9. Bölüm- Büyümek

773 57 322
                                    

Herkese merhabalar. Umarım, herkes iyidir. Bu bölüm, değişiklik yapıp Kerem'in ağzından okuyoruz. Yorumlarda Kerem'i bayağı fazla eleştiriyorsunuz, yeri geliyor, benim de kızdığım anlar oluyor fakat bu bölümü yazarak, ilk bölümden söylediğim gibi empati yapmanızı sağlamak istiyorum.

Neyse, çok konuştum.

Bölümümüz anfas2191 e gidiyor. Beni bir hayli gaza getirdi kendisi. İnce fikirlerinin hastasıyım, hanımefendiciğim🤤

Hatalarım varsa affola🙏🏻 pek fazla bakma şansım olmadı.

Oy ve yorumlarınız için şimdiden teşekkürler♥️

Keyifli okumalar, sevgiler🎈

Kerem Karaoğlu

Dört yaşındaki Kerem var karşımda. Onun için kocaman sayılacak bir evin önünde duruyor annesiyle birlikte. Annesinin elini sımsıkı tutmuş, başını kaldırıp eve bakıyor. Annesi kapıyı açıyor.

"Anne, burası neresi?" diye soruyor, küçük Kerem. Merakla annesine dikiyor gözlerini.

"Yeni evimiz, artık burada yaşayacağız" diyor annesi. Kerem, şaşkınlıkla annesinin dediğinin doğru olup olmadığını anlamaya çalışıyor. Yeni bir ev. Diğer insanların olduğu gibi kendilerine ait, istediği kadar koşup oynayacağı bir ev.

"Artık pansiyonda yaşamayacağız yani?" diye soruyor Kerem, inanamayarak. Bu kadar çok paraları nereden olmuştu? Annesi önemli bir işte çalışıyor olmalıydı ki, bu kadar çok paraları olmuştu. Annesinden merakla bir cevap bekliyor. Annesi, Kerem'in önünde eğilip, tam önünde duruyor ve sonunda, başını sallıyor. Yani, bu ev gerçekten de onlarındı. "Seni çok seviyorum, anneciğim" diyor sımsıkı annesine sarılırken. Annesi de ona sarılıyor.

Aniden etraf kararıyor, Kerem ve annesi arasına uçurumlar giriyor. Mesafeler gittikçe açılıyor. Kerem bir tarafa, annesi diğer tarafa savruluyor. Aradaki mesafe arttıkça, Kerem ağlıyor çünkü annesinden bu kadar uzak kalmaya alışık değil. Annesi onu terk ediyor.

Ve etraf tekrar kararıyor.

Bu kez merkezde ben varım. Etraf kapkaranlık, önümde bembeyaz bir mezar var. Üzerinde annemin ismi yazılmış.

Sevda Karaoğlu
08.09.1992-

Ölüm tarihi yok. Ne zaman ölmüş, nasıl ölmüş, hiçbir bilgim yok.

"Onu sen öldürdün" diye bir ses yankılanıyor. Etrafa bakınıyorum. Kimse yok. Sadece ben ve anneme ait olduğunu düşündüğüm bir mezar var.

"Hayır, ben öldürmedim" diyorum inkar ederek. Bazen anneme kızıyordum ama onu asla öldürmezdim.

Fakat ses tekrar duyuluyor.

"Ölümüne sen, sebep oldun!"

Kime ait olduğunu bilmediğim, yabancı sesin suçlamalarına daha fazla dayanamadım.

"Ben bir şey yapmadım! Annemi severim ben!" Karanlığın içinden bir gölge beliriyor.

"Sen yaptın" diyor bana doğru gelerek. "Sen yaptın!" Bir adım daha atıp, üstüme geliyor. "Sen yaptın!"

"Hayır, hayır, hayır!"

7 Aralık, 2020; Pazartesi

EtiketHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin