Öncelikle yeni bir hikaye yazıyorum. :) ilgisini çekenin okumasını isterim :)
İyi okumalar....
Patricia yanımdan ayrılınca Emre'yi beklemeden odama doğru çıkmaya başladım. Patricia'yı çok düşünmemeye karar verdim. Tamamıyla saçmalıyordu.
"Hey! Nasılsın bakalım" dedi. Düşüncelerimden ayrılarak bana bakan Muslera'ya döndüm.
"Şey iyiyim ya sen"
"İyiyim"
"Seninle birşey konuşmam gerekiyor" dedim. Patricia meselesini ona anlatmalıydım.
"Öyle mi? Ne konuda"
"Şeyy.. Şey konusunda"
"Ne konusunda?"
"Neredesin hayatım bende seni arıyordum" dedi yanımıza gelen Patricia Muslera'nın koluna girerek.
"Ee ne söyleyecektin bana" dedi Muslera. Patricia'ya döndüğümde bana dikkatle bakıyordu. Onu umursamadan tekrar Muslera'ya döndüm.
"Neyse sonra konuşuruz" dedim ve ilerlemeye başladım. Odama çıktığımda Emre hâlâ yoktu. Telefonuna gelen mesaja baktım. Emre'den gelmişti. 'Selçuk ile
dolanacağız. Gecikebilirim' yazıyordu. Telefonumu yatağa atarak oturdum. Kapı çalınınca belki Emre vazgeçmiştir diye düşünerek kapıyı açtım.
"Merhaba" dedi. Karşımdaki Muslera'yı görünce şaşırmıştım.
"Merhaba. Senin ne işin var burada"
"İstemiyorsan gideyim"
"Hayır ondan dolayı demedim. Patricia nerede?"
"Onun işi vardı. Bende senin bana ne söyleyeceğini merak ettiğim için geldim."
"Önemli birşey değildi. Ne söyleyeceğimi bile unuttum" dedim. Gülerek devam etti.
"Tamam öyle olsun. Birşeyler içmek ister misin?"
"Mmm olabilir"
"Tamam o zaman hadi biraz dolanalım" dedi. Olumlu anlamında başımı sallayarak. Odadan çıktım. Beraber aşağıya inerek otelden çıktık. Birlikte arabaya bindik
"Nereye gidiyoruz. Normalde buradan ayrılmak yasak"
"Biliyorum yasak olduğunu ama sadece bir iki saat"
"Tamam peki nereye?"
"Görürsün" diyerek göz kırptı ve arabayı sürmeye başladı. Kalbim neden bu kadar hızlı atıyor? Derin bir nefes alarak camdan dışarıyı izlemeye başladım. Bir süre sonra bir yerde durduk. Bir cafeydi.
"Ciddi misin? bir Cafe mi?" dedim alayla
"Beğenemedin mi?" dedi o da alayla
"Ben bar falan diye düşünmüştüm"
"Ne? Ahahah hayır tabiki sonra Emre beni öldürür"
"Abimden mi korkuyorsun?"
"Evet" dedi gülerek
"Hadi ama"
"Tamam. İstediğin gibi olsun" dedi ve tekrar sürmeye başladı. Tekrar durduğumuzda bir barın önündeydik. Birlikte inerek içeriye geçtik. Kalabalıktan uzak barmenin yakınlarında oturduk.
"Tamam sana ne ısmarlayayım?"
"Bilmem kafana göre al birşeyler"
"Tamam" dedi ve barmene birşeyler söyledi. Türkçe bilmemesine rağmen iyi tarif etmişti. İçecekler gelince direk ilk bardağı kafama çıktım ve ikincisi istedim.
"Yavaş lütfen" dedi. Onu umursamadım bile.. İkinciyi de kafama diktim. Üçüncüyü istediğimde Muslera bana engel olmaya çalıştı.
"Hadi ama Muslera bir tane daha" dedim. Birşey demedi. Üçüncüyü de bitirmisşim. Başka almama izin vermemişti. Sanırım haklıydı da çünkü şimdiden başım dönmeye başlamıştı. O da ikinciyi bitirince konuşmaya başladı.
"Eee hâlâ bana söyleyeceğin şey aklına gelmedi mi?" dedi gülerek. Onu zorlukla duymuyordum.
"Mmm hayır" dedim. Bana anlamadığım bir bakış attıktan sonra önüne döndü. Müzik gerçekten konuşmamıza engel oluyordu ama umursamadan onunla konuşmaya çalıştım
"Patricia ile aran nasıl?"
"Ne?"
"Diyorum ki Patricia ile aran nasıl?"
"Seni anlamıyorum dışarıya çıkalım" dedi. Bu çocuk gerçekten sağır. Ben seni duyuyorum sen beni nasıl duymuyorsun? Dışarıya çıktığımızda ona biraz yürümek istediğimi söyleyince itiraz etmedi ve bana eşlik etmeye başladı.
"Şey Patricia ile aran nasıl?"
"Bilmem. Aramızda kalacağına söz verir misin?"
"Tabiki merak etme"
"Aramız pek iyi değil. Nedenini bilmiyorum ama ona olan güvenimi kaybediyorum sanırım"
"Bence nedeni açık" dedim fısıltıyla
"Ne?"
"Yok birşey sadece gerçekten nedenini bilmiyor musun?"
"Sanırım bilmiyorum"
"Şu arkadaşıyla ilgili olabilir mi?"
"Sanmıyorum. Bu da nereden çıktı ki?" dedi. Ben ondan ayrılarak bir banka oturdum. O da yanıma oturarak bana bakıyordu.
"Bak sana söylemek istediğim şey şu...başta sana söylemeyecektim ama bilmen gerekiyor diye düşündüm"
"Söyle hadi Deniz" derin bir nefes alarak devam ettim.
"Söylemek istediğim şey Patricia seni aldatıyor"
Beklettiğim için özür dilerim arkadaşlar ama okul var malum :( herneyse voteleri ve yorumları bekliyorum :) ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMPOSSIBLE (muslera)
Romance12 yaşıma kadar yetimhanede büyüdüm. Kötü günlerdi kabul ediyorum ama sosyetik ve zengin bir aile tarafından evlatlık alınmakta pek iyi sayılmaz. Bu aileyi hiçbir zaman sevemedim ki onlarda beni sevmedi biri dışında. Üvey abim Emre Çolak. Belki öz a...