetmiyordu. Kendisini öyle bir kaybetmişti ki karısının çığlık atarak uçuruma doğru koşması kendine gelmesine yetmişti. Eğer... eğer karısı orada olmasaydı o da atlardı oradan. Ama biliyordu ki kendisi atlarsa Susan bir saniye dahi durmaz o da atlardı. Arkalarında bırakacakları iki çocuklarına da neler olurdu bilemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL GECE || : VURGUN
VampirgeschichtenKızıl Gece kitabının devamıdır. Olayları anlamanız için ilk kitabı okumanız gerekir. ● Gözlerini kapatarak dudaklarını Jason'nın dudaklarına bastırdı. Tüm bedeni kasıldı. Elinin altındaki ve göğsünün yaslı olduğu bedenin taş kesildiğini hissetti. Sı...