9.Bölüm

687 152 102
                                    

Yeni bölüm geldiii.💜🐍
Hadi hemen okuyun.

•••••••••••••••••••••••

Uyandığımda ter içinde kalmıştım. Kalkıp duş aldıktan sonra kendimi mutfağa atıp acı bir kahve yapmıştım. Ve şu anda oturmuş kahvemi yudumluyor aynı zamanda da gördüğüm rüyayı düşünüyorum.

Adının Medusa olduğunu söylemişti. Medusa'nın ne olduğunu tabiki biliyordum. Yılanların Annesi

Ama bunu bilmek beni daha da korkutuyor. Çünkü neden bu rüyaları gördüğümü bilmiyorum. Hiçbir zaman böyle rüyalar görmedim. Bu kadar gerçekçi. Bu kadar değişik.

Bana bir şeyler oluyor ve ben bunun gerçekten ne olduğunu bilmiyorum. Bunu bana açıklayacak birinin olduğunu da düşünmüyorum. Yine koca bir belirsizlik içerisindeyim. O kadar büyük bir belirsizlik ki kendimi bile bilmiyorum.

•••••••••••••••••••

Heyecanla doğum günümün ne kadar güzel olacağını anlatan Beril'e odaklanamıyordum. O kadar çok konuştu ki bir zaman sonra dinlemeyi bıraktım.

En sonunda "Beril eminim harika olacak. Daha fazla anlatmana gerek yok." dedim. Kafasını salladı ve önündeki tatlıyı yemeye devam etti. Ömer de onun bu halini gülümseyerek izliyordu.

Beril çocuk gibi biri. Çok heyecanlı , deli dolu ve dobra. Ağzına ne gelirse söyleyen  bir çok kişiye göre patavatsızlık olarak nitelendirilen ama bana göre dürüstlük olan bir özelliği var. Ve onu bu dürüstlüğü için daha çok seviyorum.

"Alesta, sen yarın eve gelmiyorsun. Bize gidiyorsun.  Kıyafetlerini ben hazırlatıcam zamanı geldiğinde şoför seni getirecek. Tamam mı?" diyen Beril'e:

"Beril ne gerek var. Ben kendi evimde giyinirim." desem de kafasını olumsuz anlamda salladı ve "Olmaz ben planladım her şeyi , bize gidiyorsun." dedi. Kabulleniş ile kafamı eğdim ve tabaktaki son parçayı ağzıma attım.

Onlar da tabaklarını bitirince hesabı istedik. Biraz sonra masaya gelen hesabı ödemek için elini uzatan Ömer'den hızlı davranarak kutuyu elime aldım.

"Aklından bile geçirme." diyerek şakasına kötü bakışlar attım ve hesabı ödeyip kafeden çıktım. Peşimden gelen Ömer ve Beril ile ayrılıp evime döndüm.

Kısa bir süre sonra eve gelmiştim. Arabayı park ettikten sonra eve girdim ve kapıyı kilitleyip kendimi koltuğa attım. Yorulmuştum. Göz kapaklarım inadına kapanıyordu. Açık tutmaya çalıştığım göz kapaklarım inatla kapandı ve uyku bedenimi ele geçirdi.

••

Yavaşça gözlerimi araladım ve doğruldum. Boynum tutulmuştu. Koltukta uyuduğum için ağrıyan boynumu ovalayarak ayağa kalktım. Her yer karanlıktı. Muhtemelen saat gece 4-5 falandı.

Yukarı çıkmak için ilerlediğim sırada bahçeden gelen çıtırtı sesi ile yönümü değiştirip yavaş adımlarla bahçe kapısına ilerledim. Cam kapıdan dışarıya şöyle bir göz gezdirdim ama görünürde kimse yoktu.

Yanlış duyduğumu düşünüp arkamı döndüğüm sırada bir çıtırtı sesi daha geldi. Bahçe kapısını açtım ve temkinli bir şekilde dışarı çıktım. Etrafta kimse yoktu. Her yer sessiz ve fazlası ile karanlıktı.

Bir şey bulamadığım için geri döndüm ve bahçe kapısını kilitledim. Son kez bahçeye göz gezdirdim. O sırada ağzıma kapatılan bezle neye uğradığımı şaşırdım. Çırpınmaya başladım. Nefes almamak için kendimi sıkıyordum. Aynı zamanda da beni tutan kişiyi yere düşürmeye çalışıyordum. Ama nafile ben çırpındıkça üzerimdeki baskısını arttıran güçlü kollarla kıpırdayamıyordum.

𝐘ı𝐥𝐚𝐧𝐥𝐚𝐫ı𝐧 𝐀𝐜ı 𝐃𝐢𝐥𝐢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin