Ahırdan uzaklaştıktan sonra odama gidip yarınki kokteyl için giysi ayarlamaya çalıştım ve yaklaşık yarım saatlik aramam sonucunda alışverişe çıkmam gerektiğine karar verdim.
"Anne ben çıkıyorum." dedim başımı odasından içeri uzatıp. Annem okuduğu kitaba o kadar dalmıştı ki hafifce irkilip bana baktı
"Tamam kızım, ne zaman dönersin?"
"Bilmiyorum, ne uygun elbise bulmam ne kadar sürerse artık."
Annem başını hafifçe salladıktan sonra elindeki kitaba geri döndü, ben de kapısını kapatıp alışverişe gittim. Arabama binerken Bora'nın kardeşini görmem gerektiğini düşündüm. Yattığı hastahaneyi Kerim Bey'den öğrenebilirdim. Hemen telefonumu çıkarttım
"Alo, Esin Hanım?"
"Kerim Bey rahatsız etmiyorumdur umarım."
"Olur mu öyle şey, buyrun."
"Ben Bora'nın kardeşinin kaldığı hastahanenin ismini öğrenmek istemiştim, siz biliyor musunuz?"
"Elbette... Sizin yattığınız hastahanede..."
Buna şaşırmıştım, ama belli etmedim
"Kardeşinin ismi nedir?"
"Güven...."
"Tamam Kerim Bey çok teşekürler."
Arabayı çalıştırıp doğruca Özen'in yattığı hastahaneye gittim.
Hastahaneden içeri girdiğimde son derece gergindim. Sanki hasta benmişim gibi (ki aslında hasta dahi olsam bu kadar gerilmem)... Danışmadaki bayanın güler yüzü bile gerginliğimi almamıştı
"Hoşgeldiniz, nasıl yardımcı olabilirim?"
"Ben bir yakınımı ziyaret edecektim."
"Elbette, ismi nedir yakınınızın?"
"Güven Günce."
Bayan bilgisayarında bir süre işlem yaptıktan sonra
"Güven Bey iki gün önce taburcu olmuş." dedi
"Nasıl?" diye haykırdım, komadan bahsediyoruz burada, bir yanlışlık olmalı.
"İki gün önce taburcu olmuş hanımefendi..."
Muhattabımın bakışlarından konuyu uzatmamam gerektiğini anlamıştım, teşekür edip çıktım hastahaneden. Arabama bindiğimde hala şokta hissediyordum kendimi.Güven ile irtibata geçmem gerekip gerekmediğimden bile emin değildim. Sonuçta çocuk daha ağabeyisinin öldüğünü muhtmelen bilmiyordu, ya da mirasın bir kısmını kaybettiğini...Tekrar Kerim Bey'i aradım. Güven'in taburcu olduğunu o da bilmiyordu. Duyunca çok şaşırdı
"Olacak iş değil." diye mırıldanıp ekledi "Muhtemelen İngiltere'ye dönmüştür."
"O zaman yapacak bir şeyim yok."
"Maalesef Esin Hanım..."
Telefonu kapatıp kendimi toparlamak için biraz bekledim. Ardından arabamı çalıştırıp alışveriş merkzine gittim.Beş, belki de yedi mağaza dolaştıktan sonra aradığım gibi bir elbise bulabildim. Mor renk, çok zarif bir elbise... Uygun ayakabım olduğundan ayakkabı bakmadan çıktım AVM'den.
Eve vardığımda hava kararmak üzereydi, sofra daha yeni kuruluyordu. Hemen üstümü değiştirip yemeğe indim.
"Yarınki kokteyl için bir şey bulabildiin mi?" dedi annem "Bayağı bir dolaştın, bulduğunu ümit ediyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz ve Ateş
RandomBora hayatıma girene kadar hayatım oldukça sıradandı. Sıradan bir hayatı olan sıradan bir dansçı... Bora'nın hayatıma girmesiyle her şey değişmeye başladı. Başlangıçta oldukça iyi olsa da zamanla her şey değişti.