bölüm V

48 5 127
                                    

Lalin: Biriniz gelip Allah rızası için kaldırsın beni... Yatağım çok acıklı bakıyor, bırakamıyorum...

Aptal aşık: Gerizekalı... Eylül'ü yanına yolluyorum.

Lalin: Tşk svglr syglr.

"Her pazartesi aynı şeyi yaşamak zorunda mıyız? Sadece soruyorum.." Eylül gözlerini devirerek içeri girdiğinde Lalin yorganına sarılmış yatıyordu.

"Sende her pazartesi böyle girmek zorunda mısın? Sadece soruyorum..." Eylül oflayıp üzerinden yorganı çekti ve kolunu çekip kaldırdı yataktan. Lalin ani hareketle şaşırırken ayakta buldu kendini. Kolunu ovarken konuştu.

"Öldür istersen bir de? Kolumu kopardın Küpek!"

"Lalin bebeyim elini yüzünü yıka gel daha ekmek almaya gideceksin." Eylül dediğini umursayıp odadan çıktı. Lalin'se kolunu ovarak odasındaki banyoya girdi. İşini bitirip çıktığında üzerine baktı. Değiştirmesine gerek yoktu aslında. Pandalı pijamalarıyla da gidebilirdi ekmek almaya.

Şarkı söyleyerek mutfağa giriş yaptı. Eylül çayın başında kaynamasını bekliyordu. Deniz'i soracakken o da girdi mutfağa. Balkondan getirdiği zeytini tezgaha bıraktı ve Lalin'e döndü.

"Böyle mi gideceksin ekmeğe?" Tek kaşını kaldırıp üzerini süzerken Lalin kafa salladı. Cüzdanını alıp montunu giydi, ayakkabılarını ayağına geçirirken aynada son kez saçlarının durumuna baktı. Eliyle düzeltip kapıdan çıktığında geri girmek istedi çünkü Bora'da merdivenden iniyordu. Lalin'i gördüğünde gülümsedi ve selam verdi.

"Günaydıın." Lalin gülümsemesine karşılık verip konuştu.

"Sana da günaydın." Bora Lalin'in pijamalarına kahkahasını tutamazken Lalin yüzünü buruşturup merdivenlerden inmeye başladı. Bozulduğunu görünce gülerek yanına geldi ve kolundan tutup durdurdu komşusunu.

"Tamam alt komşum, kızma. Hem tatlı olmuşsun ona güldüm ben. Ayrıca baksana bende pijamalarımlayım." Üzerini gösterdi. Lalin kısa bir an üzerinde gezdirdi gözlerini. Pijamalarla bile iyi görünüyordu bu adam. Gözlerini gözlerine çıkarıp konuştu.

"Tamam tamam affettim. Ama gitmeliyim çünkü kızlar geç kalırsam ekmekler yerine beni kesecek!" Saçma sapan imalarda da bulunurlardı ama bunu söylemedi.

"Bende ekmek almaya gidiyorum. Gidelim hadi. Komşumu kesmelerini istemem." Bora hem konuşup hem merdivenleri inmeye başladığında Lalin gülmeden edemedi.

Apartmandan çıktıklarında soğuk hava titremelerine sebep oldu ikilinin.

"İki kat giyseydim keşke. Çok soğuk!" Titreyerek konuşunca Bora kolunu Lalin'e sardı. Lalin'in gözleri kocaman açıldı bu harekete karşın.

Biraz hızlı gitmiyor musunuz sanki?  İç sesi de olaya dahil olduğunda Bora'ya çevirdi bakışlarını.

"Biraz hızlı- ee şey, ne yaptığını sorabilir miyim?" Bora da kafasını ona çevirdiğinde çok yakın olduklarını farkedip kafasını önüne çevirdi. Yanlışlıkla öperdi falan, Allah korusun.

"Üşüdüğünü sanıyordum. Yardımcı olmaya çalışıyorum." Lalin aldığı cevaba karşın kolunu omzundan çekti ve bir adım kadar uzaklaştı.

"Teşekkürler ama hızlı olmamız yeterli olur sanıyorum."

"Tabii, hızlanalım." Biraz daha hızlanmaya başladıklarında her adımda suratına vuran soğuk hava rahatsız etmiyor, aksine güzel hissettiriyordu. Gülümsedi ve marketin kapısından içeri girdi. Bora da arkasından girdiğinde ekmeklerin olduğu yere yürüdü.

TurşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin