w-1

1.8K 76 41
                                    

***

Gün boyu Lavender'in Harry James Potter'a hayranlığını dinleyerek geçirmiş ve neredeyse kusma derecesine gelmiştim. Lavender ile samimi olduğumuz söylenemezdi. Ron'u sevdiği için yanıma yaklaştığını biliyorum. Çünkü benim yakın çevremdeki insanlar hariç diğer insanlar tarafından pek sevilmem.

Bu umurumda mıydı? Hayır.

Ne kadar az insan, o kadar çok huzur.

Harry James Potter kim diye soracak olursanız, bizimle yaşıt olan ünlü bir oyuncu olduğunu söyledi. Harika rol yeteneği, yakışıklılığı, karizması vesaire bir sürü şey zırvaladı. Elbette tanımıyorum onu, çünkü televizyonla arası iyi olan biri değilim. Bir tek sosyal medya hesaplarımı kullanırım. Orada da kendi resmimi atmaktansa belki okudukça bilgilenirler diye paylaşımlar yapıyorum.

Bir ünlünün fotoğrafının altına sürekli deri ayakkabı giymesini eleştirmiş ve bir deri ayakkabı için kaç litre su harcandığını yazmıştım. Amacım kesinlikle linçlemek değildi, sadece farkına varmasını istemiştim. Keyifleri için aldıkları ihtiyaç dışındaki her ayakkabı bize susuzluk olarak geri dönüyordu.

Bu yorumum elbette yanlış anlaşılmıştı. Yoğun bir fan kitlesi vardı ve beni eleştirip durmuşlardı.

O zaman ben de yalın ayak gezseymişim, bananeymiş gibi bir sürü saçma sapan yorumlar. En sonunda ise hesabımı spamlayarak kapatmışlardı. Gerçi geri açmıştım.

Her neyse.

Bir gün yine duramadım. Gerçekten takıntı mıydı bilmiyorum ama etrafımdaki veya gördüğüm insanların bilinçsizce davranışları beni deli ediyordu ve uyarıyordum. Bu yazdığım cümleden en iyi bilinçli insan benim dediğimi sanmayın. Ben bilinçli olmaya çalışan biriyim sadece. Konudan yeniden saptığımı fark ettim. Başıma en büyük derdi ne zaman aldım biliyor musunuz?

Harry James Potter'ın instagram hesabına girdiğimde.

Lavender o kadar anlatmıştı ki resmen şeytan dürttü ve instagram hesabına girdim.

Fotoğraflarını incelerken Lavender'a hak verdim. Gerçekten de çok yakışıklıydı. Benimle aynı yaştaydı ama benden daha olgun gösteriyordu. Hafif kirli sakalı vardı. Oyuncu olduğu için gittiği lisenin ona karışmadığına emindim. Eğer bizim lisede olsaydı Snape okula girer girmez onu tıraş olması için geri yollardı.

Bilgilendirme, Severus Snape bizim okul müdürümüz.

Yanağında gülünce beliren bir gamzesi vardı. Gamzelere bayılırdım, keşke benim olsaydı.

Video ilerledikten sonra duyduğum bir cümle şeytanın beni yeniden dürtmesine engel olamadım.

"Takıntınız var mı?" diye sordu karşıdaki bir adam. Soru cevap videosuydu ve sadece Harry görünüyordu.

Harry başını salladı. "Evet. Var. kimin yoktur ki?" dedi gülümseyerek.

"Peki ne gibi bir takıntı, umuyorum ki sormamda bir sakınca yoktur."

Harry "Elbette ki yok. Benim takıntım beğendiğim bir ayakkabı veya pantolon olsun onun her rengini alırım. Bu yüzden eşyalarım giyinme odama bile sığmaz oldu." dedi.

Duyduklarım ile yakışıklı gelen yüzü birden çirkin bir şeye döndü. Sevmediğiniz bir özelliği bir insanda görürseniz ondan soğumaz mısınız? Hadi ama, burada yalnızız. Elbette soğuruz. Ben de tanımadığım bu oyuncudan anında soğudum. Bu konularda cidden çok takıntılıyım. Küçükken dedem bir keresinde ihtiyacım olmadığı için pantolon istememe kızmıştı. Ne kadar su kullanıldığını söylemiş ve yakınlarımızdaki nehrin kurumasının sebepçisi olduğumu söylemişti. Büyüdükçe anlamıştım aslında dedemin ne demek istediğini. Maddi durumumuz iyi değildi ve ben arkadaşımda görüp çok beğendiğim pantolonu alması için babama diretmiştim. Günlerce ağlamış ve yemek yememiştim. Babamın parası olsa anında alırdı. Benim için vardiyalara kaldığı bir gün dedem beni kenara çekmiş ve yaptığımın ne kadar yanlış olduğunu uzun uzun anlatmıştı. Yakınlarımızda bir nehir vardı ve o kuruduğu için çok üzüldüğümü bilen dedem nehri örnek vermişti. Ondan sonra babamdan bir daha ihtiyacım dışında hiçbir şey istememiştim. Bu takıntımdan da kurtulamamıştım.

Takıntımın hikayesini anlattığıma göre devam edeyim.

Harry'nin itirafı ile alttaki yorumların çoğu onu pohpohlamıştı. Ünlü ve iyi bir oyuncu olması, geniş hayran kitlesi olması yüzünden gereksiz bir takıntı diyen insanlar yine linç yemişti. Oraya yazmak, görene kadar da etiketlemek istiyordum. Ama hesabımın yeniden kapanmasını riske atamazdım.

Zaten görmeyecek ve ben laf yediğimle kalacaktım.

Ama atmazsam da içimdeki kurt beni yiyip bitirecekti.

Parmaklarım yazmak için kaşınıyordu resmen. Mesaj kutusuna girdim. Görmezse bile yazdığım için rahatlayacaktım.

@ginnyweasley: Bir deri ayakkabı için 16.600 litre, bir kot pantolon için 10.800 litre su harcanmasına neden oldun. Tebrikler.

Yazdığım için sanki içimdeki o bütün ağırlık birden yok oldu. Telefonu kapatıp ders kitabımı açtım. Eh, doktor olmak için çok çalışmam gerekiyordu.

***

What? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin