Kimya Uyuşması

920 33 0
                                    

"Tamam arkadaşlar bugünlük bu kadar yeter!"

Nihayet! Prova daha devam etseydi muhtemelen bacaklarım dayanamayacaktı ve ben de düşecektim. Hırkamı omzuma alıp yere oturdum. Biraz dinlendikten sonra gitmek iyi olacaktı. Şu gruptaki tek yakın arkadaşım olan Nil yanıma geldi, o da çok yorgundu

"Bacaklarımı neredeyse hissedemeyeceğim." dedi yanıma otururken

"Ben zaten hissedemiyorum."

"Eh, bu sezon baş rol sensin olacak o kadar." dedi göz kırpıp. Elinde tuttuğu şişeden biraz su içip devam etti

"Hem şu Bora'yla da iyi anlaştınız ha? Kimya uyumu filan? Üstelik daha bu sezon katıldı aramıza."

Omzuna elimden geldiğince sert bir yumruk attım

"Nil kapa çeneni! Bora sadece grupta bulunan birisi o kadar."

"Öyle olsun bakalım."

Hiçbir şey söylemedim. Nil ile laf dalaşına giremeyecek kadar yorgundum. Bacaklarımı oldukları yerde biraz sallayıp ayağa kalktım

"Ben gidiyorum, yarın görüşürüz."

"Tamam, görüşürüz."

Eşyalarımı alıp otobüs durağına doğru yürümeye başladım. Bacaklarım ağrımasaydı muhtemelen havanın güzelliğini fark edebilirdim ama o anda düşündüğüm tek şey eve gidip yatağıma uzanmaktı. Otobüs durağının bulunduğu sokağa sapacakken bir araba yanımda durdu

"Esin istersen seni eve bırakayım."

Başıma çevirdiğimde Öykü'yü gördüm. Genelde arabasıyla gelmezdi ama bu sefer arabasını alacağı tutmuştu

"İyi olur." dedim kapıyı açıp "Otobüste ayakta duracak halim yok."

Arabaya binmemle arka koltukta oturan Bora'yı fark etmem bir oldu

"Bora da bu civarda ev almış." dedi Öykü hemen

"Normalde nerde kalıyordun?" dedim Bora'ya dikiz aynasından bakıp

"Otelde." dedi Bora "Konforlu bir otel gerçi ama insan evi arıyor."

Hafifçe başımı sallayıp yola odaklandım(sanki arabayı ben sürüyormuşum gibi). Yol boyunca sadece CD çalarda çalan müziğin sesi duyuldu. Benim evime gelince Öykü arabayı durdurdu

"Seni yolcu edelim." dedi Öykü her zamanki neşesiyle

"Anlaşıldı." dedim hafifçe gülüp "Teşekkürler."

"Rica ederim."

Ben arabadan inerken Bora da indi.

"Ben de burada oturuyorum." dedi çantasını bagajdan alırken

"Öyle mi? Hayırlı olsun." Bir anda yanımdaki dairenin daha yeni tutulduğunu hatırladım sadece ev sahibinin eşyaları gelmişti

"Yoksa Akgün Apartmanı'na mı taşındın?" dedim ve bunu söylerken nedenini bilmediğim bir şekilde gerildiğimi fark ettim

"Evet."

"Daire 12 mi?"

Bora hafifçe gülümsedi

"Evet, yoksa komşu muyuz?"

Başımı salladım.

"Eh o zaman bir kek filan yapıp getirirsin herhalde. Yeni taşındım sonuçta."

Bora'nın bu lafı istemsiz bir biçimde gülümsemem neden oldu

"Olur bir ara getiririm."

Binaya girecekken Bora biraz durdu

"Eğer evde yemeğin yoksa dışarıda yemek yiyelim mi?"dedi "Yan sokaktaki kaffeye gidebiliriz."

"Çok yorgunum."

"Hadi ama evde yiyeceğine dışarıda yiyeceksin sadece."

Üstelik yemek ısıtmakla da uğraşmayacaktım, yani oldukça mantıklıydı.

"Tamam." dedim

Bora'nın bahsettiği kaffeyi görmüştüm ama hiç uğramamıştım. Ahşap mobilyaların bulunduğu, koyu renk hakim olsa da huzur veren bir yerdi. Cam kenarındaki masaya oturup siparişlerimizi verdik. Bora'nın bu kadar konuşkan olacağını hiç düşünmemiştim. Yemek boyunca konuştuk neredeyse. Nil kimya uyuşması konusunda haklı olabilir miydi? Öyle olsa bile ben çok kısa sürede tanıdığım biriyle sevgili olacak biri değildim. Bunu düşünür düşünmez iki gün önceki prova aklıma geldi. Herkes gittikten sonra son sahnemizi bir kez daha prova edelim demiştik Bora'yla. Son figürle birlikte az daha öpüşecektik, telefonumun çalması engel olmuştu. Ama yok telefonum çalmasa bile ben engel olurdun canım. Düşüncemi dağıtmak için su içtim.

Yemekten sonra apartmana döndük.Evlerimiz zaten ikinci kattaydı. Dairelerimizin önüne gelince çantamdan anahtarımı çıkarttım

"Yemek için teşekkürler ve iyi geceler." dedim daireme girmeden önce

"Asıl ben teşekkür ederim. Sıkıntıdan patlayacaktım yoksa. Ayrıca yarın keki getirsen iyi olur."

"Tamam." dedim gülümseyip. "Öğleden sonra keki getiririm."

Buz  ve AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin