8. Bölüm "Hep böyle kal."🎼Emre Aydın- Beni Vurup Yerde Bırakma🎼
Instagram; huysuzkartanesiMerhaba arkadaşlar. Size bomba gibi ve yazdığım en uzun bölümle geldim. Diğer bölümlerin tam iki katı uzunlukta. Yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar☃️
✨
Kalbim hızla atmaya başlarken nefesinin dudaklarımın üzerine vurmasıyla başımı sola doğru çevirdim. Soğuk havaya karışan nefesimle havada iz yaparken sakinleşmeye çalıştım. İçimdeki bu heyecanda neyin nesiydi.
"Daha seni öpecek olmam geriyorken biz nasıl bebek yapacağız Akasya!"
Yanağımın üzerinden dudaklarını hareket ettirip kulağıma fısıldadığı sözler kalbimi biraz daha hızlandırdı. Sakinleşme çabalarımın böylelikle boşuna olduğunu kavradım. Ellerimi cebimden çıkarıp ayağa kalkmam birkaç saniyeyi alırken neredeyse karların içinde üst üste yatıyor olduğumuzu yeni fark ettim.
" Bu kabul ettiğin anlamına mı geliyor?" İçimdeki heyecan gözlerime yansımış olacak ki gözlerim buğulandı.
"Evet, kabul ediyorum."
Bir an sevinçten yerimde zıplayacak gibi olurken Baha'nın yanında böyle bir şey yapmamam gerektiğini fark edip durdum.
"Neden ağlayacak gibi duruyorsun?"
Abartılı bir şekilde kendimi gösterdim. "Ben mi? O havadan ya gözlerim sulandı sadece."
Yüzünde alaylı bir gülümseme oluştu. İstemsizce onu süzmeye başladım. Üzerine siyah kapüşonlu bir kazak ve siyah spor kapüşonlu bir mont giymişti. Siyah kot pantolonuna ve botlarına kadar bugün her şeyi siyah tercih etmişti. Dünya gözleri karanlığın ve beyazlığın içinde bana çok renkli geldi.
"Bir kahve içelim mi?"
Hava çok soğuktu bu yüzden teklifine hayır diyemedim.
"Olur içelim."
Telefondaki müziği kapatıp cep telefonumu cebime koydum. 1.70 cm boyumla yanında kısacık kalırken kendimi çok tuhaf hissettim. Sessizliğin içinde yürürken nefeslerimiz havaya buhar olup karışıyordu. Yürüyerek ilerlediğimiz caddenin sonunda sıra sıra dizilmiş dükkânların arasında bir grup insanın toplanmış olması dikkatimi çekti. Biz yaklaştıkça birkaç insanın dans ettiğini fark ettik. Heyecanla durmuş onları izlerken, Baha benden birkaç adım ilerlemişti. Yanında olmadığım dikkatini çekmiş olmalı ki bana doğru dönmesiyle bakışlarımı ona çevirdim.
"Dans etmeyi sever misin?"
"Kim ruhunu yansıtmayı sevmez ki?"
Sorum onu şaşırtmış olacak ki bana doğru yürümeye başladı. "Pekâlâ o zaman, ruhunu göster bana." dedi ve elini uzattı. Ben de elini tuttum. Sırtımdaki eli yerini alırken kulağımız müzikte birbirimize senkronize dans etmeye başladık. Vals yaparken vücutlar birbirine temas etmezdi. Baha ile birlikte bir yakınlaşıp bir uzaklaşıyorduk. Gözlerim gözlerinde adım atarken havanın soğuk olmasıyla nefeslerimiz hızla birbirine çarpıyordu. Vals müziği bana o kadar coşku veriyordu ki istemsizce gülümsemeye başlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAL GİBİ SEVDA (Devam edecek)
Romance✨ Dünya gözlerinin yüzümün her hattında gezindiğini hissedince istemsizce yutkundum ve dudaklarımın kurumaya başlamasıyla dilimle onları nemlendirdim. Bu hareketim bakışlarını dudaklarıma yönlendirince harelerinin arasına yerleşen ışıltılar yerini...