50. Bölüm

2.2K 186 137
                                    

Selamlar canlarım nasılsınız? ❤️

Sizi çok beklettim farkındayım fakat elimden bir şey gelmiyor 🤷🏻‍♀️

Bu bölümü aslında uzatıp uzun bir bölüm olarak atacaktım fakat o kadar çok mesaj geldi ki yeni bölüm ne zaman diye bende mecbur bölümü kesmeye karar verdim. Bölümün bitmemiş hali şuan 3000 kelime aslında 4000 hatta belkide 5000 kelimeden fazla olacaktı ama yapavak bir şey siz istediniz 😂 Bende bu bölümü 2000 kelimede kesmeye ve 50. Bölüm olarak atmaya karar verdim. Ama merak etmeyin önceki gibi çok fazla bekleteyeceğimi düşünmüyorum çünkü elimde yazılmış 1000 kelimelik  bir bölüm var elimde ve onunda devamını yazarım diye düşünüyorum. Ama siz yinede çok hayal kurmayın 😂

Şimdiden iyi okumalar ❤️

Bol yorum ve vote istiyorum çünkü böylr olunca daha güzel yazıyorum 😘😊❤️

..

"Atakan! Senin ne işin var burada?" dedim fakat Atakan'ın ilgi odağı ben değil Çınar'dı. "Çınar, senin ne işin var burada?"

"Bir dakika ya senin Arya dediğin Arya, bu Arya mı? Amma Arya dedim, neyse." Çınar da şaşkındı, hepimiz şaşkındık.

"Evet. Soruma cevap alamadım?"

"He, Arya sadece arkadaşım Atakan."

"Ben öyle bir şey ima etmedim Çınar. Soruma cevap vermedin hala?" diye Atakan çıkışınca araya girdim. "Atakan sakin ol ilk önce. İçeri geçelim sende kapı önünde kaldın."

"Geçelim bakalım." Atakan'a yol verdikten sonra homurdanarak içeri geçti. Atakan'ın bavullarını alan Çınar Atakan'ı takip etti bende kapıyı kapatıp onları takip ettim. Salona girince fısır fısır konuşan ikili beni görünce susmuşlardı ve Atakan'ın suratı beş karıştı. Kollarını birbirine bağlayıp geri yaslandı.

"Neden sustunuz?"

"Asıl siz neden susuyorsunuz? Hala açıklama bekliyorum."

"Atakan bak sandığın gibi değil. Çınar benim sadece arkadaşım."

"Öyle mi? Peki bir sorum daha olacak," deyip kollarını dizlerine koyarak ellerini birleştirdi ve eğildi. Beni bir öksürme tuttu. "İyi misin?" dedi çarpık gülümsemesiyle. Ah o kıvırcık saçlar, o gamzeler, o gülümseme, o kaslar... Aman canım neyse! İşimize dönelim.

Çınar kulağıma eğilerek, "Ağzının suyu akıyor gerizekalı, kendine gel," dedikten sonra toparlanmaya çalıştım fakat pek işe yaramadı. "Neyse Arya soruma dönelim," diyerek geriye doğru yaslandı. Oho bu her sorusunda böyle karizmatik davranışlar sergileyecekse işim yaş vallaha.

"Sorar mısın Atakan şunu!"

"Tamam kızma," dedi gülerek. Salak kızmıyorum sadece her yaptığın harekete düşüyorum ve bunu anlayacaksın diye ödüm kopuyor. "Madem sadece arkadaşsınız, ikiniz birlikte, yalnız, bu evde, ne yapıyordunuz?" Her duraksamasında yutkunuyordum. Allah'ım yardım et. "Daha önceden arkadaş olsaydınız bana söylerdiniz diye tahmin ediyorum," diyerek kaşını kaldırdı. Olum bir insanın kaşını kaldırarak söylemesinede düşmezsin hani ya!

Yutkundum. Hapı yuttum. Bir anda yan taraf doğru savrulmamla neye uğradığıma şaşırdım. "Ne oluyor ya?"

"Kapı çalıyor Arya duymuyorsun galiba. Kalk bir kapıya bak hadi!" dedi tıslarcasına. Başımı sallayarak Atakan'a bakmadan doğru kapıya koştum. Atakan'ın arkamdan güldüğüne yemin edebilirim.

GAMZELİ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin