Natasha: Sana plan yap dediğimde bizi ölüme sürükle dememiştim Stark!
Kızıl ajan quinjetin tavanına tutunarak şu anda jeti uçuran ve peşlerindeki diğer jet ve roketlerden kurtulmaya çalışan Tony'ye bağırmıştı. Tony'ye gaz verirken bu durumda olabileceklerini tahmin edememişti. Bundan 3 saat önce kuleden ayrılmışlardı ve miğdelerini berbat eden bir uçuşla Steve ve diğerleri Wakanda'dan ayrılmadan oları yakalmışlardı. Tabii vakit kaybetmelerini sağlayan bir şey de Steve'in buzdan yeni çıkartılmış olna Bucky'yi bırakmak istememesiydi. Yaklaşık 20 dakika boyunca Tony ve Steve bu konuda tartışmışlardı. En sonunda Rhodey araya girmişti ve Bucky de onlarla birlikte jette oturuyordu şimdi. Diğer herkesin aksine konuşmıuyor ya da başka bir şey yapmıyordu. Tony'nin rahatsız olmaması için herkesten en uzak olabileceği köşeye geçmişti ve sessizce ayakta durup yakın arkadaşını izliyordu. Steve'in Tony'nin yanında nasıl biri olduğunu ve onun aile ortamını -biraz tuhaf bir anda- gözlemliyordu.
Clint: Sırf Yüzbaşı'nın yanında yer aldım diye intikam alıyorsan Stark hiç komik değil! Tanrım ölmek için çok gencim!
Scott: Daha önce devlet çok dostaneydi. Neden şimdi canavarlaştılar?
Rhodey: O devlete karşı çıkmadan öncedi Normal-Boy-Adam.
Sam: Tanrım keşke S.H.I.E.L.D. dosyalarında boğulsaydım, en azından acısız bir ölüm olurdu.
Hepsinin bir ağızdan söylenmesinin üstüne Tony odaklanmakta sürekli sorun yaşıyordu. Hayatını tehlikeye atmıştı onlar için. Steve'in onları dünyanın en sıkı korunan hapishanlerinen birsinden çıkarmasında yardım etmişti ama herkes her zamanki gibi onu yaptığı herşeyi göremzden geliyordu. Bu durum artık sinirini bozmaya başlamıştı. Büyüdüğünde Howard ve onun gibilerden kurtulacağını var sayarken etrafında onun gibilerle dolmasını nasıl sağladığını düşünüyordu. Onlar söylenmeye devam ederken onlara haksızlık yaptığını fark etti. Howard kesinlikle burdaki herkesten daha kötüydü onun için. Ki bu herkese köşede duran Baners'ı da dahil ediyordu.
Tony: Evrim aşkına! Çenenizi kapatıp biraz sessiz olmayı deneyin artık! Belki burda hepinizin kıçını kurtaran adam kıçınızı bir daha kurtarmaya odaklanabilir!
Fazla yüksek çıkan sesi herkesi susturmaya yetmişti. Hatta yanı başında duran kocası Steve Rogers'ın bile sessizliğe bürünmesini sağlamıştı. Tabii bu sessiz ve güzel ortam sadece bir dakika sürmüştü.
Steve: Tamam Tony biz senin dediğini yapalım. Yapmadığımızda ne olduğunu gördük.
Tony ona gözlerini kocaman açarak baktığında Steve sözlerinin ağırlığını daha fark edememişti. Ki fark etmesini sağlayacak şey de o saniyede gerçekleşmişti. Tony konrol panleini sertçe çevirerek onun sertçe yere düşmesni sağlamıştı. Steve Rogers yere düştüğünde vurduğu başını tutarak doğrulup Tony'ye sert bir bakış atmıştı.
Tony: Ne oldu Grant? Kafanı mı çarptın? Yanlışlıkla oldu kusura bakma(!). İşte benim dikkatimi dağttığınıda oluyor bunlar yoksa hiç yapar mıyım benim sevgil kocacım?(!).
Alaycı sesine karşılık Steve Rogers daha da sinirlenmişti. Tony'nin de sinirli olduğunu ikinci adını kulanması sayesinde anlamsı zor olmamıştı. Ama ona göre şu anda ne yeri ne de zamanıydı.
Steve: Tony bunu şimdi mi yapmak istiyorsun? Herkesin içinde, peşimizdeki uçakları ve roketleri saymıyorum bile. Sessiz bir şekilde halletmek varken sen neden her zaman bu yolu tercih ediyorsun!?
Tony: Şimd suçlu ben mi oldum Grant! Her zamanki gibisin sende!
Jetteki iki kadın birbirlerine bakakrak aynı anda kava eden iki adam göz devirdiler.
Scott: Olumsuz düşünmek bir işimize yaramaz. Tony'nin bu işte iyi olduğunu söyleyen sizdiniz değil mi?
Çoğu şeyden haberdar olmayan Scott ortamı yumuşatmak için attığı bu adımın iyi olacağını umuyordu ama jetteki çoğu kişi bunu umursamamıştı. Bir tek mantıklı düşünebilen Natasha, Wanda, Bruce ve Vison'dan takdir dolu bakışar alabilmişti. Bir yandan da bu ikili arasındaki kavgaya daha fazla girmemesi için kaş göz işaretleri ile onu uyarmışlardı.
Clint: Peşimize bir ordu ve roketler takmadan önceydi bu.
Pietro: Yaşlı okçuya katılıyorum.
Steve: Yanlız olmadığımı hatırlattığınız izin teşekkür ederim çocuklar.
Sarışın adam fikrine başka destek veren çıktığı için mutluydu ama Tony'nin alve çıkartan gözleri ile karşılaştığında bu durumun bu kadar kolay bitmeyeceğini anlaması uzun sürememişti. Asıl amacı kocasının ona ne kadar kızgın olduğunu anlamaya çalışıyordu. Anlama konusunda başarılı olmuştu da.
Tony: Bu iş bittiğinde Rogers-Stark ikimizde iki soyadlı olmaktan kurtulacağız. Merak etme avukatla uğraşmana gerek kalmaz şirket avukatları ile konuşurum bizi bir celsede boşayacaklardır.
Evet kocası ona tahmin ettiğinden daha kızgındı. Ama boşanma lafını duyunca onun da kaşları çatılmıştı.
Steve: Sıkıysa yap! Sen bizi bu işten kurtar sonra konu-
Sözünü kesen Tony'nin konuşması olmuştu.
Tony: Bakalım mahkemede hakim karşısında da bu lafları söyleyebilecek misin Rogers?
Sam: Wow bu sertti.
Evlendiklerinden beri Tony Steve'e çok nadiren "Rogers" diye hitap etemiştir. Genelde bu hitabı "Yüzbaşı Rogers" olarak kullanırdı ve şaka yapacağı zamanlar yapardı bunu. Ama bu kadar ciddi bir ortamda söylemesi ilkti. Steve bu durumun ne kadar ciddi olduğunu anlaması üstüne ne yapacağını bilmiyerek arkadaşlarına ve oğullarına bakmıştı. Herkesten aynı bakışları alması yetmiyormuş gibi en yakın arkadaşı Bucky Baners'tan da aynı bakışları alması üstüne yanaklarını içten dişledi.
Peter: Baba!
Genç oğlan bakışlarını Tony'ye sabitldikten sonra gözlerini diğer babası Steve'e çevirdi. Babasının gökyüzü mavisi gözleriyle kahverengi gözleri buluştuğunda ikiside yutkunmuştu.
Peter: Ve Papa! Lütfen sakinleşin biraz.
Natasha: Pete haklı Stark. Odaklanmalısın, yoksa temize çıkmadan hepimiz mezara sokacaksın.
Tony normalde olsa daha fazla konuşurdu. Hatta haklı olduğu için en az 3 saat konuşma potansiyeli vardı. Ama içinde bulunduklar ortam bunun için uygun değildi. En azından bunu şimdi yapmayacaktı. Ellerini konrol panelindek mavi hologramların üstüne koydu.
Tony: Pekala, Friday. Ortalıktan kaybolma zamanı hazır mısın tatlım?
Friday: Hazırım Patron.
Tony: Güzel. Ark reaktörünü devreye sok, ters iticileri hazırla yansıma panelleri aktifleştimr kodu 570359. Görünmezlik Pelerinini aktif et.
Scott duyduğu kod isimle gülümsemişti. "Görünmezlik Pelerini" eğlenceli bir koddu ona göre.
Friday: Anlaşıldı Patron. Görnmezlik Pelerini aktif edildi. Aile Protokolü sorunsuz ilerliyor.
Harley: Gizlilik tekonojisi işe yarayacak mı?
Tony: Yarayacak.
Sarşın adam duyduğu protokol ismi ile şaşkınlıkla kocasına çevirdi başını.
Steve: Aile Protokolü mü dedi Friday?
Tony'den aldığı cevap sadece baş yordamıyla bir onaylama olmuştu. Natasha ise ikiliye bakıyordu.
Natasha: Aile Protokolü'nün ne olduğunu o biliyor mu?
Steve: Bir tek Aile Protokolü yok Nat. Ama hepsinin temeli aynı.
Yüzbaşı Rogers kızıl ajana açıklama yapma işi aldıktan sonra Natasha daha fazla sormadı. Aile Protokolü'nün ne olduğunu merak ediyordu ama bu konuyu sonra da sorgulayabilirdi.
Bir süre sessizlik hakim olmuştu. Bir süre sonra üsterine doğru gelen ne bir jet ne de bir roket kalmıştı. Tony'nin gülümseyen iadesini gören Clint kurtulduklarını anlayınca neşeyle konuştu.
Clint: Adamım işte bu! Başaracından bir an bile şüphe duymadığıma yemin edebilirim.
Çoğu kişi ona şaşkın bakışlarını yollarken onun gibi biri daha gülümsüyordu.
Sam: Sana daha önce dediğim gibi Yüzbaşı. Onunla iyiki evlenmişsin.
Steve bu ikilinin söyledikleri üstüne şaşkınlığını gizleyememişti. Bu ikilinin ruh hallerinin bu kadar çabuk değişmesine asla alışamamıştı, asla da alışamayacaktı. Yine de kinaye dolu sesiyle Sam'e cevap vermekten kendini alıkoymadı.
Steve: Tabii Sam. Defalarca dedin bilmez miyim?
Sözleriyle birlikte ona attığı sert bakışı yakalayan Tony'de konuşmaya katıldı.
Tony: Evliliği bittiğinde de bu sözlerini ona hatırlatırsın.
Onun laflarıyla Steve ona yeniden şaşkınlık dolu bakışlarını atmıştı.
Peter: Boşanma kararınızı önümüzde almayın bari.
Genç oğlan ortamın gerginliğini atmak isterken oturduğu yerden yavaşça öne doğru eğilmişti.
Steve: Boşanma falan yok çocuklar. Babanız sadece öfkeli ve öfksini bu yolla çıkarıyor.
Onun kendin güvenen sesini duyan kızıl kadın kendin jetin metal zeminine bırakırken ona sataşmadan da edemedi.
Natasha: Emin olma derim Cap. Bu konuda baya ciddi.
Sarışın adam kızıl arkadaşına baktı. Yüzündeki "Senle dalga geçiyorum" ifadesnden sonra ona bakarak konuşma devam etti.
Steve: Bari sen yapma Nat.
Wanda: Ben çok emin olma derim Steve.
İki çocuğun yanında oturan Wanda'nın ciddi bir ifade ile olaya karışmasından Sonra Steve herkese hitaben konuştu.
Steve: Hayır, sizin dediğiniz gibi olmayacaktır. Ben aramızı düzeltebileceğimize inanıyorum. Tony ve ben daha önce de yaptığımız gibi bu sorunu konuşarak aşabiliriz değil mi Tony?
Gözlerini esmer adama çevirdiğinde kualğında Air Pods olduğunu gördü. Gayet odaklanmış bir şekilde hologramlara bakıyordu ve etrafınaki konuşmadan haberi bile yoktu.
Pietro: Yüzbaşı sanırım bu sefer durum hepsinden ciddi.
İkizinin hemen yanında oturan Pietro da Steve ile uğraşma fırsatını kaçırmamıştı.
Steve: Sağol Pietro, hiç fark etmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEKLENMEDİK
FanfictionHayatta net olan hiçbir şey yoktur. her şey flu ve beklenmedik olarak gelişir. Kontrol etmeye gücümüzün yetmeyeceği bir hikayeye kader denir. Sen yaşarsın ama değiştiremezsin. Senin dışındaki herkesin değiştirme ihtimali vardır ama kendi kadreine mü...