BÖLÜM 15'TEN ALINTI

276 25 12
                                    

Herkese merhabalar!

Yaklaşık bir ay süren uzun bir aradan sonra yeniden geldim. Bir bölüm olmasada en azından bölümü tamamlayana kadar kısa da olsa bir alıntı getireyim dedim. Yani başladım bölümü yazmaya. Bu hafta tamamlarım umarım. Eğer biterse haftasonu gelir gibi duruyor.

Üniversite sınavına gireceğim diye bu arayı vermiştim. Şükür onu da atlattık. Bir ay boşuz. Kitaba odaklanacağım bu ay. Sık bölüm atmaya çalışırım. Hatta bir gün belirleriz. Ben de her hafta o güne bölüm atarım. Yani şuanlık uygun gibi duruyor, bakalım.

Öyle işte. Bende son durumlar böyle. Sizde durumlar nasıl? Anlatın bakalım.

Kısa alıntımı da bırakayım, çekileyim aradan. Bol yorumlarınızı bekliyorum sizlerden.

Sol alttaki küçük yıldıza da bir renk verirsiniz artık ama değil mi?

"Sen hangi hakla buna karışabilirsin ki? Bak-"

İki elini de havaya kaldırarak etrafı gösterirken gözlerini de koca hengameden öteye gitmeyen sokağa baktı.

"Bak, o yok artık."

Sesi fısıldarcasına çıkmıştı. Ellerinin takati kalmamışçasına hızla betona düşerken başını eğdi. Yağan yağmur şiddetini arttırınca hıçkırıklarla ağlamaya başladı Elena.

Jason gözlerinin önünde yaşadığı bu olay ile daha fazla direnemeyerek yere düşerken o da avuç içlerini ıslak betona yasladı. İçi cayır cayır yanıyordu adeta. Boğazına dizili yumrular defalarca yutkunmasına rağmen gitmezken dudaklarını araladı.

"Elena..."

Elena hıçkırıkları arasında duyduğu ismi ile gözlerini yumarken kendini toparlamaya çalışıyordu. Yara bere içindeki avuçlarını yüzüne bastırdıktan sonra derin bir nefesi içine çekti. Eğdiği başını hafifçe doğrultarak hemen yanı başında kendisinden hiçbir farkı olmayan adama bakarken kurumuş dudaklarını umursamadan konuştu.

"Bu saatten sonra ne dersen de boş benim için. O yüzden sus. Çünkü-"

Söylemek istedikleri içindeki koca yangını iyice harlarken titreyen sesiyle tamamladı cümlesini.

"Çünkü ikimizin elinde de onun kanı var, anlıyor musun beni? Katiliz biz."

Son cümlesini genç adamın yüzüne doğru haykırmaktan geri durmadı.

Yalan değildi neticede ona göre.

Jason duydukları ile dakikalardır sıktığı bedenini serbest bıraktığında gözyaşları da onunla beraber akmaya başladı. Daha neler duyacaktı? Görmüyor muydu bu kız, o da nasıl bir haldeydi? Neden canını yakmak için bu kadar uğraşıyordu ki? Gözlerindeki o bakışlar bile yetiyordu içindeki alevi harlamaya.

"Yapma bunu. Lanet gelsin ki tüm suç benim tamam, ama sen bir şey yapmadın yavrum. Yemin ederim senin suçun yok."

Elena başı eğik bir halde öylece ıslak betona bakarken duydukları ile dudakları iki yana kıvrıldı. Başını yavaşça iki yana sallarken ıslak saçları yanaklarında asılı kaldı. Bunu umursamadan öylece önündeki boş yere bakarken fısıldadı son kez.

"Yalan söylüyorsun. Tüm suç benim. Ben seninle en başta tanışmayacaktım. Keşke o lanet tabuta girdiğimizde-"

Jason sözün gittiği yeri anladığında çöktüğü dizlerinin üzerinden hızla doğrularak bir hışımla genç kızın kollarına asıldı.

"Sakın," dedi dudaklarının arasından. Sesi oldukça soğuk çıksada Elena'nın saçlarında olan bakışları bir o kadar muhtaçlıkla parlıyordu.

"Sakın o lafının devamını getirme."

Ama Elena genç adamın dediklerini umursamadı ve eğdiği başını doğrultmadan son nefesini verircesine çıkan hırıltılı sesi ile konuştu.

"O tabuta girdiğimizde aklımda sana ait olan ne varsa gitseydi. Sen de giderdin benden ama belki-"

Devamını duymak istemeyerek elini hızla genç kızın sıkıca tuttuğu kollarından çekti. Gözleri öylece önündeki ufalanmış bedene bakarken birkaç damla aktı koyulaşmış harelerinden. Tüm bedeni kaskatı kesilirken gözlerini yumdu hızla kendine hakim olmaya çalışarak. Dudakları daha fazla dayanamadı ve yandığı kadar yakmak için aralandı sertçe.

"Yazıklar olsun. Sana da seni seven lanet kalbime de yazıklar olsun."

Elena duyduğu cümle ile nefesi kesilir gibi oldu. O ses tonundan onun da ağladığı öyle belliydi ki. Başını kaldıramadan öylece kalakalırken önündeki beden dizlerinin üzerinden doğrularak ayağı kalktı ve br rüzgar gibi geçti gitti oradan.

Arkasından da yağmura karışmış yaralı bir beden bırakarak.

Neler oluyor böyle?

Kime ne oldu sizce? Hadi bakalım doğru tahmin edene 15. bölümü ithaf ederim.

Nedense içimden bir ses doğru tahmin çok olacak diyor ama, neyse.

Ortalık bundan sonra darmadağın olacak sanırım he?

Ve ufak bir sorum var. Sizce -sadece bu kesitten yola çıkarak- kim haklı gibi duruyor ve neden haklı?

Bu konu hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum.

Hadi hadi, çekinmeyin konuşun yahu. Valla böyle sadece kendi kendime konuşuyor gibi oluyorum.

Neyse uzattım ben iyice. Artık bir sonrakide kesit değil de bölümle gelirim umarım.

Sağlıcakla kalın.

Allah'a emanetsiniz. ♡

KIZIL GECE || : VURGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin