Gökyüzünün Ardında

35 4 2
                                    

İçimde dolaşıp duran girift duygular her an çıkmaya hazır vahşi kurtlar gibiydi. Biri dokunsa patlayacak ve ortalığa saçılacaktı. Olabilecek ihtimaller kafamda sıralandığında bu patlama her an oluşabilecek bir saatli bombaya dönüşüyordu.

Her ne kadar Koryum'un halkıma zarar verebileceğini düşünüp delirsem de ne yazık ki bundan daha kötüsü vardı. Dünyada her şey yaşanıyor olmalıydı ve bu yüzden vakit kaybetmeden dünyaya gitmem gerekiyordu.

Sinir ve öfkeyle harmanlanmış bedenim meyus ifadelerden arınırken, toplantı odasını terk etmek için can atıyordum fakat biliyordum burada henüz işimin bitmediğini.

"Aisley, dur!"

Başkanın sözünü dinlemeden yürümeye devam ettiğimde beni kolumdan yakalayıp durduran Bellamy olmuştu. Bedenim sert bedenine çarptıktan sonra gözlerim gözleri ile bakıştı. Kafasını olumsuz anlamda sallarken inadım acele etmelisin! diyordu.

"Kızım, bir sakin ol lütfen. İncelikli bir şekilde düşün hemen ani kararlar verme."

Bayan Esila nazik sözleriyle beni burada tutmaya ikna etmeye çalışırken birdenbire ağzımdan çıkan sözler karşısında pişman olmuştum.

"Onlar benim ailem! Bir tanesinin kılına zarar gelse ben nasıl yaşarım!"

Kükreyen bir aslan gibi sözlerim iki anneminde kalbine işlemiş ve ikisi de aynı anda gözyaşı dökmüştü. Çatık kaşlarım anında normale dönerken Bellamy'nin kollarından sıyrıldıktan sonra kendimi açıklama ihtiyacı hissettim fakat buna annem izin vermemişti.

Bir çırpıda yanıma gelirken iki elimi ellerinin arasına alıp, adeta gözleri ile beni hipnotize etti. Gözlerimi gözlerinden çekemezken dudakları duymak isteyebileceğim en güzel şeyleri söyledi.

"Haklısın kızım. Orada neler yaşadığını bilmiyorum, hissettiklerini ise hiç. Fakat bir bildiğim var ki, o da senin ve halkın arasında kırılamaz bir bağ oluştuğu ve bu yüzden git. Git ve halkını bir an önce kurtar."

Dudaklarını yaladıktan sonra akıttığı gözyaşlarını sildi ve devam etti. "Fakat senden tek isteğim kendine dikkat etmen kızım çünkü sen bir aileni kurtarmaya giderken bir ailende seni burada bekleyecek."

Annemin meyus sözleri her zamanki gibi kalbime işlerken sadece kafamı sallayıp onu onayladım. Ardından nedendir bilmiyorum gözlerim başkana çevrildi. Her ne kadar ona kızgın olsam da bu babam olduğu gerçeğini değiştirmiyordu ve belki de bu yüzden onun ne diyeceğini merak ediyordum.

Ona baktığımı gördüğünde sanki söyleyeceklerini önceden ölçüp biçmiş gibi hemen hazır cevap verdi.

"Git kızım fakat yanına arkadaşlarını da al ve acele et."

Sözlerine kafamı salladım ve tekrardan toplantı odasından çıkmak üzereyken nedense konuşma ihtiyacı hissettim.

Hala ayakta duran ve bana bakan insanlara baktım ve, "Elimde ne bir plan var ne de ne yapacağıma dair bir şey söyleyebilirim size çünkü vakit hiç olmayacağı kadar kısa. Bu yüzden benimle gelmek istemeyenleri anlarım." dedikten sonra son kez arkamı dönmeden önce konuştum.

"Mümkün olan en kısa vakitte geri geleceğim."

*****

Yiyecek, su, bıçaklar, kılıçlar, silahlar... Ve sonunda çanta hazırlığım bitmişti. Şu an benim için ehemmiyet arz eden tek bir şey vardı ve onun dışında hiçbir şeyi düşünmek istemiyordum.

Dünya da iken beni koruyup kollayan, güçlerimi kullanmama yardım eden insanlarımı; Bilge Kalin'i, Neva'yı, Nathan'ı, Ena'yı ve ah o tatlı küçüğümü; Sofia'mı ne kadar da çok özlemiştim. Her birinin yüzü hiç aklımdan çıkmamıştı ve, benim için, uzun bir aradan sonra onları nihayetinde görecektim.

Boyutlar Arası Savaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin