30. Bölüm

3.5K 191 42
                                    

Teyzemler tatilden döndüğünde Alya'yı da alıp eve gitmişlerdi. Eniştem son halinden birazcık daha iyi durumdaydı. Ayağının üzerine tam basamıyordu ama eskisi gibi ağrı yapmıyordu. Yani sonuç olarak ayağı biraz incinmişti ve şuan daha iyi durumdaydı, 2 gün geçmesine rağmen.

"Arya hadi bize bir şeyler hazırla karnımız acıktı, yoldan geldik," diye salondan seslendi annem. "Anne Allah'ını seversen ya 2 saaatlik yoldan geldiniz ne karnınızın acıkması ya!"

"Hadi kızım hadi kaldır o kıçını!" Anlaşılan yine bana mutfak yolları görünüyordu. Mutfağa geldiğimde buzdolabını açtım ve şöyle bir göz gezdirdim. "Hemen ne yapabilirim ki?" Dolapta duran hazır dönere baktım. "Buldum!" Döner, makarna ve yanına da hazır çorba.

Dönerleri tavaya koyarak üstüne biraz yağ attım. O orada kendi kendine pişecekti daha sonra ise üstüne domates doğrayacaktım ki dönerler kuru olmasın. Makarnanın suyunu koydum ve içine biraz tuz atarak kapağını kapatıp ocağın üstüne koydum. Hazır çorbanın kendisini tencerenin içine döktüm ve üzerine 5 bardak su ilave ettikten sonra ocağın üstüne koydum. Ocağın altını açtım ve hepsinin olmasını bekledim.

Sonunda yemekler olduğunda hepimiz sofraya oturduk. Güzel güzel yemeğimizi yerken sohbetimiz eniştemin nasıl düştüğüne gelmişti. "Ya sen bardak düşmesin diye uzanayım derken ayağın kay ve düş." Ay enişte yani alt tarafı bir bardak düşsün, senin canından önemli mi sanki. Hayır yani ne diye koştun ki bardağa doğru onu da anlamış değilim.

Babamın telefonun sesini duyduğumda babam telefonunun salonda olduğunu söyledi. Salona ulaştığımda ekranda yazan isimle kalbimin atışı değişti. Ekranda kocaman harflerle 'ANNEM' yazıyordu. Babaanne lütfen sana bir şey olmasın.

Telefonu babama götürdüğümde hemen açtı. "Alo! Efendim anne?... İyiyiz anne sen nasılsın?... Nasıl yani?..." BABABAANNE! Allah'ım lütfen bir şey olmasın! "İyi olur vallahi." Of baba ya! Ödümü kopardın! Bundan sonra sağlıkla ilgili yalan söyleyenin var ya! 

"Tamam o zaman hadi görüşürüz!" Babam telefonu kapattığında annemle ben gözlerimizi babamdan ayırmıyorduk. "Annem Trabzon'a çağırıyor. Diğerlerini de çağırmış, 'gelin de ailecek bir hafta geçirelim' diyor. Ben 'tamam' dedim. Ne güzel bir hafta ciğerlerimiz Karadeniz'in havasıyla doğar." Annem ve bende mutlu bir yüz ifadesini gören babam, "O zaman hazırlanın yarın yola çıkalım, anca varırız zaten," dedi. Yemeğimi hemen bitirdim ve sofradan kalktım. odama gidip bavulumu hazırlamaya başladığımda ihtiyacım olacak her şeyi bavuluma koymaya başladım. Off keşke uçakla gitseydik ya! 14 saat çekilmez şimdi. "Neyse yapacak bir şey yok." Odayı dolduran bildirim seslerini duyduğumda telefonumu elime aldım.

Atakan: Pişt!

Gamzeli!

Atakan'dan gelen mesajı gördüğümde yanıt yazdım.

Best: Neden böyle bir şey yazdın şimdi sdbfhsbdk

Atakan: Hep sen mi gamzeli diyeceksin birazcık da ben gamzeli diyeyim sjdnksjdc

Geçtiğimiz günlerde Atakan benden bir fotoğraf istemişti ve yüzümü kapatarak ona bir fotoğraf atmıştım ama gamzemi tam kapatamamıştım. Olay buydu yani.

Best: Benim gamzem yok ki.

Atakan: He he bende körüm zaten.

Best: Hani doktora gitmiştin ve doktor sana gözlerinin iyi olduğunu söylemişti sbdkjab

Atakan: NDKAJSNDA

GAMZELİ | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin