Audra bedeni saran siyah çarşaftan kurtuldu. Logan birkaç saniye önce belindeki siyah havlu ile duştan çıkmıştı. Şimdi de o duşa ilerliyordu. Hızlıca duş aldıktan sonra üstüne siyah bir eşofman altı ve siyah kalın askılı bir atlet giydi. Akşam yemeği vakti gelmişti. Uzun süredir odaya kapanmışlardı Logan ile. O üstünü giyinirken Logan çoktan giyinmişti pençelerini birbirine sürterek biliyordu. Logan'ın kendi odasında kıyafetleri hep olurdu. Audra'nın odasında olmazdı bu kıyafetler. Bu yüzden Loga odaya çıkarken Ana'ya söylemişti ve Ruby onun için kıyafetleri getmişti.
İkisi de hazır olduktan sonra Logan ortak salona ilerledi Audra ise labaratuarına gitti. DNA testnin sonucu çoktan çıkmış olmalıydı. Kimse ondan habersiz onu labaratuarına giremeyeceği için bakmamışlardı. Audra ise çıkardığı sonuca merkaına yenik düşerek baktı.
Kağıdı hemen yazdırdı. İki kopya yapmıştı. Biri ikizler için biri de Erik için. Kağıtları katlayıp eline aldı ve ortak salona ilerlerdi. Steve yemek yapmıştı. Harley, Peter ve Kurt ona yardım ediyorlardı. Lorna ve Marcos ise masayı hazırlama görevini devralmışlardı. Tony Logan'a öldürücü bakışlar atıyordu ama Audra'nın görüş alanıan girmesi ile bakışlarını kuzenine çevirdi. Elinde tuttuğu iki kağıdı gördüğünde herkes ayaklanmıştı. Steve elinde bir bez parçası ile gelmişti. Pietro ve Wanda yan yana duruyordu, Erik de ayaklanmıştı. Audra sonuçları aynı anda Wanda ve Erik'e uzattı. İkiside titreyen elleri ile aldı sonuçları. Önce Wanda açmıştı. Erik ise hala ikisinin de yüz ifadelerine bakıyordu. Wanda okur okumaz kağıdı elinden düşürmüştü, bu durumda diğer herkes de okuyabilmişti kapıtta yazanları.
"DNA örneği alınan Erik Lehnsherr-Xavier'ın DNA'sı, DNA örneği alınan Pietro Maximoff'un DNA'sı ile %99.99 oranla eşleşmiştir"
Charles gülümsemiş ve kocasına bakmıştı. Tony de gülümsüyordu. Erik hala sonuca bakıyordu. Bu duyguyu kaç defa hissedrse hissetsin donup kalıyordu. Daha önce iki kere daha baba olduğunu öğrenmişti. Ki bunlardan birini daha bebek doğmadan öğrenmişti. Normal insanlar baba olduklarını bebek doğmadan çprenmiş olurlardı değil mi? Ama Erik için durum farklıydı. O bir tek Nina'da bu fırsatı yaşayabilmişti. Diğer üç çocuğunu çok sonradan öğrenmişti. Lorna'yı tanıdığında Lorna 13 yaşlarındaydı ve ergendi. Ama şimdi Lorna'dan birkaç ay büyük olduğunu bildiği ikizleri olmuştu. Wanda ve Pietro'nun yaşlarının 21 olduğunu biliyordu. Sonucun bu çıkacağını biliyordu ama değil mi? Pietro'nun ona olan benzerliğini kimse inkar edemezdi. Gri saçlar, mavi-gri gözler... Pietro'da kendi gençliğini görmek zor değildi. Charles ile tanıştığı yaşlardaydı Pietro.
Birkaç kez yutkunmayı denedi Erik. Etrafında olan her şeyi algılıyor ama tepki veremiyordu. Steve mutlulukla ikizlere sarılmıştı. Harley ve Peter fazlasıyla mutlu olmuşlardı. Çok iyi anlaştıkları bu ikizler artık kuzenleri olmuştu. Lorna mutlulukla onlara sarılmıştı ve Nina ise uzaktan izliyordu sadece. Yanlarına gittiğinda baynunu kaldırıp Wanda'ya bakıyordu. Wanda onun boyuna gelecek şekilde diz çöküp onu kucağına almıştı. Kucağındaki kardeşiyle eniden doğrulduğunda Nina onun boynuna sarılmıştı. Sonrasında ise Pietro'ya sarılmıştı. Erik hala kendine gelmeye çalışıyordu. Kendine gelemediği için Audra yanına gidip ona sertçe bir tokat attı. Erik yanağını tuttuğunda kendi gelmişti.
Erik: Ben şimdi baba-
Sözünü Audra kesmişti.
Laris: Evet baba oldun. Bu haberi daha önce iki defa aldın. Ve sadece birinde bebek doğmamıştı. Şok olmayı kes ve çocukların ve kocanı alıp bahçede konuşunun.
Charles ve diğerleri onu dinlediğinde Erik de hala şok olmuş yüz ifadesini bozmadan arka bahçeye çıkmıştı.
Arka bahçeden döndüklerinde herkesin yüzünde bir gülümseme vardı. Erik ve Charles fazlasıyla mutluydu. Hazırlanan yemek masasına herkes oturmuştu ve Steve'in hazırladığı yemekleri yemeğe başlmışlardı. Yemek sırasında herkes birlikte sohbet ediyordu. Tony ve Erik hala Logan'a agrasif davransalar da Wanda ve Pietro'nun ailelerini bulması asıl konuydu.
Tony: Maximoff ikizleri artık Stark ailesine dahil.
Erik: Lehnsherr ailesi demek istedin sanırım Stark.
Tony: Onlar benim yiğenlerim Lehnsherr. Onlar da bir Stark sayılır.
Erik onla sertçe baktığında bıçağı elinde sıkmaya başlamıştı ki Charles onun kolunu tuttu.
Laris: Belirteyim, bu ailede olmaktan özellikle ikinci aile toplantısına katıldığınızda nefret edeceksiniz.
Clint: Neden ki?
Onun merakını yine Audra'nın açıklaması geçirmişti.
Laris: Çünkü aile toplantılarında Tony ve Erik kava emeye başlar. Charles ve Steve kocalarını sakinleştirmeye çalışırlar ama 10 dakika sonra vaz geçip Hank ile birlikçe çay içmeye giderler. Ben ve Raven en sonunda dayanamayıp ikisini de sandalyelerine bağlarız. Erik'i çözdüğümüzde bu defa Tony ile ikisi Marcos'a kötü kötü bakmaya başlarlar. Kesinlikle çocuklardan daha beterler.
Bruce: O kadar da kötü değillerdir.
Bu cevaba Audra, Lorna, Raven, Hank, Kurt, Marcos ve Nina bile gülmeye başlamıştı. Charles ve Steve ise kıkırdıyordu. Tony yüzünü buruşturarak ailesine baktığında Erik de ona katılmıştı.
Yemekten sonra Ruby bulaşıkları hallederken Lorna ve Marcos bahçeye çıkmışlardı. Nina kahve sehpasında resim çiziyordu. Yorulmuştu artık birazdan uyuyacaktı. Tony ve Steve biraz arkadaşları ile oturmuş sonra da odalarına gitmişlerdi. Kurt, Harley ve Peter aralarında konuşuyordu yaşları zaten yakındı.
Audra ve Bucky, Audra'nın mühimmat odasına gitmişlerdi. Çünkü konuşurlarken Buky bıçaklardan hoşlandığını söylemişti ve Audra da ona bıçak koleksyonunu göstermeye gitmişti. Antreman katına gittiklerinde kumral kadın elini bir panele okutup açılan alana kodu girmişti. Açılan kapıda içeri girdiklerinde cam panelerle korunan ve havada asılı duran bıçakları gördü.
Laris: Magnetik alan sayesinde havada durabiliyorlar. Birkaç hesaplama gerektirdi tabii ki.
Bucky'nin merakını fark edince o sormadan açıklama yapmıştı. Odanın en sonunda cam kaideler vardı ve iki tane hançer diğerlerinin aksine siyah kadife yastıkların üstüne özenle yerleştirilmişti. Hançerlerin kılıfları siyah ve koyu mavi taşlarla bzenmişti. Kabzaları da aynı taşlarla bezenmişti. Kabzasıda kılıfıda mat gümüş renklerdeydi. Üstlerin vuran ışığın bile hesaplı olduğu anlaşılıyordu. Bucky ilk bakışta bu iki hançerinde kumral kadın için çok değerli olduğunu anlamıştı.
Bucky: Bu hançerler hediye sanırım?
Merakına yenik düşerek sorduğunda kumral kadın gülümseyerek ona cevap verdi.
Laris: Evet. Sağdaki Charles'ın soldaki Tony'nin hediyesi. İkisini de 16 yaşında girdiğim doğum günümde aldılar. Birbirine eş iki hançer. Söylediklerine göre ikiz olan bir ustalara yaptırmışlar. Özel olarak yaptırmışlar.
Gülümseyerek iki kaidenin altındaki hançerlere tekrar baktı ve konuşmaya devam etti.
Laris: Onlar benim için çok değerliler.
Bucky onu anladığını belirken bir mırıltı çıkarttı. Biçaklar hakkında kınuşurlarken odada sadece bıçak değil kılıçlarında olduğunu fark etti Bucky. Birçok tarzda ve çeşitte kılılar vardı onu yanı sıra sayıları bıçak ve kılıçlara göre az olan baltalar da vardı. Birkaç istisna dışında hepsi mat siyah rengindeydi.
Bucky ve Audra konuşarak ortak salona çıktıklarında çoğu kişinin artık oda olmadığını gördüler. Clint, Sam ve Logan ordaydı bir tek.
Laris: Herkes odalarına mı gitti?
Logan: Biliyorsun son günlerde fazla macera yaşadık. Herkes yorgun.
Laris: Neyse bende gidiyorum şimdi size iyi geceler.
Clint: Bende yatıyorum iyi geceler.
İkisi de asansöre bindiklerinde diğer üçlü bir ağızdan iyi geceler dilemişti. Asansör ilk ikinci katta durmuştu Clint inmeden önce Audra'ya baktı.
Clint: İyi geceler Stark.
Laris: İyi geceler Batron.
Clint asansörden indikten sonra Audra kendi katına çıkmıştı. Üstünü hızlıca değiştikten sonra biraz olsun uyuyabilmek için yatağına uzandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEKLENMEDİK
FanfictionHayatta net olan hiçbir şey yoktur. her şey flu ve beklenmedik olarak gelişir. Kontrol etmeye gücümüzün yetmeyeceği bir hikayeye kader denir. Sen yaşarsın ama değiştiremezsin. Senin dışındaki herkesin değiştirme ihtimali vardır ama kendi kadreine mü...