Herkese merhabalar!
Gecenin üçünde gelen bildirimler ile yoklama alıyorum. Var mı aranızda gece kuşları?
Nasılsınız bakalım? Nasıl gidiyor hayat?
Uzuun bir zaman sonra yeniden birlikteyiz. Özür dilerim geç geldiğim için.
Sizi daha fazla tutmadan okumaya geçireyim. Ancak başlamadan önce oy verirseniz bu mübarek ramazan ayında yazarınızı çok mutlu ederseniz, benden söylemesi. ♡
İyi okumalar dilerim.
Bölüm ithafı: RfatKarabay
Bu bölümü bu tatlı okuyucuma gönderiyorum. Beni son dakika iyi gazladın güzellik haberin olsun!🥀
12.Bölüm: Saldırı
"Benim yolum senden başkasını bilmez de ondan."
●
Sakin kalmanın anlamı beyninde silinmişti resmen. Elindeki telefon çoktan kulağından ayrılmış avucunda gevşekçe duruyordu. Gözleri ileriye odaklanmış olsada pek bir şey gördüğü söylenemezdi. Ancak tam da o sırada birkaç saniye önce sönen lambalar yerine kızıl ışıklar yanmaya başladı koridorda. Az öncekine nazaran aydınlanan koridorda gözlerini dolaştırırken başını arkasına doğru çevirerek koridora baktı. Ancak karşılaştığı boş koridor kaşlarını çatmasına sebep oldu.
Avucunda kaymak üzere olan telefonunu fark ettiğinde sıkıca tutarak yüzünün hizzasına kaldırırken kenarındaki güç tuşuna basarak kararmış ekranı aydınlattı. Arama sonlanmıştı.
Telefonu arka cebine sıkıştırarak koridorda yürümeye başladı. Kulağı tetikteydi. Herhangi bir tehlikede bile ne yapacağını çok iyi biliyordu. Korkması ona bir şey elde ettirmeyecekti neticede. Hem unuttuğu büyük bir şey vardı: O bir elçiydi. Sahip olduğu gücü kullanacaktı elbette.
Sakin adımlarla merdivene ulaştığında tam da bir adım atacağı sırada alt kattan yükselen çığlık ile adımları duraksadı. Eli merdivenin tırabzanlarına tutunurken duraksattığı adımlarını attığı anda çığlıklar ardı ardına yükseldi ve oldukça korkunç sesler yükselmeye başladı bir alt katta. Yutkunarak kendine güç verircesine sıkıca tuttuğu tırabzana iyice yapışırken başını merdivenlere doğru uzatarak herhangi bir şey görmeyi umdu. Açıkçası bir şeyi görmeyi beklemiyordu merdiven koridorun ucunda olduğundan. Ancak sarkıttığı bedeni ile etrafı kolacan ettiği sırada merdivenin dibine aniden fırlatılan 'şey' ile çığlık atmak için aralanmış dudaklarını eliyle hızla kapattı.
İrice açılmış gözleri basamakların dibindeki cesede bakarken kafası kopmuş ceset ve o boyundan akan oluk oluk sıvı midesini bulandırdı. Akan sıvı koridoru kaplayan kızıl ışıktan siyah gibi gözüksede ne olduğunu adı gibi biliyordu. Titreyen elleri ve bacakları ile şokla kalakalmışken onu kendine getiren yine aynı kattan duyduğu hırlama oldu. O kadar derinden gelmişti ki bu ses yüzünü buruşturmaktan geri kalamadı. Ve sanki olanlar yetmiyormuş gibi buraya doğru gelen ses ile gözleri yuvalarından çıkacakmış gibiydi. Yutkunarak kendine gelmeye çalışırken gözlerini başı kopmuş cesetten uzaklaşarak yalnızca birkaç basamak indiği merdiveni ses yapmamaya çalışarak geri çıktı.
Az önce kendine güveniyordu değil mi?
Elçiymiş, güçmüş falan filan.
Şuan tutuşan bir yerleri bu fikrini çoktan bir toz bulutu yapmıştı. Neticede saniyeler önce gördüğü kafası kopmuş ceset, ecel terleri dökmeye yeterli bir sebepti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL GECE || : VURGUN
VampiroKızıl Gece kitabının devamıdır. Olayları anlamanız için ilk kitabı okumanız gerekir. ● Gözlerini kapatarak dudaklarını Jason'nın dudaklarına bastırdı. Tüm bedeni kasıldı. Elinin altındaki ve göğsünün yaslı olduğu bedenin taş kesildiğini hissetti. Sı...