Laris: Evlenme teklif edecek, değil mi?
Clint sevgilisinin sorusu ile kaşlarını çatmıştı. Audra tüm gün boyunca bu konuda ağzını açmamıştı. Ama ikisi de uyumak için hazırlanırken bir anda sormuştu.
Clint: Tony mi söyledi?
Laris: Hayır, sen ve Steve Natasha'ya gözleriniz dolu dolu bakıyordunuz. Ya hamile, ya ölüyor ya da Bruce evlenme teklif edecek. Hamile olsa neden Natasha söylemesin, ölüyor olsa Stephen neden burda değil, sonuç evlilik teklifi. Gerçi ayrılacak da olabilirdi ama o zaman Bruce'u yumruklardın.
Clint sevgilisinin zekasına bir kez daha hayran kaldı. Yine de ona karşı bir iltifatta bulunmadı. Audra Stark'ın Stark egosunu yeteri kadar dinliyordu bir gün içinde. Tony ve Harley de destek kuvvet gibilerdi bu konuda zaten.
Clint: Nat anlamış mıdır?
Laris: O bir ajan, elbette şüphe ediyordur.
Clint: Peki sen anlat bakalım, ne cevap verecek Romanoff?
Laris: Hadi ama, o senin en yakın arkadaşın. Cevabı biliyorsun.
Clint: Haklısın, gidip onları basalım mı? Nat bizi ilk gecemizin sabahında bizi basmıştı.
Laris: Bence Bruciebear çoktan Hulk olmuştur. Sabahı bekleyelim mi?
Clint: Sen nasıl istersen bebeğim.
Kumral adam sevgilisinin dudaklarına bir öpücük bıraktıktan sonra birlikte uyumaya gitmişlerdi.Sabah olduğunda Natasha bu defa kendisine izin verip uyumaya devam etmişti. Paramğındaki yüzüğe bakarak gülümsemiş ve yanında uyuyan adamın yanağına bir öpücük bıraktı. Giyinip mutfağa gittiğinde kendisi ve Bruce için kahvaltı hazırlamaya başlayacaktı. Mutfakta kendisine kahve yapan bir Stark'la karşılaşamyı beklemiyordu.
Laris: Banner evlenme teklif etmiş anlaşılan.
Natasha'nın parmağındaki siyah inci yüzüğa bakmıştı. Bruce tahmin ettiği gibi şık ve zarif bir yüzük almıştı.
Natasha: Clint mi söyledi?
Laris: Tatlım, ben bir Stark'ım. Tahmin ettim. Zaten çok komik davranıyorlardı, Clint ve Steve sana bakarken nerdeyse ağlıyorlardı. Tony'nin Mikimoto'dan bir yüzük sipariş etmesi zaten daha tuhaf olandı. Yüzük bana, Raven ya da Pepper'a gitmediğinde göre az ihtimal vardı.
Natasha: Gerçeken fark etmeyeceğimi düşünmeleri çok komikti.
Laris: Ama senin romantikliğin tutmuş, Banner'a kahvaltı mı hazırlıyorsun?
Natasha: Evet.
Kumral kadın gülümseyerek elindeki kahvesini yudumlamıştı. Natasha ie elindeki tapsi ile odasına ilermelmişti.Audra kendi katına geri çıkıp odasına gittiğinde yatağın boş olduğunu görmüştü. Demek ki Clint uyanmıştı. İçeri adımlardığında arksından gelen iki kol onu sarmalamıştı.
Clint: Günaydı güzelim.
Laris: Günadın Barton, fazlasıyla mutlusun.
Clint: Sen kollarımdasın, daha ne isteyebilirim ki?
Kumral kadının saçlarına bir öpücük bırakmıştı. Audra gülümseyerek Clint'in kokusunu içine çekmişti.
Clint: Raven'dan mail geldi, hepimize. Azazel'in son görüldüğü zamanın kamera kaytları.
Audra gözlerini yumarak yutkundu. Azazel ile sorunu kişiseldi. Kişiselden çok daha fazlasıydı. İntikam almak istiyordu. Öfkesinin ve kininin onu engellemesine izin vermeyecekti. Bir Stark gibi sakin kalarak bir plan yapacaktı.
Clint: Güzelim, buz gibi oldun.
Audra kinini belli etmek istediğindiğinde teni buz gibi olurdu. Sadece teni değil odanın da derecesini düşürürdü.
Laris: Üşüdün mü?
Clint: Sorun değil, sakinleş sende.
Sevgilisinin kumra saçlarını okşamaya başlamıştı. Audra'nın rahatladığını hissediyordu. Teni ılıklaşmaya başlamıştı. Clint bunu fırsat bilerek Audra'yı kucağına alıp berjere oturmuştu. Audra huzurla Clint'in kucağına kıvrılmıştı.Öğleye kadar Clint ve Audra odadan çıkmamıştı. Diğerleri onları rahatsız etmek istememişti. Gerçi Tony'nin kıskançlığı devreye girmiş olsa da Steve onu durdurmuştu. Audra ve Clint'in aşağı inmesi ile sabahtan beri haberi vermek isteyen Bruce sonunda haberi verebileceği için fazlasıyla mutluydu.
Bruce: Size bir haberimiz var.
Natasha'nın eline kendi elini doladıktan sonra gülümseyerek diğerleri üstünde gözleirni gezdirdi. Kahverengi gözleir en son Natasha'nın zümrüt yeşili gözlerini bulduğunda ikisinin de gözleri parlıyordu.
Bruce: Biz nişanlandık!
Haberle birlikte diğerlerinin tebrikleri havada uçuşmaya başlamıştı. Wanda anında Natasha'nın parmağındaki yüzüğe bakmak istemişti. Mutluluk çığlıkları atmıştı. Natasha ile yakınlardı. Kızıl ajanın mutlu olması onu da mutlu ediyordu.Kutlamalar devam ederken Scott bakışlarını kendi nişanlısına çevirdi. Bu evdeki tek nişenalı çift onlar değildi artık.
Scott: Bu eve bir nişanlı çift yeter bence. Biz artık evlenelim mı Hope?
Hope: Scott, bu konuyu da buna çekmeyi bırak.
İkisinin atışmasından sonra ufak kıkırdamalar olmuştu. Scott ise mutsuz bir şekilde önüne dönmüştü. Audra ise arkadaşına sarıldıktan sonra Clint'in yanına gidip oturmuştu yeniden.Gözleri istemsizce Kurt'a kaymıştı. Azazel'in varlığı ekline gelince endişeleri gün yüzüne çıkmıştı tekrardan. Derisi soğurken Clint bunu fark etmişti. Audra'nın ellerini kendi avuçları içine alıp onu sakinleştirmeyi umuyordu. Yine de bu konuda pek başarılı olamamıştı. Açık olan camdan içeriye sert rüzarlar esmeye başlamıştı. Tony gözlerini anında kuzenine çevirmişti. Onun bu stressli hali iyi değildi. Çocukların bir şey fark etmesini istemiyordu. Konuyu değiştirmesi için Steve'i dürtmüştü.
Steve: Sam sen ne zaman Emma ile ciddi bir ilşki yaşayacaksın.
Sam konunun kendisine gelemsine memnun olmamıştı. Yüzünü buruştururken herkesin ilgisi ona dönmüştü.
Sam: Emma ile olan ilişkimden gayet memnunum Steve. Bence Pietro'ya Esme'yi sormalıyız.
Gümüş saçlı çocuk Sam'e yargılıyan gözlerle bakmaya başladı. Bir konudan kaçmak için diğer bir kişiyi öne sürüyordu hepsi. Ki bu devam edecek gibi görünüyordu.
Pietro: Hey Harley ve Cassie'den önce konu nasıl bana gelebildi?
Harley kuzenine bir yastık fırlatmıştı. Bundan hiç memnun değildi. Tony oğlunun saçlarını karıştırırken kız babası olan Scott bu durumdan memnun olmadığını belli eden bir homurdanma çıkarmış ve Harley'e sert bakışlarını atmaya başlamıştı.
Harley: Peter ve MJ çıkıyor!
Peter gözlerini kardeşine çevirdi. Harley'in bu haberi şu anda vermesini istemiyordu. Tony bu defa diğer oğlunun saçlarını karıştırıdığında Steve ona bir hanımefendiye nasıl davranılması gerektiği ile alakalı bir nutuk çekiyordu. Kumral genç diğerleri gibi ispitlemeden önce bir süre sabretmeyi denemişti.Peter: Babalarım, bana laf etmeden önce canım kuzenim Wanda'nın kiminle flörtleştiğini biliyo musunuz?
Tony'nin bakışları yiğenine dönmüştü. Steve ise Bucky'ye bir bakış atmıştı. Bucky'nin Wadna'dan hoşlandığını biliyordu. Bu duruma sinirlenmesini beklerdekn Bucky gözlerini kaçırmıştı. Steve anladığı şey ile kaşlarını çatmıştı.
Tony: Kimmiş yiğenimin flörtü olacak olan kişi? Bir Stark'a yakışır mı?
Wanda yeşil gözleirni deviriken Steve inanmazcasına Bucky'ye bakıyordu. Audra ise olanları bilen tek kişi olarak memnuniyetle gülümseyip çıkan kaosu izlemeye başlamıştı.
Steve: Buck sana inanamıyorum!
Sarışın adamın çıkışması ile Tony gözlerini Bucky'ye çevirmişti. Bucky gözlerini ikisinden de kaçırmaya başlamıştı. Wanda ise bunun ortaya çıkması ile kızarmıştı. Pietro ise her an Bucky'ye kafa atacakmış gibi bakıyordu.
Tony: 100 yaşındaki herif ve benim biricik yiğenim mi!?
Lorna: Biricik mi?
Tony: Hepiniz biriciksiniz Lorna. Ama şu an ablanın ne yaptığı ile ilgileniyorum.
Lorna memnuniyetle sevgilisine geri yaslandığında Tony nutuk çekmeye başlamıştı bile. Konuşmasının en büyük konusu ise Wanda ve Bucky arasındaki yaş farkıydı.Wanda, Tony'y dinlemek istemese de dinlemek zorunda hissediyordu. Tony bir nevi amcası sayılırdı artık. Audra dakikalar süren bu konuşmanın Wanda'yı yeterince sıktığını analmıştı. Beş dakika beklemiş ve Tony'nin susacağını ummuştu ama beklediği gibi olmayınca sahte bir boğaz temizleme ile dikkatleri kendisine çekmeyi tercih etmişti.
Laris: Anthony, sen de 100 yaşındaki bir herifle evlisin. O yüzden yiğenime bağrışmayı kes.
Tony: Wanda daha çok kü-
Laris: Tony!
Uyarı dolu sesi Tony Stark'ı susturmaya yetmişti. Bir Stark'ı da ancak başka bir Stark susturabiliyordu.
Wanda onu kurtaran halasınun yanına gidip yanağına bir öpücük bırakmıştı. Gerçekten Tony daha fazla konuşsaydı kafayı yiyebilirdi.
Wanda: Sen dünyadaki en mükemmel halasın.
Audra gülümseyerek yiğeninin saçlarını okşamış ardından sevgilinin göğüsüne yaslanmaya devam etmişti.Bu bölümü yazdıktan sonraki tepkimi sizlerle paylaşmak istiyorum:
Ben bu bölümde ne yaptım, ne yazdım? Hiç bir fikrim yok. Geçiş bölümü desen değil, normal bölüm gibi de değil, özel Bölüm de değil... Bir şeyler oldu ama ben de ne olduğunu bilmiyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEKLENMEDİK
FanfictionHayatta net olan hiçbir şey yoktur. her şey flu ve beklenmedik olarak gelişir. Kontrol etmeye gücümüzün yetmeyeceği bir hikayeye kader denir. Sen yaşarsın ama değiştiremezsin. Senin dışındaki herkesin değiştirme ihtimali vardır ama kendi kadreine mü...