°29° AYKIZ °29°

664 55 89
                                    


"Cancağızım..."

Çantamdaki kalemliğimi çıkarttıktan sonra Gülay'a döndüm. Canım benim...

"Cancağızım..."

Omzuma başını koyduğunda gülümsedim.

"Bugünden sonra okula gelmeyeceksin de mi?"

Gözlerimin dolmasıyla dudağımı aralayacağım vakit Melek'in sesiyle duraksadım.

"Gülay, aynı şehirdeyiz farkındaysan. Niye öyle konuşuyorsun. Meryem..."

Koşar adım yanıma gelip koluma sarılmasıyla sesini duydum. Ama...

"Meryem ne zaman buluşuruz?"

Gözlerimi kırpıştırdıktan sonra kocaman gülümsedim.

"En kısa zamanda inşallah..."

Aklıma gelenle duraksadım.

"Seda nerde?"

"Oh bensiz keyif..."

Elindeki çaylarla sınıfa giren Seda'ya içten gülümsedim. Birkaç adımda yanımıza geldi. Elindeki tepsiyi sıraya bıraktığında dudağımı araladım.

"Kantindeydin demek..."

Omuz silkip konuştu.

"Sen çayı seversin. Yani çayı severiz. Hadi sınavdan önce içelim. Dinç olalım de mi ama..."

Kızlar çaylarını aldığında tepside kalan son çayı da ben aldım. Allahım sana şükürler olsun...

Çaylarımızı yudumlarken Gülay'ın sesiyle ona döndüm.

"Evlilik nasıl gidiyor?"

Çayı dudaklarımdan uzaklaştırıp konuştum.

"Çok güzel. Çok mutluyum..."

"Yaa..."

Melek'in imalı çıkan sesiyle yanaklarımın yandığını hissettim.

"Çok yakışıyorsunuz yaa..."

Gülay'ın konuşmasına içten gülümsedim.

"Yiğit, okulun ilk... evet evet ilk gününden beri peşindeydi. Şimdi daha iyi anlıyorum sebebini..."

Seda bastırarak konuşmuştu. Bu hâline anlam veremezken duraksadım. Devam etti.

"Gözü senden başkasını görmüyordu zaten..."

Kulağıma dolan sesle arkamı döndüm. Suna hızla sırasından kalkıp kapıya doğru ilerledi. Aklıma gelenle kızlara döndüm. Umursamaz hâlde çaylarını yudumluyorlardı.

"Kızlar..."

Aynı anda son yudumlarını da içtikten sonra Seda bana döndü.

"Birazdan zil çalar. Sende bitir de çöpe atayım..."

Başımı sallayıp son yudumu içmemin ardından kağıt bardağı tepsiye bıraktım.

"Teşekkür ederim..."

Başını sallayıp kızlara küçük bir bakış attıktan sonra kapıya doğru ilerledi.

"Kızlar ben gereken cevabı verdim ona zaten. İçindeki kini alevlendirmeye gerek yok-"

"Afedersin Cancağızım ama bakışları... Neyse..."

"Gereken cevabı verdim ona Gülay. Kendi kendine tavır alıyor. Ben Yiğit'in eşiyim. Anlamak istemeyen kendi bilir. Sonuç değişmeyecek..."

Zilin çalmasıyla sınıf dolmaya başlamıştı. Ellerimde hissettiğim baskıyla yanlarıma döndüm. Kızlar gülümseyerek bana bakıyorlardı. Bu hâllerine içtenlikle gülümsedim.

AYKIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin