"Ay ay ay Meralciğim gelmiş hoşgelmiş!" Lalin elinden çantasını alıp önüne terlikleri koyarken konuşuyordu. Deniz ve Eylül gülerken Meralciği sarıldı.
"Hoşbuldum deli kız, ay özlemişim ayol!"
"Özlenmeyecek insan değiliz canım ondan." Gülerek içeri geçtilerinde Lalin Meralciğini koltuğa oturtmuş sohbete başlamıştı bile. Deniz mutfağa çay koymaya gidip çayın hazır olduğunu görünce bardaklara doldurdu. Lalin eve geldiğinde demlemişti demek ki.
Elinde tepsiyle içeri girdiğinde annesi parmağını Lalin'e sallayarak konuşuyordu.
"Bak Lalin hanım yine lafa tuttun ama yemem ben bu numaraları. Bu evin hali ne böyle? Hiç misafiriniz gelmiyor mu temizlik yapmıyor musunuz pislik içinde her yer." Deniz ve Eylül koltukların yastıklarını elleriyle düzeltirken Lalin koltukta ardına yaslanıp konuştu.
"Meralciğim biz raad takılıyoz ondan." Meralciği dediklerinden sonra sahte bir kızgınlıkla bacağına vurduğunda bacağını tutarak ona döndü.
"Bana bak! Seni bir rahatlatırım görürsün raad takılmayı! Evlenecek yaşa geldiniz hâlâ ne rahat takılması canım." Lalin Deniz'e dönüp kaşlarını kaldırdı. Ardından annesine dönüp konuştu.
"Valla biz de isteriz evlenmeyi artık, güzel hayırlı bir kısmet olursa inşaallah. Mesela Deniz'ciğim geçen gün evde kalcam diye ağladı biliyor musun annesi? Yazık bu kıza evlendir artık." Deniz ve Eylül'ün gözleri kocaman açılırken Meral hanım Lalin'e bakıyordu. Alayla kafasını sallarken konuştu.
"Di mi artık kaç yıldır sevgililer evlensinler. Eren beyin tanışmaya niyeti var mı? Hani kaç yıl oldu bir tanıyalım birbirimizi. Öyle instada kalp atmakla olmuyor."
"Ooooo kız sen instagörl mü oldun yoksa nerden biliyon bunları ayol. Tabi ama bendeki de soru, zeki Meralciğim benim!" Lalin yine konuştuğunda Deniz şoktaydı. Eylül'ün dürtmesiyle kendine geldi ve annesine gülümsedi.
"Anneciğim zaten Erenaş- Eren'de dedi tanışalım o kadar oldu diye. Ama senin gelmeni bekledik." Meral hanım cevap verecekken Lalin araya girdi.
"Ha tanışmaya gelemedi yani?! Kadın senin sevgilini doğursun, beslesin, büyütsün, sen iki adımlık yolu çok gör gitme yanına... Pes vallahi!" Deniz ayağa kalkıp annesinin yanına oturdu ve Lalin'in bacağını çimdiklerken konuştu.
"Canım arkadaşım! Senin çayın bitmiş gel biz bir çayını tazeleyelim! Gel bebeğim, gel!"
"Bu bir tehdittir, Meralciğim kızın beni öldürme planları kuruyor olabilir beni koru!"
Deniz Lalin'e aldırmadan kolundan tutup kaldırdı ve mutfağa götürdü zorla. Bu sırada Eylül'de Deniz'in annesinin yanına oturup sohbeti devam ettirmişti.
"Lan gerizekalıcım senin derdin ne? Niye fitne fesat fücur sokuyon kadının aklına? Şerefsiz!" Lalin arkadaşının sinirli suratından zevk alır bir biçimde güldü.
"Valla bundan sonra böyle, itlik serserilik." Deniz Lalin'in kafasına bir tane geçirdi.
"Çünkü bundan önce çok masummuş gibi rol kesme Küpek! Sen hep şerefsizdin." Lalin telefonunu almak için elini cebine attı ama orda değildi. Ceplerini kontrol ederken içerde olup olmadığını düşünüyordu. Hâlâ kendisini gömen Deniz'i es geçip oturma odasına döndü. Bora'dan geldikten sonra odasına çıkmamıştı, yani mutfakta ya da oturma odasında olmalıydı. Koltuklara göz atarken Deniz de ardından girdi ve annesiyle sohbet eden Eylül'ün yanına kuruldu.
Meral hanım Eylül'e ilişkisi hakkında sorular soruyordu. Lalin oturma odasında da bulamayınca odasına baktı ama orada da yoktu. En sonunda Bora'da unutmuş olabileceği ihtimali geldi aklına. Anahtarını alıp çıktı üst kata ve çaldı kapıyı.