bölüm IV

57 6 101
                                    

"Hassiktir ya, ben özür dilerim. Hasan'ı, arkadaşımı arayacaktım aslında." Ağzından kaçırdığı küfürle tekrar elini alnına vurdu.

"Yok önemli değil. Eve geçeceğim zaten bende, konum at istersen ben alayım seni. Araban yanında mı?" Bora konuştuğunda daha fazla soğukta beklemek istemediği için arabaya bindi.

"Evet, arabayla geldim. Konumu atıyorum o zaman. Teşekkürler bu arada."

"Önemli değil."

Telefonu kapatıp konumu attı ve koltuğa yaslandı.

Başı dönüyordu, keşke alkolsüz istediğini belirtseydi özellikle. Deniz Eren'le gelirdi, Eylül'ü de Kayra bırakırdı muhtemelen. Barışırlardı belki de. Biraz oturduktan sonra arabadan indi. Bora geldiğinde soğukta beklemesin diye. Kar havası hakimdi ve organlarına kadar titriyordu şu an.

'umarım kar yağar da bu soğuğa değer' diye geçirdi içinden. Kış insanıydı ama üşümeyi bazen sevmiyordu. Bazense üşümek istiyordu Lalin, değişik bir insandı bakılırsa. Bora'yı beklerken telefonuyla ilgilenmeye başladı. Sosyal medya hesabında gezinirken ayak sesleriyle kafasını kaldırdı.

Burnu soğuktan kızarmış, saçları dağınık üst komşusunu gördüğünde bakakaldı birkaç saniye. Kendine gelip silkelendiğinde cebindeki anahtarı ona uzattı ve arabaya bindi. Bora'da bindiğinde klimayı açtı ve içerinin azıcık ısınmasını sağladı.

"Ee, kızlar neredeler? Beraber gelmiştiniz?" Bora'nın sorusuyla ona döndüğünde yan profilini inceledi biraz da. Yakışıklı çocuktu vesselam.

"Eylül'den haberim yok. Yani Kayra geldi ve beraber çıktılar. Şu an barışmış olabilirler, kavga ediyor da olabilirler." Kısa bir an güldü. Bora da eşlik ettiğinde gülümsemesi genişledi.

"Deniz'de Eren'le birlikte. Ben çıkarken Eren'in arkadaşlarıyla konuşuyorlardı. Beraber dönerler anlayacağın." Bora anladım derecesine kafasını salladı. Arabanın içine sessizlik hakim olduğunda Lalin kafasını cama çevirdi. Akıp giden yolu izlemek her zaman sevdiği bir şeydi.

"Sen peki, neden erken kalktın? Saat daha erken değil mi?" Bora tekrar konuştuğunda gözlerini yoldan çekip ona döndü.

"Kalabalık yerleri sevmem. Kızların zoruyla gittim aslında. Masada tek başıma kalınca da eve gidip çizgi dizi izlemek daha mantıklı geldi." Bir anlık göz göze geldiler. Bora gülümsedi, Lalin kendisine benziyordu. O da sevmezdi kalabalık ortamları.

"Benziyoruz, bende sevmem kalabalık ortamları. Hatta erken dönmek için bahane arıyordum biliyor musun? İyiki aradın. Yanlışlıkla da olsa." İkisi de güldüler son cümleye. Bora susmayıp tekrar konuştu.

"Çizgi dizi mi? Ciddi misin?" Hayretle sorduğunda Lalin kaşlarını çattı. Kime söylese aynı tepkiyi alıyordu.

"Evet çizgi dizi! Çekilen saçma sapan dizileri izlemektense onları izlerim." Bora kafasını salladı. Haklılık payı vardı aslında. Ama garipsemişti.

Yolculuğun geri kalanı sessiz geçmişti. Evin önüne geldiklerinde arabayı ustaca park etti ve indiler. Bu sefer apartman kapısını Bora açmıştı. Bu harekete karşılık gülmeden edemedi Lalin. Teşekkür edip içeri geçti.

Daireye geldiklerinde Lalin Bora'ya döndü. "Şey, teşekkür ederim, tekrardan. İyi geceler."

"Asıl ben teşekkür ederim ve iyi geceler."

Anahtarı bulup kapıyı açarken Bora merdivenin ilk basamağında duruyordu öylece. İçeri girerken el salladı ve kapıyı kapadı.

Kapının yanında duran aynaya baktığında yanaklarının kızardığını gördü. Soğuktan olduğunu düşünüp umursamamaya çalışsa da pek öyle değildi.

TurşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin