Herkese merhaba :) İki tane duyurum olacak: birincisi vize haftasına giriyorum yani ayın 18ine kadar bölüm ekleyemeyeceğim. İkincisi de bu hikayem bittikten sonra başlayacağım hikayemin ilk bölümünü fikir edinmeniz için yayınladım "Nefes" adlı çalışmama bakarsınız sevinirim. Yorum ve görüşlerinizi eksik etmeyin lütfen. Bu bölüm için de keyifli okumalar dilerim ;)
Yanına gittim
"Okan burada ne yapıyorsun?"
Okan beni görünce şaşırmıştı
"Ben... Aslı'yı ziyaret etmiştim. Dönerken arkadaşımın mezarını da ziyaret edeyim dedim."
"Arkadaşın? Bora senin arkadaşın mıydı?"
"Evet? Sen nereden..."bir anda durdu "Nişanlın Bora'mıydı?"dedi
Okan put gibi durdu bir süre, aslında ben de durmuştum çünkü Bora'nın arkadaşıyla sevgili olduğumu öğrenmek kendimi kötü hissetmemi sağlamıştı
"Ben..."diye mırıldandım "Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Bora'yı bunu yapabilir miyim emin değilim."
"Ne?"Bakışları değişmişti "Esin senden vazgeçeceğimi düşünüyor musun gerçekten?"
Bir şey diyemedim. Ben de Okan'dan vazgeçmek istemiyordum ama Bora'nın arkadaşıyla birlikte olmak... Bilemiyorum ama yanlış geliyordu.
"Bora'nın yanında tartışmayalım."dedi Okan " Mezarlıktan çıkıp bir yerde konuşalım"
"Haklısın."
Mezarlıktan çıktığımız andan Okan beni sıkıca tutup kendine çevirdi
"Senden asla vazgeçmem."dedi Okan hemen "Sen de beni sevdiğin sürece seni asla bırakmam."
"Bora'ya bunu yapabilecek misin?"
"Bora senin mutlu olmanı ister Esin. Seni mutlu ediyor muyum?"
Gözlerinin içine bakıyorken yalan söylememe imlan yoktu. Başımı evet anlamında salladım. Okan beni öpüp göğsüne bastırdı
"Boşuna uğraşma."dedi "Bu şartlarda seni asla bırakmam."
Okan belimden tutup yürümeye başladı.
"Öğlen yemeğini birlikte yiyelim mi?"dedi arabaya doğru giderken "Şirkette işlerim var, bitine kadar ancak öğlen olur."
"Olur tabii."dedim gülümseyip
Şirkete vardığımızda Okan elimden tutup içeri girdi. Odasına doğru giderken etrafımızdaki insanların çoğu şaşkınlıkla bize bakıyordu. Okan'ın odasından içeri girince
"Şirkettekilerin hepsi bu anı bekliyormuş."dedi Okan gülümseyip
Ben de gülümsedim. Okan sandalyesine oturup masasındaki tableti açtı
"Birazdan toplantıya gireceğim."dedi "Önce de bakmam gereken anlaşma evrakları var. Biraz sıkılacaksın yani."
"Önemli değil."dedim "Burayı sevdim."
"Harika. O zaman ne içmek istersin?"
"Sütlü kahve olabilir."
Okan başını sallayıp telefondan iki tane kahve istediğini söyledi. Kahvelerimiz gelince Okan toplantısından dolayı kahvesinin yarısını içip çıktı, ben de odada tek başıma kaldım. Bora'yı düşünmemeye çalışıyordum ama elimde değildi, ona ihanet ettiğimi düşünüyordum. Bora bunu onaylar mıydı emin değildim ama düşününce benim gerçekten mutlu olmamı istiyorsa onaylaması gerekirdi değil mi? Yine de içime sinmeyen bir şeyler vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz ve Ateş
RandomBora hayatıma girene kadar hayatım oldukça sıradandı. Sıradan bir hayatı olan sıradan bir dansçı... Bora'nın hayatıma girmesiyle her şey değişmeye başladı. Başlangıçta oldukça iyi olsa da zamanla her şey değişti.