-20-

668 47 6
                                    

Arkadaşlar geçen hafta bölüm yayımlayamadım. O yüzden bu hafta daha uzun yazmaya çalıştım. Yani bu bölüm iki bölüm şeklinde :) :)

İçeriye geçtiğimizde gördüğüm manzara ile ikimizin de kahkahalara boğulması bir oldu. Debby Tarık ve Burak'ı birbirine bağlamıştı ve saçlarını çekiyordu. Nasıl

yaptığını bilmiyorum ama ikisi de perişan haldeydi. Gülerek yanlarına gittim ve Debby'den izin alarak onları çözdüm. İzin aldım çünkü bende o ip ile bağlanmak istemiyordum.

"Tatlım neden abilere bunu yaptın? " diye sordum bir yandan da hala gülerken

"Çünkü Emre'nin sevgilisi olduğunu söylediler"

"Yaniii? "

"Yanisi olmasın O benim"dediğinde Muslera şaşkınlıkla gülmeye başladı. Ben tepki veremezken Muslera devam etti

"Bak sen şu ufaklığa" dedi ve onu kucağına aldı. Ben ise iptal olmuştum. Ben bu kızın yaşındayken sadece yemek yemeyi falan bilirken şu ufaklığa bak sen abime göz koymuş.

"Herneyse gidelim mi?" Dedim Muslera'ya

"Evet hadi bizim odaya geçelim" dediği sırada ufaklık atladı

"Ama sonra Emre'yi görecek miyim? "

"Evet ama sonra ufaklık"diye cevap verdikten sonra Burak ve Tarık'a teşekkür ederek çıktık. Onlara acıdım şimdi bana kalırsa iki gün kendilerine gelemezler.
...
Yaklaşık iki saattir ortalıkta yoklar. Acaba sonunda işleri yoluna sokabildiler mi? Kapının çalmasıyla düşünmeyi bırakıp hızla kapıyı açtım ama gelen abim değil Burak'dı.

"Naber ufaklık?"

"Ufaklık diyip durma ya sanki kaç yaşındasın"

"Haklısın kendimi yaşlı gibi hissediyorum"

"Peki Burak amca ne oldu?"dediğimde hafif sırıttı ve başını içeriye uzatarak kontrol etti ben ona meraklı gözlerle bakarken o da bana dönerek

"Debby yok değil mi? Tırsıyorum ondan"

"Ahahahah yok daha neler Burak küçücük çocuk o"

"Yaptıklarını sen gördün. Benim birşey dememe gerek yok."

"Tamam haklısın. Muslera onu yatmaya hazırlıyor ne oldu?"

"Seninle konuşmamız lazım"

"Tamam gel içeriye"

"Bence sen gel dışarıya çıkalım ha? "

"Mmm tamam bekle bir dakika" diyerek  içeriye geçtim ve Muslera'ya haber verdim. Sonra Burak ile dışarıya çıktık.

"Ne oldu? "

"Bak nasıl söylesem bilemiyorum"

"Kiminle ilgili bu konu? Seninle mi?"

"Evet. Biliyorsun sevgilimi yani tanıyorsun"

"Evet"

"Ben ona evlenme teklifi edeceğim."

"Ahahah bu harika"

"Bana yardım etmen gerekiyor. Ne yapayım yani nasıl söyleyeyim? Bu işi becerebilir miyim?"

"Hey hey tamam sakin ol tabiki yapabilirsin. Bende sana yardım ederim" dediğimde bir sessizlik oluştu ben ona o bana bakıyordu. Sonra ben gülerek boynuna atladım

"Ahhah tebrik ederim ya gerçekten çok sevindim. "

"Teşekkür ederim"

"Tamam şimdi yukarıya çıkalım yarın daha aytıntılı konuşuruz yani antrenmandan sonra."

"Tamam. Öyle yapalım." Dedikten sonra ikimizinde yukarıya çıktık. Ben Emre'ye bakmak için odaya girdiğimde hala kimse yoktu. Saat iyice ilerledi. İyice endişelenmeye başladım. Odadan çıkarak Muslera'nın yanına gitmeye karar verdim. O sırada karşıdan gelen Tarık dikkatimi çekti.

"Naber güzellik" dedi. Ona sıkıca sarılarak

"İyi senden naber"

"İyiyim. Ne oldu biraz sıkkın gibisin Muslera ile mi birşey oldu. Tekrar sizinle uğraşmak istemiyorum"

"Hey hey tamam. Yok sadece abim hala dönmedi bende onu bekliyordum merak ettim. "

"Haa tamam"

"Hem sen neden öyle dedin sizinle uğraşamam"

"Ne bileyim oradan çöpçatan gibi mi duruyorum? "

"Ahh tamam haklısın bizimle çok uğraştın. Kabul ve sana borçluyuz"

"Tamam tamam herneyse"

"Tamam. Abimi görmedin yani? "

"Hayır görmedim."

"Tamam. Sağol"

"Önemli değil görüşürüz güzellik iyi geceler" dedi. Ona sıkıca sarıldıktan sonra Muslera'nın yanına gittim. Debby uyumuştu.

"Ne oldu? Burak ne diyor"

"Onu sonra söylerim aklım abimde hala yok çünkü"

"Meraklanma ya çıkarlar ortaya merak etme"

"Tamam" dedim. Koltukta yanına otururken. Yanına oturarak başımı onun göğsüne koydum. O da koluyla beni kavradı. Kokusu, teni herşeyi rahatlatıyordu.

"Seni seviyorum bebeğim" dedi. Sanırım bu birçok şeyden önemli benim için. Yani annemin sesini ve bana seslenişini hatırlayamadığım için benim için en  önemli ve  en değerli kelimelerdi.

"Bende seni seviyorum Muslera"
...
Sabah erkenden kapıyı birinin çalması pardon kıracak gibi yumruklaması ile uyandık. Muslera hızla yanımda kalkarak kapıyı açtı

"Ne oluyor dostum ne bu acele? " derken bende kapının önüne varmıştım

"Bunu görmen gerekiyor"dedi bana bakarak. Soluk soluğaydı. Onu bu kadar acele ettiren şey neydi merak ettim.

"Ne? Neyle ilgili neyi göreyim? "

"Abinle ilgili hadi gel benimle" dedi. Soluk soluğa olan Tarık'ı şaşkın ve korkulu adımlarla takip ediyordum. Ne oldu ki?

Umarım beğenmişinizdir. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.. sizleri seviyorum.

IMPOSSIBLE (muslera)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin