İkinci bölüm geldiiii.
Haydi hemen okuyun. 💜•••••••••••••••••••
Elimdeki kahve bardağını masanın üstüne bırakıp mutfaktan çıktım. Odama girdim ve kıyafet seçmek için dolabıma ilerledim. Bugün okula gidecektim.
Özel okul olduğu için üniforma zorunluluğu yok. Sanırım bu okulun en sevdiğim yanı da bu. Dolaptan giyeceğim kıyafetleri çıkartıp yatağın üzerine koydum. Okula gitmeden önce güzel bir duş alsam iyi gelirdi.
Banyodaki küvetin içerisine girerek akan su ile rahatlamaya çalıştım. Sürekli aynı şeyi düşünen ve bunun acısını yaşayan aklımı boşaltmak için çabaladım.
İyice rahatladığıma emin olduktan sonra durulanıp banyodan çıktım. Kıyafetlerimi giydikten sonra saçlarımı at kuyruğu yapıp son kez aynada kendime baktım ve aşağı indim.
Evden çıkıp arabaya bindim. Okul biraz uzakta olduğu için araba ile gitmeye karar verdim. Bazen yürüyorum ama şu anda bunu yapabilecek gücü kendimde bulamıyorum.
Yarım saat sonra okula gelmiştim bile. Arabayı otoparka park edip çantamı aldım ve arabadan çıktım. Asansöre ilerleyip 3. kata bastım.
Kapı tam kapanmak üzereyken bir grup öğrenci kapıyı tuttu ve içeri girdi. Daha önce hiç birini görmemiştim. Bu okula yeni gelmiş olmalılar. Beş kişiydiler ve ikisi kız kalanları erkekti.
Asansörün en ucuna yaslandım ve gözlerimi kapattım. Kendimi gerçekten kötü hissediyorum. Sanki bayılacakmış gibi. Belki de gelmemeliydim. Biraz daha dinlenmeliydim. Sanırım bunu düşünmek için biraz geç kaldım.
Asansör durdu ve herkes çıktıktan sonra bende asansörden çıktım. Hiç durmadan sınıfa girdim ve sırama doğru ilerledim.
Bana bakan şaşkın , üzgün bakışları önemsemeden cam kenarında ki en arka sıraya oturdum ve başımı masaya yasladım.
Birkaç dakika sonra herkes eski sohbetlerine devam etmeye başladılar. Ne kadar yattığımı bilmiyorum ama uzun bir sessizlik olunca kafamı kaldırıp baktım ve hocanın başımda dikildiğini fark ettim.
"Alesta sana sesleniyorum duymuyor musun ? "
Gerçekten de duymamıştım. İyice toparlanıp " Üzgünüm sizi duymadım." dedim.
"Sorun değil canım kendini iyi hissetmiyorsan yatabilirsin." dedi ve masasına oturdu. Asla böyle bir şeye izin vermeyecek hoca şu anda yatabileceğimi söylüyordu. İnsanların bana acımasından nefret ederim. Bu yüzden sırada rahat bir şekilde oturup dersi dinliyormuş gibi tahtaya baktım. Bedenen burdayım ama ruhum düşüncelerimin arasında kayboluyor.
Çalan tenefüs zili ile daha fazla dayanamadan ayağa kalktım.
Kantine inip kendime kahve almak için sınıf kapısına doğru ilerledim.
Tam o sırada çalan telefonumu almak için çantamı açtığımda omzuma aldığım darbe ile sağa doğru bir-iki adım atmak zorunda kaldım.Kafamı kaldırdığımda bu sabah asansörde gördüğüm sarışın kız tam karşımda duruyordu. Arkasında da diğer arkadaşları sırıtarak bana bakıyorlardı.
"Bence yürürken önüne bakmalısın canım" demesiyle gözlerimi ona çevirdim. Yüzünü inceledim ve cevap vermeden ona doğru ilerledim. Yanından geçerken omzuna çarparak geriye doğru savrulmasını izledim.
"Bence kime bulaştığına dikkat etmelisin canım. " dedim ve ne diyeceğini beklemeden sınıftan çıktım.
Kantine indiğimde her zamanki kalabalığa göz gezdirip kendime bir kahve aldım ve boş bir masa aradım. Bulduğumda masaya ilerledim. Elimdeki sıcak kahveyi yudumlamaya başladım.
Bir kez daha çalan telefonumla kahveyi masaya bıraktım ve çantamdan çıkarıp kimin aradığına baktım.
Beril Arıyor...
Telefonu açtım. "Alesta neredesin seni arıyoruz." dedi ve ekledi "Sınıfta da değilsin."
"Kantindeyim." dedim ve kapanan telefonu çantama geri koydum. Kantin kapısını izliyordum. Kapıdan içeri giren Beril ve Ömer ile gözlerim kesişti.
Hızlı adımlarla yanıma gelip masaya kendilerini attılar. Beril boynuma sarıldı "Nasılsın bebeğim ?" diye sordu.
Yüzüne baktım "İyiyim canım sağ ol sorduğun için." dedim.
Gülümseyerek sevgilisinin yanına oturdu. Bir anda bir şey hatırlamış gibi kafasını kaldırıp "Sınıftaki kıza ne yaptın ? Sinir krizi geçirecekti az kalsın." dedi.
Önemsiz olduğunu belirtmek için kafamı gelişi güzel salladım "Önemli bir şey değil boşver ." dedim
Elimdeki kahveyi bitene kadar içtikten sonra kafamı kaldırıp Beril ve Ömer'e baktım.
11.sınıfta tanışmıştım ikisiyle de ama bir senede bana fazlası ile yakın oldular. Tanıştığımız günden beri hep birlikteydik. Her yere birlikte gider , sınavlara birlikte çalışırdık.
Her şey çok güzeldi , o güne kadar . Yine ders çalışmak için buluşmuştuk. Uzun bir süre ders çalıştıktan sonra annem aramıştı. Gelip bizi almayı teklif etmişti.
Onları bekliyorduk ama 2 saat geçmesine rağmen gelmemişlerdi. Daha fazla dayanamayıp aradığımda telefonu bir başkası açmış ve kaza olduğunu söyleyip adres vermişti.
O anki duygularımı ifade edemem. Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. İçimi öyle büyük bir korku kapladı ki nefes alamıyordum.
Hastaneye gittiğimizde annem ve babam ameliyathaneye alınmıştı.İlk annemin ölüm haberi geldi. Kurtaramadık dediler. Daha onun acısı ile baş edememişken yoğun bakıma alınan babam da öldü.
Babamın iş arkadaşları bütün cenaze işlemleri sırasında yanımdaydı. Bütün her şey bittikten sonra yine acımla başbaşa kaldım.
Babam başkomiserdi annem de iç mimardı. Beni yetimhaneden aldıkları gün yeni bir eve taşınmıştık sıfırdan bir başlangıç yapmak istediler. Annem evi hayallerine göre tasarladı. Benim odam içinde ben ne istersem onu yaptırdı.
Bu şekilde daha da yakınlaştık ve daha çabuk alıştım onlara. Her gün oyunlar oynardık , çizgi film izlerdik. Beni mutlu edebilmek için her şeyi yapıyorlardı. Evimde hissedebilmem için. Öyle de hissettim. Evin sıcaklığını, annenin şefkatini , babanın vermiş olduğu güveni hepsini hissettim.
Ama şu anda tek hissettiğim şey, hiçbir şey...
•••••••••••••••••••
Bölüm nasıldı??
Evet ikinci bölüm bitti. İlk bölümden daha uzun yazdım. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere umarım beğenmişsinizdir. 💜 Oy vermeyi unutmayın lütfen.
Instagram hesabım: efsane_wattpad

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐘ı𝐥𝐚𝐧𝐥𝐚𝐫ı𝐧 𝐀𝐜ı 𝐃𝐢𝐥𝐢
FantasyBir başka Medusa efsanesi... Yaklaştım ve aynanın tam karşısına geçtim. Bana ait olmayan yansımama baktım ve gördüğüm şeyle bir kaç adım geriledim. Şuan hayal mi görüyorum yoksa rüyada mıyım? Bilmiyorum. Bildiğim tek şey karşımdaki yansıma ben değ...