Yeni bölüm geldii.
İyi okumalar. 💜•••••••••••••••
Karşımda gülümseyerek bakan Sibel'e şaşkınlıkla bakıyordum.
"Sürpriz !! Naber canım. Nasılsın?" diyerek içeri giren Sibel ile kenara çekilmek zorunda kaldım. Kapıyı kapatıp şaşkınlığımdan kurtularak peşinden ilerledim. Bavulunu bir köşeye bırakıp kendini koltuğa attıktan sonra bana bakıp "Naber kuzen. Seni ziyarete geldim. İyi yapmış mıyım?" diyen Sibel'e zoraki bir şekilde gülümseyerek "İyi yapmışsın." dedim.
Sibel, halamın kızı ve benim kuzenim oluyor. Küçüklüğümden beri beni sevmez. Ve her defasında anne ve babamın gerçek ailem olmadığını yüzüme vuruyordu. Uzun bir süredir görüşmemiştik. Anne ve babamın cenazesine de gelmemişti. Şimdi ne olmuştu da yanıma gelmişti?
Bavuluna bakarak "Gelmenin bir sebebi var mı?" diye sordum. Kaba olmayı umursamıyorum çünkü bende bu kızı bir zaman sonra sevmemeye hatta nefret etmeye başlamıştım.
Şaşkın bir şekilde "Seni ziyarete geldim. Uzun süredir görüşmemiştik. Kız kıza takılırız diye düşünmüştüm." dedi. "Ziyarete geldin öyle mi? Başka sebebi yok yani." dedim.
Kafasını hafif eğerek "Yani annemlerle biraz atıştık. Ama seni görmeye geldim ben.". dedi. Neden geldiği anlaşıldı. Halamla kavga edince gidecek yer bulamadı tabi.
Zoraki bir gülümsemeyle "Tabi öyledir canım." dedim. Yaptığım kinayeyi anlamadığını yüz ifadeleri ile belli ettikten sonra onu misafir odalarının olduğu kata çıkardım.
"Odamı kendim seçebilir miyim?" diye sorunca kafamı salladım ve tek tek odalara bakmasını izledim. Hiç bir odayı beğenmemiş olacak ki bakmaya devam ediyordu. Sonunda Beril'in odasının kapısını açıp içeri girdi. "Bu odayı istiyorum. En güzel oda burası. Penceresi de kocaman." diyerek gülümsedi.
"Maalesef burası olmaz. Burası arkadaşımın odası." dediğimde yüzündeki gülümseme silindi ve "Ama burayı beğendim. Hani istediğim odayı seçebilirdim." dedi. "Burası hariç istediğin bir odayı seçebilirsin . Burası en yakın arkadaşımın." dedim.
"Arkadaşın benden daha mı değerli? Bunun için beni mi kıracaksın?" dedi hiç beklemeden "İkisine de evet. Şimdi kendine boş olan bir odayı seçebilirsin." dedim ve gülümsedim.
Samimiyetsiz bir şekilde gülümseyerek cevap vermeden bir odayı seçip içeri girdi. Bende kendi odama gidip kıyafetlerimi değiştirip daha rahat bir şeyler giyinip aşağı indim. Sibel çoktan aşağı inmişti. Televizyonda bir film açmış izliyordu. Bu kızın rahatlığı beni deli ediyordu. Umarım uzun süre kalmaz.
•••••••••••••••
Tavanı izliyordum. Yaklaşık yarım saat önce uyanmıştım ama yataktan çıkmamıştım. Artık kalkmam gerektiğine emin olduğumda yavaşça doğruldum ve yataktan çıktım.
Dolabıma girerek elime aldığım kıyafetleri üzerime geçirdim. Odadan çıktım ve aşağıdan gelen sesleri takip ederek mutfağa doğru ilerledim. Mutfağa adımımı atmamla savaş alanını anımsatan manzaraya ağzım açık bakakaldım. Geldiğimi fark edince Sibel dönüp gülümsedi "Kahvaltı için pancake yaptım." dedi.
Kafamı sallayarak kahve makinesinin yanına gidip kendime kahve yaptıktan sonra mutfağa ve Sibel'e son kez bakarak mutfaktan çıktım. Şuan Sibel'e en uzak olarak düşündüğüm yere, bahçeye çıktım. Ve salıncağa oturdum. Ayağımla hafifçe kendimi sallıyor bir yandan da kahvemi yudumluyordum.
O an üzerimde hissettiğim bakışlarla kafamı kaldırdım ve karşı bahçede masada oturan elindeki kahve kupasıyla beni izleyen Mirza'yı fark ettim. Şimdiye kadar onu fark etmemiştim. Sürekli kesişen bakışlarımız yine kesişmişti. Ama bu sefer ben ona bana baktığı gibi bakıyordum. Sanki içinden geçenleri okuyormuşum gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐘ı𝐥𝐚𝐧𝐥𝐚𝐫ı𝐧 𝐀𝐜ı 𝐃𝐢𝐥𝐢
FantasyBir başka Medusa efsanesi... Yaklaştım ve aynanın tam karşısına geçtim. Bana ait olmayan yansımama baktım ve gördüğüm şeyle bir kaç adım geriledim. Şuan hayal mi görüyorum yoksa rüyada mıyım? Bilmiyorum. Bildiğim tek şey karşımdaki yansıma ben değ...