Yüreğinde ki ateşe düşüp kavruldum. Küllerimden yeniden doğmayı bekliyorum...
💫eftelya-fettah
"İhanet affedilmez!" demişti bunu bilerek ona ihanet ettim! Ona ihanet ederken, kendi ölüm fermanımı da imzalamıştım. Beni affet diyemeyecek kad...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kaybediyoruz... Çok sevdiğimiz için kaybediyoruz bazen. Çok sevince, kendimizden birçok şey feda ediyoruz. Yapmam denilen şeyleri yapıp, kendimiz olmaktan çıkıyoruz... Aşkta gurur olmaz derken, gurursuz olmakta cabası galiba,
Severken öldürüyoruz... Severken ayrılıyoruz... Sevmek her şeyi çözmeye yetmiyor. Ama tüm bunlara rağmen sevmeye sevilmeye muhtaç oluyoruz...
Maksimos'un cevap vermesine fırsatı olmadan başlayan toplantısıyla odadan çıkıp gitmişti. Ardından meraklı ve düşünceli bir ben bırakmıştı. Ona dair her şeyi merak ederken, onun bu denli suskun olması işimi zorluyordu.
Odanın kapısını açıp kapının dibinde dikilen Simon'a bakışlarımı diktim. Maksimos kendi şirketinde bile adam dikiyordu başıma, bu duruma sinir olmadan duramıyordum! Simon ve sekreter kız bakışlarını yüzüme diktiğinde Simon'a bakıp konuştum.
'İçeri girsene.'
Simon'un kaşları hafifçe havalanırken sekreter kıza kısa bir bakış atıp içeri girdi. Sekreter kıza bu sefer bakışlarımı diktim,
'Bize iki kahve getirir misin?'
Kız gülümseyip başını sallarken arkamı dönüp ardımdan kapıyı kapattım. Simon az ilerde ayakta dikilmiş vaziyette bekliyordu. Bu haline tebessüm ederken odanın içinde bulunan uzun toplantı masasına yaklaşıp baş köşedeki sandalyeyi çekip oturdum. Hemen çaprazımda ki sandalyeyi işaret ettiğimde Simon seri adımlarla yaklaşıp sandalyeye oturdu. Simon gergin bir şekilde bedenini sandalyeye yaslarken, bende onun gibi geriye yaslanıp elimde tuttuğum telefonumu masanın üstüne koydum.
'Simon sence ben kötü birimiyim?'
Simon'un şaşkın bakışları aniden yüzüme sabitlendiğinde ne diyeceğini bilemez bir şekilde donup kalmıştı sanki,
'An...anlamadım efendim?'
Elimi masanın üstüne koyup bakışlarımı parmaklarıma diktim. Bir süre sessiz kalıp düşüncelerimi bir sıraya dizmeye çalıştım. İçime derin bir nefes çekip yorgun bakışlarımı Simon'un yüzüne çevirdim.
'Maksimos'un hayatında olmamdan memnun olmadığını biliyorum!'
Zaten gergin olan bedeni sözlerimle iyice gerilirken, kapının tıklanmasıyla aniden ayağa kalktı. Sekreter kız elinde ki tepsiyle içeri girip hafifçe başını salladı ve masaya kahveleri koyup odadan çıkıp gitti. Bakışlarımı kapıdan çekip Simon'a diktim.
