....
Sonunda evimdeydim. Kampın bitmesine az kaldığından abim beni oraya götürmeyip direk eve getirmiş ve tekrar kampa dönmüşlerdi. Ne olduğunu anlayamıyorum herşey çok hızlı gelişti ki şuan ben resmen evliydim.Hastaneden çıkana kadar olanları düşündüm. Bunu yapanlar yakalanmıştı ve tahmin edilen üzerine Patricianın en yakın arkadaşıymış yada sevgilisi mi desem? Her neyse nasıl yakaladıklarını anlamadılar ama dönünce öğreneceğim.
Zaten her saat başı neredeyse arıyorlar bunaldım resmen..
Şuan aklımda olan en büyük şey keşke Fenerbahçe takımıyla vedalaşabilseydim. Garip ama evet bunu düşünüyorum napayım bütün takımı bir daha nerde göreceğim?
Düşüncelerden sıyrılmaya çalışarak kitabını elime aldım. Abim ve KOCAM dönene kadar birşeyler bulmalıydım ikisini de özledim. Hatta üçünü. Tarık da bu özleme dahil.
...
Arabanın korna sesini duyunca hızla aşağıya indim. Emre görse beni muhtemelen döverdi dikkat etmediğim için ama umrumda değil.
Koşarak Musleraya sarıldım. Üç gündür bunun hayalini kuruyorum ben.
"Seni çok özledim" dedim fısıldayarak
"Bende karıcım" dediğinde kalbim duracak gibi oldu ama Abimin abartılı öksürmesiyle dünyaya döndüm.
"Sağol kardeşim bende iyiyim yok yorulmadım. Evet bende seni çok özledim" dedi kendi kendine tripli tavırla
" Hoşgeldin abilerin ennnnn yakışıklsı" dedim yağ yaparak
"Uzatma pis satıcı hani senin ilk aşkındım hani en değerlindim böyle satış görmedim ömrümde" dediğinde
"Ne diyon abi ya öylesin tabiki" dediğimde başını trip atar şekilde çevirdi
"Papucum diyorum maşallah dağa atıldı dam bile değil" abime ne diyon sen bakışı atınca abarttığını anlayarak sarıldı
"Özledim seni prenses nasılsın?"
"Her gün günde beş kez sordunuz iyiyim abi " iyiyimi bastırmıştım.
"Hadi içeri geçelim diyen Betülü yeni gördüm araları iyice düzelmişti anlaşılan sonra anlatacaksın bakışımı abime atarken başını onaylar anlamında salladım ve içeriye geçtik. Musleraya biraz durgun gibiydi abimle Betülü konuşmalarıyla baş başa bırakarak Musleranın abartısız dibine kadar girerek oturdum. Gözlerini yerden kaldırarak bana döndü ve sıcacık gülümsedi
" bir sorun mu var canım " dediğimde hayır anlamında başını salladı. Tek kaşımı kaldırınca önce anlıma minik bir öpücük kondurdu sonra gözlerine bakarak
"Kokunu özlemişim" dedi. Buna her ne kadar bayılacak gibi olsam da Muslera durgundu anlamak zor değildi.
"Emin misin düşüncelisin" dedim. Yanağıma öpücük kondurduktan sonra
"Bana sarılıp uyur musun?" dedi sırıtarak. Bende gülümseyerek
"Tabii kocacım" diyerek sımsıkı sarıldım. Odaya bi bakış attıktan sonra beni kucakladı
"Abin yokken gidelim seni evlendikten sonra böyle çıkartamadım." dedi üzgünce. O günü hatırlamak üzmüş olmalıydı. Oysa en mutlu günümüzdü. Odamı tarif ettim ve geldiğimizde beni yavaşça yatağıma bırakıp yanıma uzandı elini yavaşça yarama koyup
"Acıyor mu?" dedi. Bu kibar tavrına kıkırdadım
"Hayır" dedim.
"Üzgünüm"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMPOSSIBLE (muslera)
Romansa12 yaşıma kadar yetimhanede büyüdüm. Kötü günlerdi kabul ediyorum ama sosyetik ve zengin bir aile tarafından evlatlık alınmakta pek iyi sayılmaz. Bu aileyi hiçbir zaman sevemedim ki onlarda beni sevmedi biri dışında. Üvey abim Emre Çolak. Belki öz a...