°14° AYKIZ °14°

894 82 90
                                    


°YİĞİT KAAN°

Babam...

Ben geldim...

Bir elimle toprağı sıkarken diğer elimle gözyaşlarımı siliyordum.

Bugün sana sarılma isteğimi daha çok hissettim. O güçlü kolların arasında sarmalanmak istedim. Bana öğüt vermeni istedim. Ben sana onu anlatacaktım baba...

Yüzümde gülümseme belirdiğinde başımı eğdim. Burnumu çekip toprağın üzerindeki çiçekleri elimle okşadım.

Baba...

Bugün ben çok mutluyum. Sevdiğim kızın beni sevdiğini anladım. Ne güzel değil mi? Tıpkı annem ve sen gibi...

Adı Meryem...

Ben ona Aykız diyorum...

Yüzümdeki gülümsemem gitgide büyüyordu.

Küçüklükten bu yana dizinin dibinden ayrılmadığım anneannemin sıcaklığını onda buldum ben. O kadar güzel kalbi var ki. Kimseyi kırmak istemiyor. Ve asiliği...

Başımı iki yana sallayıp gülümsedim.

Annem de öyleydi değil mi baba? Bana anlatırdın. Senden hep uzak durduğundan ve mecbur kalmadıkça konuşmadığından bahsederdin.

Bir keresinde senden yardım istediğini anlatmıştın. Çok utanıp sıkıldığını söylediğinde annem yanımızdan ayrılmıştı. O ânı tekrar yaşamıştı sanki.

Annem ve arkadaşlarının yaşadığı zorluktan dolayı yardımına gitmişsin. Arkadaşları yanına gelmemiş. Senin sert bir yapıya sahip olman onları çekindirmiş. Oysaki senin kalbin öyle yumuşakmış ki...

Annem senden çekinse de gitmiş yanına. Her ne kadar sana sert ve mesafeli olsa da gitmiş. Çünkü senin dışa vurmadığın kalbinin sıcaklığını hissetmiş. Sana olan kızgınlığı da vurdumduymaz oluşundanmış. Sert oluşundaki aşırılığınmış kızgınlığı...

Anneannemin önayak olmasıyla evlenmişsiniz. Anneannem seni çok severmiş. Annemin aklında evliliğe dair bir şey geçmemiş. Aklına getirmemiş evliliği. Arkadaşlarıyla konferans verirlermiş hep. Arkadaşları arasında sadece annem evli değilmiş. Annem işine öyle bir kaptırmış ki kendini, evlilik aklına gelmemiş.

Anneannem istemiş evlenmesini. Anneannemin ısrarları sonucunda annem de kabul etmiş. Allah ve peygamber sevgisi olan, kendi yaşantısına uygun, mert bir insanla evlenmek istediğini söylemiş. Bunları istemiş sadece. Başka bir şey yokmuş gözünde. Bunlar olursa evlenirim anne, demiş.

Ertesi gün akrabalarından biri annemle evlenmek için gelmek istese de nasip olmamış. İşte nasipten öte yol yoktur.

Babaannem annemi fark etmiş. Kimdir ne değildir diye sorarken annemin evlenme niyeti olduğunu öğrenmiş. Sana binbir döktüğü dille istemeye gitmişsiniz.

Annem seni bile bilmezken evliliğe razı olmuş. Peygamberin sünnetidir diyerek yuva kurmak istemiş. Allah rızası için evlenmek istemiş. Kahveleri dağıtırken bile bir kez olsun bakmamış sana. Sen de bakmamışsın. Senin niyetinde annem gibiymiş. İstemeye gitmeden razı olmuşsun annemle evlenmeye. Annelerinizin isteği üzerine güvenmişsiniz birbirinize.

Yüzüklerinizin takıldığı an bakmışsınız birbirinize. O ânı unutamadığını söylemiştin bana baba...

O an şaşkınlığınızı gizleyememişsiniz. Yüzükler takıldıktan sonra annemle evlenmek isteyen akrabası gelmiş ailesiyle. Büyük kargaşa çıkmış. Annem geri durmamış seninle çıktığı yolda. Yeni sözlendiği kişiye bağlı kalmış. Sen de ilk gördüğün günden beri koruma altına aldığın anneme bağlı kalmışsın...

Anneannem zor çıkartmış onları evden. Kızının her ne kadar yakını olsa da evlenmesini istememiş. Güvenmemiş. Haber yollamasına rağmen hoyratça gelmelerine çok kızmış ve içten içe üzülmüş. Yakın olmalarına karşın bu olay, onu çok üzmüş.

Akrabası da annemin niyetinden dolayı isteme için haber yollamıştı. Anneannemin kararını sormadan yola çıkmışlar. O gün yaşanan bir aksilikten gelememişler. Anneannemin gönlünden geçen olmuş. Kızını vermek istememiş en yakınlarına. Biricik kızını vermek istememiş. Nasip olmamış akrabasına. Sonra arada soğukluk yaşansa da yumuşatmışlar arayı. Akrabası da evlenmiş. Bir daha açmamak üzere kapatmışlar konuyu. Hâlleri de iyiymiş. Kırgınlıklar kalmamış...

Sana nasip olmuş annem...

Babannemin samimiyetine güvenip razı olmuş kızını vermeye. Babannemin yalan söyleyecek bir kadın olmadığını bilmiş. İşi hızlandırmış kendince. Vardır bunda da bir hayır diyerek kabul etmiş ilk isteyeni.

Anneannem ara ara söyler. İyiki kabul etmişim de kızımı vermişim, diye. Anneannem çok sevmiş baba seni. Hâlâ da öyle. Bana hep babana benziyorsun diyor. Baba senin gibi haksızlığa karşı dik durmaya çalışıyorum. Senin yetiştirdiğin Yiğit olmaktan geri durmak istemiyorum...

Anneme Elmas'ım dermişsin baba...

Nadiren ismiyle hitap edermişsin. Değerlin bilmişsin annemi. Çok sevmişsin. Annem başlarda utanıp sıkılsa da bu hitabından, sonra adıyla ona seslendiğinde kızar olmuş sana. Sen de hep gülermişsin bu hâline. Çok sevmişsiniz birbirinizi. Allah ve peygamber sevgisinin önüne geçirmeden sevmişsiniz birbirinizi... Allah sizden razı olsun babam...

Liseye başladığım ilk gün eksikliğini hissettim baba. Aklım almamıştı olmayışına...

Ellerimin tersiyle gözlerimi silerken burnumu çekip gülümsemeye çabaladım.

Üzüntümdendi baba. Yoksa ölüm kabulümüzdü. Haktı...

Başımı gökyüzüne çevirdikten sonra derin nefes alıp verdim. Hava kararmaya başlıyordu. Başımı babamın mezarına çevirip gülümsedim.

"Seni çok seviyorum babam... Emanetlerine bakıyorum. Senin gibi olmasa da çabalıyorum. Liseyi bitirdikten sonra şirketimizde yer alacağım baba. Gerekirse eğitim de alacağım. Gözün arkada kalmasın. Canım babam..."

Dua ettikten sonra son kez yüzümdeki gülümseme eşliğinde babamın mezarına bakıp arabama doğru ilerledim. Elimin içiyle gözlerimi silerken kolumdan tutulmamla ayaklarım sabitlenmişti. Başımda hissettiğim sert bir cisimle kaşlarımı çatmıştım.

"Âgah Sönmez'in oğlusun demek... Şirkette sözün geçmeyecek..."

Selamün Aleyküm Kardeşlerim. Kendinize iyi bakın. Allah'a emanet olun 🌿

AYKIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin