13.Bölüm "Bal gibi."

1.4K 116 21
                                    



Yeni bölüm geldi. Keyifle okuyun🌸


Parmaklarımın arasındaki kupayı dudaklarıma götürdüğüm sırada kapıdan giren çifte takıldı gözlerim. Erdem ve Şirin el ele, gülümseyerek birbirlerine bakıyorlardı.

Sabahleyin iş yerimin önünde kendime verdiğim sözden sonra ofise geçmiştim. Daha sonra kızlarında beni daha mutlu görmesiyle günüm harika geçiyordu. Normal hayatıma dönmüştüm. O karamsar ruh halimden sıyrılmış, dinç bir bakış açısıyla işlerime odaklanmaya başlamıştım. Mailime gelen istekle beraber acil bir şekilde planlanan toplantı sonucunda Ahu Eda'nın beni geçen sefer getirdiği kafeye gelmiştik.

Almanya'dan gelen bu çift uzun zamandır internet sitemizi takip ettiğini, çizimlerimizi, dekorasyonlarımızı düzenlemelerimizi çok beğendiğini dile getirirken emeklerimizin karşılığını alma hissini tatmak çok güzeldi. Our Castle ile gerçekten gurur duyuyordum. Ailesi tarafından el bebek gül bebek büyütülmüş de olsam ekmeğinin karşılığını almanın zor olduğunu biliyordum. Birbirimizi bulmuş olmamız ve dostluğumuzu kaybetmemeye çalışmak benim için çok önemliydi. Our Castle bizim için gerçekten de bir kaleydi.

Kahvemden yudumumu alıp müşterilerimize odaklandım. Bu tatsız karşılaşmayı yok saydım. Güne güzel başlamıştım ve öyle de devam etmesini istiyordum.

"Siz okeyseniz sözleşmeyi hazırlarız. Yarın da ekibimle beraber bir yapılacak evi görmeye gelelim. İmzaları da orada atarız."

Kumral tenli, yeşil gözlü kadın sözlerimle sarışın, mavi gözlü eşine dönüp, "Ay çok heyecanlıyım aşkım." dedi.

Semra Hanım Türk'tü. Eşi Michael ile Almanya da tanışıp evlenmişlerdi ve artık Türkiye de yaşama kararı almışlardı. Uzun zamandır bizi takip ediyor olmaları hepimizin gözlerine bir gurur yerleştirmişti.

"Ben de bebeğim." Semra Hanım'ın saçlarını okşayıp kahvesinden son yudumu alıp parmak uçlarının hepsini bir araya topladı elini çok güzel anlamında aşağı yukarı salladı.

"Siz Türkler kahveyi çok güzel yapıyor."

Onun bu tavrına hep beraber gülümsedik.

"Afiyet olsun."

"Artık buradayız Akasya Hanım. Bizim için en iyisinin siz olduğunuzu düşünüyoruz. O zaman biz kalkalım. Yarın da imzaları atarız."

"Elbette."

Herkes bir anda ayağa kalktı. Semra Hanım ve Michael Bey gittikten sonra kızlarla beşlik çaktık.

"Çok iyi oldu bu. İnternet sitesini ben her gün girer kontrol ederim artık."  Dila'nın sözlerini Derin devam ettirdi.

"Kesinlikle bundan sonra yapım sürecini falan anlatan videolar da yükleyelim. Çalışanlarımızla aramızdaki samimiyeti gösterip, müşteri yorumları kısmını da açalım. Sosyal Medya bu açıdan çok iyi bir yer."

"Kesinlikle kızlar. Artık çalışmalarımızı hızlandıralım. Birkaç tane daha mail vardı. Ben akşam birkaç tanesini okurum. Sizde maillerinizi kontrol edin. Sosyal Medya hesaplarınızı kontrol edin. Çalışanlarımızla ilgilenelim. Birinin eksiği, hastası falan varsa hemen ilgilenelim. Onlar varsa biz varız. Onların memnun olması her şeyden önce biliyorsunuz."

Bir on dakika boyunca neyi nasıl yaparız diye fikir alış verişi yaparken Ahu Eda yanımda bütün her şeyi not alıyordu. En son yarın sabaha acil bir toplantı planladık. Telefonuma gelen bildirim sesiyle dikkatimi kızlardan çekip, telefona verdim. Bildirim kısmında Baha'nın adını gördüğümde merakla parmak izimi okuttum ve mesajın tamamını okumaya başladım.

BAL GİBİ SEVDA  (Devam edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin