Audra mutfağa girip hızlıca yemek hazırlığına koyulmuştu. Saat daha erkendi bu yüzden onlara iyi bir yemek hazırlayabileceğini düşündü. Hızlı hareketlerle dolaptan istediklerini çıkardıktan sonra mutfak tezgadında duran kalemi alarak uzun saçlarını hzlıca bir topuz haline getirdi. Önce çıkardığı kek malzemeleri ile hızlıca kakolu bir kek hazırlayıp onu fırına verdi. Makarna için suyu hazırladıktan sonra çıkardığı etleri hızlı bıçak hareketleri ile ince ince kesti. Etleri şimdilik dinlenmeye bırakırken kaynamış suyun içine spagettileri attı. Hazr olduğunda Ana zaten ona bilgi verirdi. Başka br kesme tahtası çıkartıp birkaç saniye önce yıkadığı sebzeleri doğramaya başladı. Doğrama işinin sonuna doğru makarnayı süzmüştü. Yaptığı salata da hazır olunca tek işi etleri pişirmek olarak kalmıştı. Bu sırada Ruby Ana'nın yönlendiremsiyle yemek takımlarını çıkartmış ve dizmeye başlamıştı. Yaklaşık 15 dakika sonra herşey hazırdı. Dünden hazırladığı domateş çorbasını da ısıtmıştı. Yaptığı kekim üstüne krem şanti ve çikolata sosu döktükten sonra dinlenmesi için dolaba kaldırmıştı. İşi bitince gülümseyerek sofraya baktı.
Laris: Ana, herkese yemeğe gelebileceklerini haber.
Ana: Siz nasıl isterseniz Patron.
Çok sürmeden Avanger üyeleri aşağ inmişti. Bir tek Tony ve Steve'i bekliyorlardı. Audra herkesin oturacağı yerlere ufak bir isim kartı hazırlamıştı. Tony ve Steve de gelince herkes sessizce yuvarlak masaya geçip onlara önceden servis edilen çorbayı içmeye başlamışlardı. Bu durumdan en çok mutlu olan kişi şüphesiz Clint'ti. Günlerce kaldığı hapishanede onlara verdikleri saçma yemeklerden kesinlikle nefret etmişti.
Wanda: Elinize sağlık herşey harika görünüyor.
Laris: Bana sen diye hitap edebilirsin tatlım.
Yemek oldukça sessiz geçtikten yemekten sonra bu defa hepsi toplantı salonuna geçmişti. Herkes kendi arasında konuşuyor ya da birbirlerine sataşıyordu. Pietro Wanda'nın saçını çekiyordu, Clint Natasha ile uğraşmaya çalışıyordu ama aldığı korkutucu bakışlar ile geri çekilmişti. Tony elinde bir içki yudumluyor ve Steve ise herkesin dikkatini çekmye çalışıyordu. En sonunda kumral kadın onun bu bitmeyen çabasını izlemkten sıkılmıştı. Tony'nin elinden viski bardağını alıp kafasına dikdikten sonra bardağı sertçe masaya vurarak herkesin dikkatini çekmişti. Tony'nin elinden aldığı bardak masaya vurulunca hafiften çatlamış ve herkesin dikkatini çekmeye yetmişti. Gözlerini masadaki herkeste gezdirdikten sonra Steve'in yanına geçmişti.
Steve: Teşekkür ederim Audra.
Kumral kadın gözlerini sarışın adamın üstüne dikmişti.
Laris: Otur Yüzbaşı.
Steve onun sert ifadesini gördükten sonra lafını dinlemeye karar verip sakince sandalyeyi çekip masaya oturmuştu.
Scott: Peki palnımız nedir?
Bruce: Onu bizde bilmiyoruz.
Lairs: Ross'u ben hallederim. Ana, tatlım General Ross'a ulaş benim adıma onu akşam yemeğine davet et yarın dağil sonraki güne akşam yemeği. Hank'de olacak. Güzel ve tenha bir restorant bul.
Ana: İstediğiniz özellikleri olan restorant buldum. General Ross'a da mail yoluyla davet gönderdim.
Sam: Ya kabul etmezse?
Kumral kadın ona gözlerini kısarak baktı.
Laris: Aklı varsa reddetmez. Ben Audra Stark'ım, benim teklifimi reddetmek için gerizekalı olmak gerekir.
Bir Stark olduğunu belli edercesine egolu konuşmasına masadaki birçok kişi göz devirmişti. Bu kişilerin başın da soyadlarından biri "Stark" olan Steve Rogers-Stark'tı.
Tony: Hank nasıl gelecek yemeğe?
Onun sorusu üstüne Audra safir mavisi gözlerini ona çevirmişti.
Laris: Yarın sabah burdalar.
Tony: Kimler geliyor?
Laris: Sen buraya ne protokolü ile geldin abi?
Herkes iki Stark'ın inatlaşmasına bakıtordu. Sanki tenis maçı izliyor gibi başları bir Tony Stark'ta bir de Audra Stark'taydı.
Tony: Aile Protokolü ile.
Laris: O zaman tüm ailemiz burda olacak. Charles, Erik, Lorna, Nina, Raven, Hank, Kurt, Marcos ve Logan.
Esmer adam şaşkılık ve hiddetle ayağa kalkıp elini masaya vurdu. Audra o konuşmaya başlamadan önce ona göz devirmişti.
Tony: O herif gelmk zorunda mı!?
Laris: Abartma Anthony.
Onların atışmasına son veren şey Scott'un sorusu olmuştu.
Scott: Onlar kim?
Steve açıklam yapmayacaklarını anladığı için Rhodey ile birbirlerine baktılar ve açıklama yapma işini paylaşmaya karar verdiler. İlk konuşmaya başlayan Steve olmuştu.
Steve: Charles Xavier-Lehnsherr Tony ve Audra'nın halasının oğlu. Erik onun eşi, Lorna ve Nina Erik'in çocukları. Marcos ise Lorna'nın sevgilisi.
Onun cümlesi bitnce Rhodey sarışın adamdan anlatma işini devralmıştı.
Rhodey: Raven, Charles'ın üvey kardeşi. Laris ve Tony onu hiçbir zaman kendi kuzenlerinden ayırmadılar. Hank onun eşi. Aynı zamanda Hank Mutant Bakanı. Saydıkları herkes mutant aynı zamanda. Kurt ise Raven ve Hank'in oğlu.
Steve: Logan ise...
Sarışın adam önce dudaklarını hafifçe ısırdı ve Tony'ye baktı. Sonrasında biraz kızararak cümlesine devam etti.
Steve: Logan Audra'nın sevgilisi.
Tony'nin öfkesi belli oluyordu. Birazdan Hulk'a bile dönüşebilirdi. Boynundaki ve anlındaki damarlar sinirden belirginleşmişti.
Laris: O benim sevgilim değil Yüzbaşı.
Rhodey: Yani flörtü.
Audra yakın arkadaşına göz devirmişti. Tony'ye bakıp onu gözleriyle uyardığında Tony'nin sakinleşmediğini gördü. Sonrasında Rhodey'e bakarak onun cümlesini düzeltti.
Laris: Logan herkesle flört ediyor Ornitorenk'im.
Bu defa esmer adam hiddetle bağırdı.
Tony: HERİF KIZ KARDEŞİMLE YATIYOR!
Onun bağırması üstüne Peter ve Harley yerinden sıçramıştı. Audra ise onun gibi ayağa kalkmış sinirla ona bakıyordu. Rhodey ve Steve başlarına gelebilecekleri bildikleri için hızlıca sandalyelerinden kalkıp geriye çıkmışlardı. Diğer herkes de onların yaptığını yapmıştı. Şu anda iki Stark'da öfkeyle birbirlerinin gözlrine bakıyordu.
Bruce: Neler oluyor tam olarak?
Rhodey: Daha önce izlediğinz tüm kavgaları unutun. İki Stark'in kavgası bir meydan savaşına bedel olabilir ancak.
O cümlesin bitirir bitirmes Audra'nın sesini duymuşlardı.
Laris: SENİN YATTIĞIN KADINLARI SAYDIRMA BANA EDWARD!
Tony: LOGAN 130 YAŞINDA!
Laris: KOCAN 100 YAŞINDA! AYRICA LOGAN'I HER GÖRDÜĞÜNDE ÖLDÜRMEYE ÇALIŞIYORSUN!
Tony: O HERİF BENİ KARDEŞİMLE SEVGİLİ!
Laris: BİZ ONLA SEVGİLİ DEĞİLİZ!
Tony: O ZAMAN NEDEN ONLA YATIYORSUN!?
Laris: KİMLE YATACAĞIMI SANA SORACAK DEĞİLİM EDWARD! EN AZINDAN SENİN ÖNCEDEN YAPTIĞIN GİBİ HER GÜN BİRİYLE YATMIYORUM!
Tony: KARŞINDA ABİN VAR BENLE DÜZGÜN KONUŞ KÜÇÜK HANIM!
Audra öfkeyle burnundan soluyordu. Eliye masayı kimsenin olmadığı bir tarafa savurdu hemen Sonrasında Tony'nin üstüne doğru koştu. Hızla ileerlediği anda onu suratına sert bir yumruk atmıştı ki bu Tony'yi yere devirmeye yetmişti bile. Audra bazn gerçekten gücünü kontol edemiyordu. Saçalrının etrafında beliren koyu mavi-siyah elektirk kıvılcımları herkesin dikkatini çekmeye yetmişti bile.
Yerde yatan Tony'ye baktıktan sonra dolaplardan birini açtı. Eline aldığı kırmızı ilk yardım çantasını sertçe Steve' fırlattı.
Laris: Ana, kat 4 ve kat -2'yi kitle. İkinci bir emre kadar açılmayacak. Sadece benim girişm var aynı zamanda ses yalıtımını aktif et.
Ana: Hemen Patron.
Yapay zekanın bile ses tonundan belli oluyordu Audra'nın bu öfkeli halinden çekindiği. Kumral kadın hızlı adımlarla orayı terk etmyi tercih etmişti.
Tony yavaşça gözünü tutarak yerden kalkığında hala ekip arkadaşları ona anlamıs bir şekilde bakıyordu. Steve kocasının yanına ilerleyip kaşına pansuman yapmaya başlamışken Rhodey mutfağa ilerlemişti. Hızla içeri giren Ruby kırılan masa parçalarını toplamaya başlmaıştı bile. Tony pansumanı bitince sessizce salona gitmişti. Diğerleri de onunla birlikte geçmişti salona.
Tony: Friday.
Yapay zekasına bugün hiç sslenmemişti. Audra Tony'nin Friday'i evine kurmasına izin vermemişti. Eğer Jaris olsaydı ona izin verirdi. Friday de bu durumu biliyordu ama alınmamıştı. Patronu ve Stark ailesi için Jarvis ve Ana'nın ne kadar önemli olduğunu biliyordu. Tony'ye gelen cevap ev hoperlründen değil de telefonunda olmuştu.
Friday: Sizi dinliyorum Patron.
Tony: Charles'ı ara.
Friday patronunun istediğini yapıp aramayı açtığında Rhodey Tony'nn gözüne bir buz torbası yerlştirmişti. Biraz sert yerleştirdiği için Tony ona buz olmayan gözüyle öfkeli bakışlarını göndermeyi ihmal etmemişti. Telefon açılana kadar bu sessizlik olmuştu.
Charles: Yarın sabah orda olacağız zaten Tony yine ne var?
Tony: Metal kafalı kocanla buraya gelmeden önce Pepper'a uğra sana bir şey verecektir.
Charles: Bir saniye bu cümlede sadece bir laf sokma var. Laris ile kavga mı ettiniz?
Tony: Tartıştık.
Charles: Yani suratına yumruk attı. Onu bir şekilde çileden çıkarmayı başarıyorsun Tony. Gelirken alırız merak etme. Herkese de selam söyle.
Tony ona bir şey mırıldandıktan sonra telefonu kapattı. Friday patronunu iyi tanıdığı için hemen sonrasında Pepper'i aramıştı.
Pepper: Bu riski almaman gerekiyor! Beni de dinliyorlardır.
Tony: Merak etme Laris'in evinde dinleme engelleyici manyetik bir alan var. Kimse seni dinleyemez. Sabah Cahrles gelip senden bir şey alacak. O gelene kadar Laris için Halfeti'nin Siyah Gülü. Ama saksıda bul, sakın koparılmasın.
Pepper: Gene mi kendini yumruklattın?
Tony: Çabuk ol Peps.
Tony tekraradan telefonu onun suratına kapattığında kip arkadaşlarının bakışlarını görmezden gelmeye çalışıyordu.
Scott: Tam olarak ne oldu az önce?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEKLENMEDİK
FanfictionHayatta net olan hiçbir şey yoktur. her şey flu ve beklenmedik olarak gelişir. Kontrol etmeye gücümüzün yetmeyeceği bir hikayeye kader denir. Sen yaşarsın ama değiştiremezsin. Senin dışındaki herkesin değiştirme ihtimali vardır ama kendi kadreine mü...