Güne gözlerimi açtığımda içimde kocaman bir heyecan vardı. Onun yanısıra büyük bir korku ve endişede vardı. Şimdi kalkıp aşağıya indiğimde amcanım kararından döndüğünü görürsem kaldıramazdım. Hayatımda o kadar çok şeyi aşmıştım ama bunu aşamamaktan korkuyorum. Küçücüktüm annemle babamı kaybettim. İstemedigim bir evde yıllarımı geçirdim. Sevdim karşılık beklemeden sadece uzaktan sevdim. Hiç bir suçum yokken yerle bir edildim. Ama okula gidemezsem kendi ayaklarımın üstünde duramazsam hayatım sonsuza kadar biter. Burada yengemin uygun gördüğü biriyle evlendirilir. Hayatıma devam etmeye çalışırdım. Ben bunları istemiyorum güçlü olmalı kendi ayaklarımın üstünde durmalıydım. Sadece bende degil bütün kadınlar ayaklarının üstünde durmalı kimseye boyun eğmemeliler kimseye mal gibi satılmamalılar. Kadınlar dünyada ki en güzel çiçekler onları kimse koparmamalı...
Yavaşça yattığım yerden doğruldum. Odama göz attığımda her zaman ki gibi temiz ve düzenliydi. Hiç bir zaman dağınık bir insan da olmamıştım. Dağınık olan yerlerde içime sıkıntı basar. Kalkıp hemen yatağımı düzenledim. Odam da olan banyo ya girip ihtiyaçlarımı giderdim. Bu gün herşeyin güzel olmasını istediğim için güzel giyinmeliydim. Hemen dolabımın önüne geçtim. Bu gün hava sıcak olduğu için elbise giymeye karar verdim. Çiçekli dizlerimin altında biten bir elbise seçtim. Saçlarımı iki yandan birer tutam alıp ördüm arkada birleştirdim. Beyaz babetlerimi de giydigimde bu güne hazırdım. Kapıya doğru yürürken gözüm aynaya takıldı. Biraz yaklaşıp kendimi incelemeye başladım. Üzerimdeki elbise çok güzeldi ama kilolu olduğum için çokta güzel durmamıştı. Yüzüme dikkatlice baktığımda kara gözlerim kara kaşlarım vardı normalde güzel sayıla bilirdim ama kilom ve sivilcelerimden dolayı güzel kelimesinin yanına bile yaklaşamıyordum. Belikide Aras haklıydı koskaca Hancıoğlu aşiretinin ağası benim gibi bir kızla evlenemezdi ama hala anlayamamıştım onu öfkelendiren benim onu sevmem miydi? Yoksa amcamın bizi evlendirmek istemesi miydi? Tabi ki de ikinciydi benim onu sevmem umrunda bile olmazdı. Dün söyledikleri laflar aklıma gelince düşünmeye başladım ama amcamın beni onunla evlendirmek istemesi için bir sebep bulamıyordum. Onunla evlenmeyi bende isterdim ama böyle değil severek mutlu olarak isterdim. O itiraz etmişti zaten böyle bir evlilik artık asla gerçekleşemezdi...
Yine saçma düşüncelere dalmıştım. Herşey yaşanmış ve bitmişti daha neyi düşünüyordum ki ben. Aynadan gözlerimi çekip hızla kendimi oda dan dışarı attım. Berivan ablaya yardim etmek hem kafamdaki düşünceleri yok eder hem de heyecanımı azaltırdı.
-Günaydın berivan ablammm
-Günaydın canım. Hayırdır çok mutlusun bu gün. Allah mutluluğunu bozmasın.
-Aaa... Berivan abla ben sana söylemeyi unuttum. Amcam benim okumama izin verdi hemşire olucammm.
-Allahım sana şükürler olsun. Canım benim nasıl mutlu oldum anlatamam ama amcanın kararı kesindi. Niye değişti ki ?
-Valla abla üzümünü ye bağını sorma diye bir söz var. Bende öyle yapıyorum. Gidip o ağa bozuntusuyla mı evlenseydim sen söyle
-Ağa bozuntusu mu? Kızım biliyorum kızgınsın ama onunla evlenmek istemediğine emin misin ? Sen ona küçücükten beri sevdalısın. İyi düşün derim ben.
- Evet berivan abla ben buraya gelir gelmez ona tutundum. Sokakta ağlarken gördüğü küçük kıza yardım eden kalbine tutundum. Hiç bir suçu olmadığı halde onu seven insanı dış görünüşüyle vuran birine değil. Benim kararım kesin hemşire olucak buralardan uzakta kendime yeni bir başlangıç kurucam.
-Sen nasıl istersen canım ben senin her kararın da yanındayım.
-Teşekkür ederim ablamm.
- Rica ederim hemşire hanım. Size zahmet olmazsa tabakları masaya taşır mısınız?
- Taşıyama tırnaklarım kırılır...
- Şuna bak hele hemen de havalara giriyor.
İkimiz beraber gülmeye başladık. Bu gün gerçekten güzel başlamıştı böylede devam etmesini tüm kalbimle istiyorum. Tezgahın üstindeki tabakları alıp masaya götürmeye başladım berfin ve yengem oturmuş amcamın gelmesini bekliyorlardı.
Onlarla ne zaman tek başıma kalsam geriliyorum. Hem yılan gibi dilleri hemde kem gözleri var. Tabakları masaya koyup yerime geçerken bir yandan da onları dinliyordum.-Ana bu kız okuyacakmış duydun mu?
- Duydum kızım duydum. Kızların okuduğu nerde görülmüş bütün mardine rezil olacağız.
-Öyle tabi ana ama bir daha yüzünü görmeyeceğiz işte ne güzel bırak gitsin insanlar konuşur konuşur susar.
Yengemin sesindeki tiksintiyi ve berfinin sesindeki alay benim yavaş yavaş sinirlerimi arttırırken. Sessiz kalıp kendimi sakinleştirmeye çalıştım.
''Geçicek burdan da burdaki insanlardan da kurtulacaksın az kaldı. Herşey çok güzel olucak. Yaşadığın bütün kötü olayları unutacaksın sakin ol.''
Amcamın sofraya oturmasıyla kahvaltıya başladık. Ben şimdi biraz daha sakindim. Amcamın sesiyle ona döndüm. Okulumla ilgili bir şey söyleyeceğini düşünerek heycanla dinledim. Nerden bile bilirim ki dünyamın başıma yıkılacağını.
- Hancıoğlu aşiretinin ağası Mehmet ağa bizim evden kız ister. İlk başta dilanı düşünmüştük ama dilan okuyacağı için evlenemez. Bizde oturduk konuştuk Berfin ve Arasın evlenmesine karar verdik...
Sevgili okuyucularım yorum ve oylarınızı bekliyorum şimdiden teşekkürler...💕
Hikayemden İnstagramda da küçük alıntılar paylaşıyorum merak edenler için
Hesabım: _deliyazarr_
Sizi seven yazarınız...💜