BAL GİBİ SEVDA (Devam edecek)

12. Bölüm "Bu dünya insanı deli eder."

12. Bölüm "Bu dünya insanı deli eder."

🎼Balmorhea - Remembrance🎼
Instagram; huysuzkartanesi

Keyifli okumalar..

✨

Bazen bir insanın senin yanında olduğunu hissetmek için kelimelere ihtiyaç duymazsın. Küçük bir temas, küçük bir dokunuş yalnız olmadığını, güvende olduğunu hissettirir. Ve ben kendimi ilk kez bu kadar yalnız hissetmiyordum.

İkimizin de bildiği gerçeği dile getirmesiyle kalbim tekrar coşkuyla atmaya başladı. Sırtımdan aşağı doğru hareket eden parmaklarla vücudum heyecandan titremeye başladı. Birkaç dakika önce çıktığım için hala ıslak olan göğüslerim Baha'nın vücuduyla temas halindeydi. Ayak parmaklarımın üzerinde duruyordum. Baha'nın o küçük dokunuşuyla vücudum kasıldı ve ben kendimi biraz daha Baha'ya bastırırken buldum. Sanki bedenim başka biri tarafından yönlendiriliyordu. Kısık sesli nefeslerimiz odanın içine dağılıyordu. Küçük dokunuşları belimde yer alınca kafamı yavaşça sola çevirdim. Aslında bu hareketimin ne kadar yanlış olduğunu dudaklarımın Baha'nın boynuna temas etmesiyle anladım. Bu hareketimle Baha'nın elleri belimde titredi. Büyük bir yutkunma sesi odaya doldu. Adem elmasının aşağı yukarı hareket edişine tanıklık ederken titrek bir nefes alıp verdim. Sanki ikimizde bu anda takılı kalmıştık. Hareketlerimiz öyle doğal, öyle kendiliğindendi ki bizim bir şey yapmamıza gerek kalmıyordu. Bir an yaşanıyordu ve biz o anın tadına varmadan o an kesilmiyordu.

"Gül güzeli bana ne yapıyorsun?"

"Hiçbir şey."

Baha derin bir nefes alıp verince saçlarımın üzerine vuran sıcak nefesiyle beraber yaşadığımız andan koptum.

"Bir şekilde seninle kendimi hep dip dibe buluyorum. Beni sana çeken bir şey var."

Sanki kahve içerken birbirimize gülümseyerek sohbet ettiğimiz bir andaydık. Öyle bir ses tonu vardı ki, beni andan ana sürüklüyordu. Gerçek bambaşkaydı. Çıplak bedenimin Baha'nı bedeninden destek alıp ayakta kaldığını hissedebiliyordum.  

"Baha. Ben şu an çok utanıyorum."  Kısık sesli gülüşüyle beraber tekrar adem elmasının aşağı yukarı hareket edişine şahitlik ediyordum.

"Sanırım senden etkileniyorum demek istedin." Senden etkileniyorum derken bedenime doğru eğilip kısık ses tonuyla kulağıma fısıldadı. Bedenimi bir titreme alırken geriye doğru bir adım attım. Şimdi derin nefesler alıp verirken ani söylenen sözlerden etkilendiğim için tutkuyla dolan bedenimle direkt Baha'nın dünya gözlerine bakıyordum. Gecenin karanlığında parıldayan, irislerime odaklanan o gözlerden etkilenmemek mümkün değildi. Gözlerimizden tutku taşıyordu.

"Sen yatağa geç otur. Ben hemen hallediyorum. Sonra duşuna devam edersin."

Baha benim ne diyeceğimi beklemeden odadan çıkarken ben öylece odada kala kaldım. Ayağımın dibinden gelen kısık sesli havlama sesiyle bakışlarım gecenin karanlığında parlayan bir çift başka gözlerle karşılaştı.

"Babacığın ne yaptığını gördün mü Köpük!"

Ben zor bela bulduğum yatağa otururken zeminde yankılanan küçük pati seslerinin ardından bedenimin yanında uzanmış köpeğin kafasını okşadım. Tüyleri o kadar yumuşacık hissettiriyordu ki. İnsanda sarılıp uyuma isteği uyandırıyordu. Bir dakika içerisinde elektriklerin gelmesiyle gözlerim hafifçe kısıldı. Birkaç saniye sonra ışığa alışan gözlerimle bakışlarım yanımdaki Köpük'e çevrildi.

Koyun gibi yumuşacık ve kahverengi kıvırcık tüylerine elimi daldırdım. Burnuyla alnına doğru çıkan beyaz tüylerine hayranlıkla baktım. Alnındaki tüylerin kalp şeklinde olması kısık sesli gülüşüme neden oldu. Merdivenlerde duyduğum adım sesiyle hala çıplak olduğumu hatırlayıp hızla yataktan kalkıp banyoya doğru koşmaya başladım.