Yeni bölüm bir aksilik olmazsa haftaya cuma gelir, iyi okumalar :)
Annem bir şey demeden bana bakmaya başladı, endişeli olduğu her halinden belliydi. Tamam gerçekten bu kadarı çok fazlaydı
“O adam bu eve gelemez!” dedim sert bir biçimde
“Zaten burada yapmayacağız ki canım. Haluk bizi buradan alıp kahvaltıya götürecek.”
“O zaman size iyi eğlenceler çünkü ben gelmeyeceğim!”
Annem ayağa kalkıp bana doğru birkaç adım attı
“Esin, Haluk bilhassa seni görmek için gelecek.”
“Umurumda değil.”
Mantomu giyip dışarı çıktım. Annemin bu yaptığına inanamıyordum. Hem babamı başka biri için terk et hem de onu benimle tanıştırmayı dene.
Havanın soğuk olması umurumda değildi, donup ölene kadar sokakta kalabilirdim, zaten bir şey hissetmiyordum. Yolda yürürken bir adamla çarpıştım, adam yanımdan gittikten kısa bir süre sonra kolumda bir acı hissettim, ardından başım dönmeye başladı
Gözümü hastanede açtım. Annem, Bora ve tanımadığım başka biri odadaydı. Gözlerimi açtığımı ilk annem fark etti
“Allah’ıma çok şükür uyandın.” dedi annem gülümseyip. Ardından elimi tuttu “Nasılsın kızım?”
“İyiyim.”dedim “Ne oldu?”
“Yolda seni baygın halde bulmuşlar.” dedi Bora uzandığım yatağın başucuna oturup “En son ne olduğunu hatırlıyorsun?”
“Yürüyordum ve biriyle çarpıştım, o kadar…”
“Sana çarpanın yüzünü gördün mü?”
Başımı iki yana salladım
“Zaten yüzünü görsem ne değişecek ki? Sadece bana çarptı o kadar.”
“Haklısın canım.” diye mırıldandı Bora
“Geçmiş olsun Esin.”
Bunu odada bulunan ve tanımadığım adam söylemişti
“Bu şekilde tanışmamız garip oldu.” dedi gülümseyip “Ben Haluk.”
İşte şimdi gözlerimi kırpıştırdığımı fark etmiştim, gerçi şaşkınlıktan çok kızgınlık hissediyordum ya…
“Sizin burada ne işiniz var?” dedim
“Sabah size gelecektim biliyorsun, tam evden çıkacakken Gülsüm beni arayıp burada olduğunuzu söyledi.”
“Bir dakika, ben neredeyse bütün gün uyudum mu?”
“Evet” dedi annem “Ama şimdi uyandın, önemli olandı bu. Ben gidip doktora uyandığını söyleyeyim”
“Tamam.”
Annem gittikten sonra Bora saçımı okşayıp alımı öptü
“Bir daha beni bu kadar korkutma.” dedi
Elini sıkıp gülümsedim
“Elimden geleni yaparım.”
Neden bilmiyorum ama bu olayın Bora’yı yaklaşık bir ay önce etkileyen şeyle ilgisi olduğunu hissediyordum. Haluk Bey’e bakıp
“Bizi biraz yalnız bırakır mısınız?” dedim “Özel bir şey konuşmamız lazım.”
“Elbette, ben kafeteryaya gidip bir şeyler içeyim o zaman. Gelirken size ne getireyim?”
“Hiçbir şey… “Şimdi lütfen çıkar mısınız?”
Haluk Bey çıktıktan sonra Bora’ya döndüm
“Hayatım biraz sert davranmadın mı?” dedi Bora
“İnan bu olabileceğim en nazik halim. Sana olanları anlatacağım ama önce bu olayın düşündüğüm şeyle ilgisi yok değil mi?”
“Hangi olayla?”
“Bora!” dedim kaşlarımı çatıp “Sen neden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun!”
Bora hafifçe iç çekti
“Ne yazık ki…”
“Yani haklıyım?”
Bir şey demedi, “Sukut ikrardandır.” lafına hürmeten düşüncemin doğru olduğunu varsayıp konuşmaya devam ettim
“Bora sanırım bu olay artık beni de ilgilendiriyor, ne olduğunu anlatacak mısın?”
“Tamam, pes ediyorum.” diye mırıldandı Bora “Ama rica ederim söyleyeceklerim seni korkutmasın, benden korkmaman için anlatmadım sana.”
Elini tuttum
“Hayatım senden asla korkmam.” dedim “Seni asla bırakmam.”
“O halde anlatıyorum: babam yurt dışında çok saygın bir iç adamıdır. Saygınlığı sadece normal insanlar arasında değil, mafya dünyasında da var. Dolayısıyla bir sürü düşmanı da var. Babam geçen sene öldü ama düşmanları bu sefer benim peşime düştü, onun o mafya imparatorluğunu devraldığımı düşünüyorlar çünkü…”
Bora susup bana baktı, tamam mafya olayı tedirgin ediciydi ama Bora yanımdayken korkmuyordum, bana zarar vermeyeceğini biliyordum. Üstelik o adamlar Bora’ya baya acı çektirmiş olmalıydı.
“Baya acı çekmiş olmalısın.” dedim “O adamlar tekin değildir ve çok acımasızdır herhalde.”
“Esin sen benim ne olduğumun farkında mısın?”
Başımı salladım
“Ona rağmen benden korkmuyor musun yani?”
“Senden neden korkayım ki?” dedim gülümseyip “Sen çok iyi birisin, bana zarar gelmesine asla müsaade etmezsin.”
Borada gülümsedi, ardından dudaklarını dudaklarıma bastırdı
“Teşekkürler.” dedi “Sen olmasan ne yapardım ben?”
“Olduğuma göre bunu düşünme bence. Şimdi, benim bayılmama o adamlar mı neden oldu?”
“Muhtemelen. Sana çarpan adam sana bayıltıcı bir şey enjekte etmiş olmalı.”
“Ama neden?”
“Bana ders vermek için, her an sana ulaşıp zarar vereceklerini göstermek için.”
“Yani nerede oturduğumuzu filan biliyorlar.”
Bora başını salladı, muhtemelen bir şeyler söyleyecekti ama kapının açılmasıyla konuşma yarım kaldı. Annem doktorla içeri girmişti
“Geçmiş olsun.” dedi doktor
“Teşekkürler.”
“Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?”
“Gayet iyiyim”
Işıkla gözlerimi muayene ettikten sonra
“Görünürde bir şey yok.Ne olur ne olmaz diye bu gece burada kalın, yarın çıkışınızı vereceğim.” dedi “Tekrar geçmiş olsun.”
Doktor gittikten sonra başımı Bora’ya yasladım,uyumak istiyordum. Annemin
“Haluk nerede?” demesiyle açtım gözlerimi
“Kafeteryada olmalı.”
“Tamam ben de gidip bir şeyler içerim, ardından geliriz.”
“Olur.”
Annem odadan çıktıktan sonra tekrar gözlerimi kapatıp uyumaya başladım. Uykuya dalarken Bora’nın saçımı okşadığını hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buz ve Ateş
RandomBora hayatıma girene kadar hayatım oldukça sıradandı. Sıradan bir hayatı olan sıradan bir dansçı... Bora'nın hayatıma girmesiyle her şey değişmeye başladı. Başlangıçta oldukça iyi olsa da zamanla her şey değişti.