2. Bölüm "Kadere de inanmazdın"

2.6K 184 32
                                    


Merhaba arkadaşlar öncelikle bir duyurum var. Bir arkadaşınız bana parodi hesap önerisiyle geldi. İnstagram da Akasya için bir hesap açtım. Baha ve diğer karakterler için parodi olmak isteyen ballar bana İnstagram'dan mesaj atabilir. Ne kadar çok oy ve yorum olursa bölümler o kadar erken gelir. Küçük bir hatırlatma olsun.

Keyifli okumalar...


Akasya'dan

İçimde yaşadığım şey buydu. Kalbimde hissettiğim kırgınlık. Kandırılmışlık. Aldatılma. İnsan yaşadıklarını unutuyordu. İnsanız çünkü. Hafızamız her şeye yetecek kadar değil. Ama hissettiklerimizi unutmuyorduk. Ben şimdi bu kırgınlığı nasıl unutacaktım. Hayallerime çok çok az kalmıştı. Aile kurmama bir imza yetecekti. Gözlerimden düşen damlalar hissettiklerimin dışarı çıkmasına izin verdiğim kadarıydı. Sinirden ellerim ayaklarım titriyordu.

Etrafıma, insanlara nasıl bakıyordum bilmiyorum ama ellerim titreye titreye arkamı döndüm. Bir an önce buradan çıkmak istiyordum. Kalabalık bana yer açarken çevremdekilerin sesleri uğultudan ibaretti.

Otelin kapısından çıkarken, vücudumun zangır zangır titrediğini hissedebiliyordum. Bu yaşadığım bir nevi yıkımdı. Hayatımda her şey çok mükemmel ilerlerken bir anda ellerimden kayıp giden hayallerimle ne düşüneceğimi, ne yapacağımı kestiremiyordum.

Kollarımdan tutulup sarsılmamla bakışlarımın buğusu, kulaklarımdaki uğultu kayboldu.

"Akasya!"

Derin'in beni kendime getirmiş olması ile deli gibi kahkaha atma isteği yaşıyordum. Ama bekledim. Ellerim titreye titreye mektubun olduğu zarfı açtım. Zarfın içinden çıkan evlilik cüzdanıyla neye uğradığımı şaşırdım.

Her geçen saniye akıl sağlığımı kaybettiğimi hissediyordum.

Sırayla yazılanları okumaya başladım. Akasya Bilecen, Anne adı, Açelya Bilecen; Baba adı, Erhan Bilecen; Baha Güvenç, Anne adı; Ayla Güvenç; Baba adı, Mir Güvenç.

Ben evlenmiştim. İmzalarımızın olduğu yere inanmazcasına baktım. Birkaç saniye sonra kahkahalarla gülmeye başladım. En yakın arkadaşlarım Derin ve Dila bana deli görmüş gibi bakıyorlardı.

Elimde telefonumla bana doğru koşturan Ahueda'nın topuk tıkırtılarıyla kahkahalarım bıçak gibi keskin oldu.

Her zaman öncelik olarak beni ciddiyetle dinleyen asistanım, bana tedirginlikle bakıyordu.

"Buyurun Akasya Hanım. Arabanız hazır sizi bekliyor."

"Saçmalama Akasya bu halde araba kullanamazsın.Ahu sende neden haber veriyorsun."

Dila'nın sinirli sesine göz devirip Ahueda'nın uzattığı telefonumu alıp elimdeki ayakkabıları yere fırlatıp, yürümeye başladım.

"Beni rahat bırakın. Sakın peşimden gelmeyin!"

Elimdeki defteri sinirden sımsıkı tutuyordum.

Kızların adım sesleri peşimden gelmeye başlayınca gelinliğimin eteğini tutup koşmaya başladım. Boğuluyordum. Bir çözüm bulmam gerekiyordu. Çaresizliğim karşısında daha hızlı koşmaya başladım. Çevredeki insanların çoğu büyük bir merakla gelinliğiyle koşan bana bakıyorlardı. Onları görmezden gelip, yaklaşan dolmuşa el işareti yaptım.

"Akasya!"

Dolmuşa binerken kızların silikleşsen seslerinin olduğu tarafa bakıp omuzumu silktim. Her ne kadar yirmidokuz yaşında da olsam bazı hareketlerim hala çocuksuydu.Dolmuştaki herkes bana şok içimde bakarken, boş yere geçip, sahili izlemeye başladım. Deniz bana her zaman huzur veriyordu. Düşünmem için gerekli sessizliği, içimden çıkmak isteyen çığlıkları dalgalarının arasına saklıyordu.

BAL GİBİ SEVDA  (Devam edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin