17.Bölüm

310 30 31
                                    

Yeni bölüm geldi.
Hadi hemen okuyun 💜🐍

••••••••••••

Her ne kadar az da olsa kapının dışından gelen sesler ile uyanmak zorunda kaldım. Vücudum dinlenmiş olsa da yorgun hissediyordum.

Artan seslerle yataktan kalkmaya karar verdim ve kapıya ilerledim. Kapıyı açmadan önce son kez kendime çeki düzen verdim.

Kapının önünde bekleyen Pamir, Alin, Yekta ve Barlas ile birlikte gülümsedim. Onları özlemiştim.

Beni gördüklerinde yüzlerinde oluşan tebessüm ile açtığım boşluktan odaya girdiler. Odayı inceledikten sonra boynuma atlayan Alin "Alesta, bizi çok korkuttun. Sana bir şey olmasından korktuğumuz için gece gündüz yerini bulmaya çalıştık. Aslı hanım yerini bulduklarını ve en kısa sürede aramıza döneceğini söylediklerinde gerçekten çok mutlu oldum. Kısa bir süre olmuş olsa da bizim için çok değerlisin." dediğinde konuşmasının devamının duygusal olduğunu anlayıp gülerek ondan ayrıldım. Daha sonra her biri ile geçen sarılma merasiminden sonra her biri odanın farklı bir köşesine dağıldı.

Sanki benden bir şey bekliyormuş gibi yüzüme bakmaya devam ediyorlardı. En sonunda Barlas konuşmaya karar verdi.

"Nasıl kurtuldun ordan?" diye sorduğunda ne cevap vermem gerektiğini bilemedim. Barlas bir çok operasyonun başıydı ve aynı zamanda Aslı hanımın sağ koluydu. Ama yine de Mirza'nın bir ajan olduğunu bildiğinden emin değilim. Hem bilse bunu bana sorması saçma olurdu. Aynı okuldaydılar belki tanımışlardır diye düşünmüştüm. İkisi de üç sene önce bu okuldaydı. Belki de Barlas geldiğinde Mirza çoktan gittiği için haberdar değildir varlığından.

En sonunda söylememeye karar verdim ve "Bunları daha sonra konuşalım lütfen. Zor geçen bir kaç gündü ve bu kadar hızlı hatırlamak istediğimi sanmıyorum." diyerek ortamı yumuşatmak için güldüm. Ufak bir sohbetin ardından hepimiz yemekhanede buluşmak üzere anlaşıp ayrıldık. Her biri odadan çıktıktan sonra sadece Barlas ve ben kalmıştık.

Kapıyı kapatıp iyice yanıma yaklaştı ve kollarını belime doladı. Kafasını saçlarıma yaklaştırdı ve derin bir nefes aldı. "Gerçekten uzun süredir bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum. Her şeye rağmen elinden hiçbir şey gelmemesi cidden iğrenç bir durum." dediğinde ellerim kollarından yanaklarına tırmandı usulca.

"Merak etme. Artık burdayım. Daha fazla düşünüp canımızı sıkmaya gerek yok."

Belimdeki ellerinin baskısı artıp beni iyice kendine çekti ve ufak bir buse bıraktı dudaklarıma. "Yemekhanede seni bekliyor olacağım." diyerek çıktı odadan.

Barlas odadan çıktıktan sonra dolaba yerleşmiş eşyalarımdan seçip giydim. Hafif bir makyaj ve düzgün bir saç modeli yaptıktan sonra hazırdım. Odadan çıktığımda kapıyı kilitleyip asansöre ilerledim. En üst kattan aşağıya kadar yürümek istemiyordum.

Yemekhanenin kapısını ittirip içeri girdiğimde üzerimde toplanan bakışlarla rahatsızca bizimkilerin yanına ilerledim. Bu okula geldiğim günden beri gözler üstümdeydi ve bu artık cidden sıkmaya başlamıştı.

Barlas'ın çoktan benim için hazırladığı tabağı önüme çekip yemeye başladım. Bir süre sonra herkes kendi yemeğinde dönmüştü çoktan. Alin ve Pamir hem yemek yiyip hem de gülerek bir şeyler anlatıyorlardı birbirlerine. Yekta ve Barlas ise önündeki yemeğe odaklanmıştı.

Her şey çok normal ilerliyordu. Ama normal hissettirmiyordu. Sanki diken üstünde gibiydim. Her an bir şey olmasından korkuyorum ve en önemlisi o general bozuntusunu bir an önce ortadan kaldırmak istiyordum. Yemekten sonra Aslı hanımın yanına gidip bu konuyu konuşmaya karar verdim.

𝐘ı𝐥𝐚𝐧𝐥𝐚𝐫ı𝐧 𝐀𝐜ı 𝐃𝐢𝐥𝐢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin