49. Bölüm

2.8K 155 84
                                    

İyi okumalar bol bol yorum yapmayı unutmayın 🤗❤️

..

"Biraz yaklaşsana Çınar," dedim fısıldayan ses tonumla. Ben, Burak, Eslem, Cem ağabey ve Çınar bizim evin salonunda oturuyorduk. Annemler ise gezmek için çarşıya inmişlerdi. Çayından bir yudum alan Çınar, "Neden yaklaşayım?" diye sordu. Ohh, beyefendi de ki rahatlığa bakın hele. "Oğlum beni sevmiyor musun sen?"

"Hayır."

"Of salak çocuk ya! Beni sevdiğini söyledin ya?"

"Senin yüzünden oldu. Zor durumda kaldım ne yapayım?" Yanına doğru biraz yakalaşarak, "Bana biraz yakın davran yoksa foyamız ortaya çıkar," dedim.

"Kızım görmüyor musun Cem ağabey nasıl bakıyor? Canıma mı susadım ben?"

"Off!" diyerek hızla yanından uzaklaştım. "Ne oldu Arya? Bir sıkıntı mı var?" dedi Cem ağabey.

"Yok ağabey," diyerek yanlarından sinirle  kalktım. Mutfağa gelip bir bardak su koyduğumda Çınar'ı mutfağın kapısından içeri girerken görmüştüm. "Hayrola?" dedim yan bakış atarken. Yanıma gelip sandalyeye oturarak, "Sen öyle birden kalkıp gidince Cem ağabey bana kötü kötü baktı. Sanki ben bir şey yapmışım gibi" dedi. Sesinde sitem vardı. Ay Cem ağabeycim bana bilmeyerek çok yardımın dokunacak.
“Cem ağabey beni üzdüğünü düşünmüştür o yüzden öyle bakmıştır,” dedim tek kaşımı kaldırarak. “Of tamam söyle ne yapacaksam yapacağım.” Bıkkınlıkla çıkan sesine aldırış etmeyip devam ettim. “Bu oyuna devam edeceğiz."

“Ne?! Nereye kadar? Hayatta devam etmem, bir an önce söyleyeceksin.”

“İyi sen bilirsin,” deyip umursamaz bir tavırla suyuma içtim ve tam mutfağın kapısından çıkarken kolumu tutarak kendine çekti. “Arya bu oyunu devam ettirmemiz ikimiz içinde iyi olmaz.”

“Nedenmiş?” dedim kolumu elinden kurtarırken. “Devam ettirmemiz gerekiyor?”

“Neden? “Bu sefer soruyu Çınar sormuştu. “Çünkü eğer Cem ağabeye senin bana laf atan çocuk olduğunu söylersem seni bitirir.” Kendini beğenmiş bir tavırla,” Ha sen beni düşünüyorsun yani?” dedi.

“Seni mi?” Başını aşağı yukarı hareket ettirmişti. “Sen kimsinde seni düşüneceğim be! Ben kendimi düşünüyorum.”

“He o yüzden ‘Neden?’ diye sorduğumda direkt bana yönelik bir cevap verdin. Anladım,” dedi sırıtarak. Ay ben bu çocuğu boğazlarım! “Salak ilk tabii ki de seni söyleyecektim, kendimi söyleseydim ikna olmazdın.”

“Hı hı,” dedi kurnaz bakışlarıyla. “Neyse salak demeni şimdilik yok sayıyorum ve kabul ediyorum.” Omuz silkerek salona doğru ilerken,” Bence yok sayma. Salak olana salak derim ben,” dedim. Mutfaktan,” O zaman kendine de demen gerekiyor,” diye ses geldiğinde salona girdiğim için geri dönemedim ama bu dediğini ona sonra çok pis ödetecektim.

“Nereye gittiniz ikiniz birden?” Cem ağabeyin kızgın bir şekilde sorduğu soruya karşılık tedirgince koltuğa oturdum. “Şey ben susamıştım o da tuvalete gitti sanırım,” dedim Çınar içeri elinde su bardağıyla girince zihnimin alnıma bir tane şaplak attım. “Anlaşılan Çınar suyu tuvaletten doldurmuş olmalı. Allah Allah tuvalette de bardak ne arasın ki?” derken Burak yavaşça bana doğru döndü. Hiçbir şeyden haberi olmayan Çınar yanıma oturunca, “Ne var canım tuvaletten sonra mutfağa gidemez mi?” dedim. Çınar kulağıma doğru fısıldayarak,” Ne oluyor?” diye sordu. “Hadi Çınar’ı anladım da senin işin neden uzun sürdü?” diye de bu sefer Cem ağabey sormuştu. Allah’ım ikisi iki taraftan bastırıyor lütfen yardım et!

GAMZELİ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin