Tony Stark hayatında en mutlu olduğu günü Steve Rogers ile tanıştığı gün olduğunu sanıyordu. Sonra ise adının Anthony Edward Stark-Rogers olarak değiştiği gün olduğunu düşünmüştü. Ama hayatındaki en mutlu günün oğulları Peter ve Harley'i evlat edindikleri gün olduğunu anlamıştı.
Şimdi ise evleri olan Avengers merkezinde kendisini çalışma katı olan 27. kata kapatmıştı. Bir üst katta o ve ailesi için ayrılan yerde ise oğulları Peter ve Harley depresyona girmişti. Steve'in Tony'yi Sibirya'da tek bırakmasının üstünden 87 saat, eve dönmelerinin üstünden 76 saat, Tony'nin zırhını çıkartıp kendisi çalışma katına kapatmasının üstünden ise 72 saat geçmişti.
Bu 72 saatte Tony genelde içmiş ve Steve'e küfretmişti. Küfrettikten sonra ondan özür diliyor ve yine kendi kendine tartışmaya giriyordu. Bu 72 saat boyunca Natasha Romanoff onu yanlız bırakmıştı. Arkadaşını biraz yanlız bırakıp öfkesini kendi kendine atmasını beklemişti. Bu süreçte Avenger merkezinde kalan Bruce, Rhodey, Natasha ve Vision Harley ve Peter ile ilgilenmişlerdi.
Natasha artık vakti gldiğini bilerek 27. kata çıkmıştı. Sakin adımlarla asansörden indikten sonra labaratuara yönelmişti. Biliyordu ki şu anda Tony elinde bir bardak viski ile sırtını duvara yaslamış köşede etrafındaki parçalanmış zırhlarla oturuyordu.
İçeri girip köşeye ilrlediğinde tam da tahmin ettiği gibi bulmuştu Tony'yi. Zırh parçalarını ayağıya kenara ittirerek yanına çöktü Tony'nin. Sol tarafında duran ¾'ü bitmiş pahalı viski şişesini eline alıp içinden büyük bir yudum aldı.
Natasha: Şu anda sarhoş olmak için çok kötü bir zaman değil mi Kaskkafa? Bunun aksine kendini toplaman lazım.
Tony ona kısa bir bakış attıktan sonra eline bardağını alıp bir yudum alacaktı. Tam o sırada Natasha bardağı elinden alıp kafasına dikmişti.
Tony: Ne yani Nat!? Kocam beni ve iki oğlumuzubırakıp gitti! O sikik herif için depresyona girmem bile mi izin vermeyeceksin!?
Onun bu sitemine karşılık Natasha ona sert bakış attığınde yeniden önüne dönüp tam karşısına koyduğu resimlere bakmaya devam etti.
Natasha: Pete ve Harlz yeni uyudular. Senin onların yanında olman lazım uykusuz kalıp içerek sarhoş olman değil.
Onun imalı laflarına karşılık Tony ona göz devirip oturduğu yerden ani bir hareketle kalkarak konuşmuştu.
Tony: Ne yani Natasha! Evi tek eden babalarını düşünerek uykusuz kalan oğullarımın yanında olmak yerine, bende beni ailemi öldüren dostu için beni terk eden kocamı düşünerek uykusuz kalıyorum işte!
Hiddetle konuşmasından sonra Natasha yavaşça ayağa kalkmış, ama yavaşça kalkmasının aksine hızlı br hamle ile dizine tekme atarak onu diz çöktürmüştü.
Natasha: Evi falan terk etmedi. Geri döneceğini biliyorsun. Steve seni ve oğullarını bırakmaz, bırakamaz Sadece... biraz ayrı kalmak zorundasınız..
Tony: Bu dediğine önce kendni inandır Ajan Romanoff. Benden pek haz etmemene rağmen beni teselli etmen çok hoş Tasha. Ama söz konusu o metal kollu kutup ayısı olduğunda gözünün beni ve oğullarımız göreceğini hiç sanmıyorum. Bunu önce Berlin'de tecrübe ettik, sonra ben bizzet Sibirya'da çift dikiş olarak öğrendim.
Tony söyleri üstüne onu serbest bırakan kızıl kadının elinden kurtulduktan sonra yerdeki şişeyi alıp içinden büyük bir yudum içti. Natasha ise karşısındaki adamın her iki cümlesinn inanılaz yanlış olasına şaşırmıştı.
Natasha: Tony, işlerin senin için ne kadar zor olduğunu tahmin edebilyorum. Ama Steve'i de anlaman lazım. Onun ailesinden, hatta onun yaşadığı zamandan, dünyadan kalan tek şey kalkanı ve Baners.
Tony: Anlamadığımı mı sanıyorsun!?
Esmer adam bir anda yükselmesinin ardından eline aldığı ilk şeyi bir kenara fırlattı.
Tony: O adam ailemi öldürmüş olsa bile Steve benden uzaklaşmasaydı, bana yalan söylmeseydi her ne kadar o heriften nefret etsem bile ona yardım ederdim. Bu işi beraber çözmek isteseydi o herifi öldürme isteğimi bir kenara kaldırır ona yardım ederdim. Çünkü Steve benim kocam... ve onu hala çok seviyorum.
Sesi son kısımda iyice kısılmış nerdeyse duyulmaz bir hale gelmişti. Derin bir nefes aldıktan sonra omuzlarını düşürerek konuşmasına devam etti. Natasha'ya konuşuyor gibiydi ama aslında Steve'e ve kendi kendine konuşuyordu.
Tony: Şimdi ise... ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Çünkü Steve beni bir daha çaresiz bıraktı. Steve, Sam ve o herif Wakanda'da diğerleri ise yerini ble bilmediğim unutulmuş, üst düzey güvenlikli bir hapishanede...
Esmer adamı bu dünyada çaresiz bırakan tek kişi Steve Rogers'tı. Bu adam karşısında Tony çaresiz bir şekilde bekliyordu.
Natasha onun gibi omularını düşürdü. Gözlerinin dolmasını engellemeye çalışıyordu. Tony'nin haklı olmasından ve ekibin bir daha bir arada olamamasından çok korktuğunu saklamaya çalışıyordu. Bakışları Tony'yi buduğunda esmer adamın dayanamayacağını biliyordu. Normalde Rhodey, Steve ve oğulları dışında başka birine sarılmayı düşünmekten bi nefret eden bu soğuk adam arada yaptığı gibi bir istisna yaparak kollarını kızıl kadına doladı. Elinde duran şişeyi dağınık çalışma masasının üstündeki kağıtlara bırakarak hızlı adılarla onun yanına gitmişti.
Tony: Teselli konusunda hiç iyi değilim biliyorsun, ama sen böyle yapınca kötü hissettiğimi bilmen lazım. Sanki Steve bana kızmış da beni odadaki koltukta yatmaya zorlamış gibi.
Natasha: Hüzün mü?
Hafif dolmuş gözleriyle sordu Natasha, esmer adamın keendisine sarılması üstüne başı onun ark reaktörünün hemen yanıda duruyordu.
Tony: Sanırım. Aramıdaki tek kız olmandan dolayı da olabilir.
Natasha: Wanda da var.
Tony: Sen bizim birtanemizsin. Ayrıca o ikizi ve kocamla birlikte düşman tarafta.
Natasha: Düşman taraf diye bir şey yok. Ayrıca senden haz etmediğim konusu bir yalan Stark.
Tony: Öyle mi? Sanırım bu durum grurumu ve egomu okşa.
Kızıl kadın ona göz devirip hafifçe uzaklaştı arkadaşından.
Natasha: Egonu bir kenara bırakıp şimdi ne halt yiyeceğimiz söylemek ister misin?
Tony: Ne yani bana mı yaptıracaksın planı? Sen kafanı vurmadın değil mi?
Esmer adam el yordamıyla kızıl kadının başında bir şişlik olup olmadığına bakıyordu ki Natasha onu elini tutup başından çekmişti.
Natasha: Aslında bu berbat bir fikir, ama başka şansımız da yok. Ekibimizi, ailemizi geri istiyorum.
Esmer adam göz devirerek kızıl kadına doladığı kollarını geri çekti ve işaret parmağı havada bir şekilde konuştu.
Tony: Önceden Steve, Harley, Peter ve benden oluşan ailemin arkasını toplamak daha kolaydı. Siz nerden çıktınız acaba başıma!?
Natasha: Bizi seviyorsun Tony.
Tony: O nerden çıkı? Sevmiyorum.
Kızıl kadın saçını sol tarafa atarken ona göz devirerek konuştu.
Natasha: Kabul etmen lazım artık Kaskkafa. Bizi seviyorsun, biz olmadan kendini eksik hissederdin.
Kızıl kadın artık kendini daha iyi hissediyordu. Son söylediği cümlenin haklılığı herkesin bildiği bir gerçekti, bu yüzden Tony sessiz kalmıştı. Tabii onun sayesinde Tony'nin sarhoş olmadan plan yapacağı da bir gerçkti. Ama günlerdir uykusuz bir adamdan çıkacak plana ne kadar güvenebileceğini bilmiyordu.
Natasha: Biraz uyu sen. Sonrasına yapasın planını.
Tony onu dinleyerek çalışma katına Steve'in zorla yaptırtığı yatak odalarından birine ilerledi. Stece Tony çok çalıştığı zaman dinlenmesi için o odayı zorla yaptırmıştı. Esmer adam genelde başka şeler için kullanmayı sevse de, kocası uyumak için onu zorla oraya sürüklerdi. Natasha ise o katta bekletilen asansöre geri bindi.
Natasha: Bir bitti ikisi kaldı Friday.
Friday: Ne demdek istediğiniz anlamadım Bayan Romanoff?
Natasha: Boşver Friday, beni 28. kata çıkar.
Friday: Elbette Bayan Romanoff.
Kızıl kadın asansörden inmeden önce Tony uyanmadan önce yapması gereken bu son işi de halletmek için Tony ve Steve'in katına gelmişti. Nat Hala olarak iki baş belası Rogers-Stark'ın psikolojik destekçisi olarak yanlarında olup babalarının iyi olduklarına ikna etme görevi kalmıştı bir tek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEKLENMEDİK
FanfictionHayatta net olan hiçbir şey yoktur. her şey flu ve beklenmedik olarak gelişir. Kontrol etmeye gücümüzün yetmeyeceği bir hikayeye kader denir. Sen yaşarsın ama değiştiremezsin. Senin dışındaki herkesin değiştirme ihtimali vardır ama kendi kadreine mü...