4.Bölüm

336 17 1
                                    

Umarım bu bölümü keyifle okursunuz, iyi okumalar :)

“Bora?”

“Efendim canım.”

“Bir hafta önce sen telefonda biriyle konuştun ya, İngilizce…”

“Evet?”

“Ben İngilizce biliyorum, yani seni anladım. Telefonla konuştuğu kişi kimi koruyacaktı?”

   Bora çatalını bırakıp gözlerimin içine baktı

“Esin…” dedi yumuşak bir sesle “Hani bu konuda bir şey sormayacaktın, bana söz verdin.”

“Biliyorum.” diye mırıldandım, ardından normal bir sesle ekledim “Ama merak etmeden duramıyorum. Bora dün bana geldiğinde fiziki olarak bir hasarın yoktu ama ruhun yaralanmış, bu çok belli. Nasıl bir olay seni bu şekilde yıpratmış olabilir onu öğrenmek istiyorum.”

       Bora elimi tutup sıkıca kavradı

“Neden sana geldim sanıyorsun.” diye sırıttı “Bana senden başka hiçbir şey iyi gelemez.” Ona hala sorgulayıcı bir biçimde bakmam devam edince ciddileşti “Hayatım şu an sana gerçekten olanları anlatamam, ama sana söz veriyorum bir gün her şeyi öğreneceksin.”

“Ama…”

“Anlatamam!” diye sesini yükseltti Bora“Esin lütfen bu konuyu bir daha açma”

    Bora’yı ilk defa bu kadar sinirli ve korkmuş görüyordum. Yanıma gelip alınımı öptü

“Sesimi yükselttiğim için özür dilerim.” dedi

“Tamam canım.” dedim “Hadi kahvaltımıza devam edelim.”

      Kahvaltı boyunca ağzımızı bıçak açmadı. Bora’nın bana bağırdığı için ne kadar pişman olduğu belliydi. Zaten ben de o kısımla pek ilgilenmiyordum açıkçası. Sevgilimin neden bu kadar korktuğunu bir bilebilseydim.

        Kahvaltıdan sonra Bora’nın evine götürmek üzere kişisel eşyalarımı hazırladım. Bora eşyalarımı toplamama yardım etti, valizimi kapatırken göz ucuyla Bora’ya baktım. Yüzü bir haftada aşırı derecede çökmüştü ve evet bazı sırları vardı ama ondan kopamıyordum, oysa başkası olsa bu bilinmezlerin ardından çoktan postalardım onu. Bora sanki düşüncelerimi okumuş gibi bana bakıp gülümsedi, gelip sıkıca sarıldı

“Sana ihtiyacım var.” dedi “Seni kırdığımın farkındayım ama elimden bir şey gelmiyor.”

       Bora’nın evine taşındıktan sonra her şey çok güzel gelişmeye başladı. Bora kendini tamamen toparladı, üç gün içinde o bir haftanın zehrini atmıştı . Üstelik Deniz abla Bora’ya bir şans daha vermişti, yine birlikte dans ediyorduk.

“Sen kesinlikle benim uğurumsun.” dedi Bora provanın ardından yürüyerek eve dönüyorduk

“Abartıyorsun.” dedim gülerek

“Hayır hayatım.” diye mırıldandı “Sen hayatıma girdikten sonra her şey iyi anlamdan o kadar çok değişti ki.”

        Eve vardığımızda Bora hemen dolabı açtı, provalardan sonra ikimiz de acıkmış oluyoruz ama Bora bana göre daha çok acıkmış oluyor.

“Bugünlük tostla idare edeceğiz.” dedi buzdolabını kapatıp

“Buzlukta yemek olmalı, ıspanak koymuştum.”

Buz  ve AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin