°30° AYKIZ °30°

661 53 60
                                    


°YİĞİT KAAN°

"Oluyor mu?"

Yuvarladığım kurabiye hamurunu Meryem'ime gösterdiğimde elinin tersiyle yüzüne gelen kısa saç tellerini geriye atıp bana döndü.

"Bayıldım..." diyerek gözlerini bana çevirdiğinde içtenlikle gülümsedim. Gülümsemesini büyütüp önüne dönmüştü. Meryem'im...

Dolan gözlerimi kırpıştırıp elimdekini tepsiye koyduktan sonra kurabiye hamurundan bir parça aldım.

Rabbimin emaneti olduğunu o kadar çok hissettiriyordu ki. Rabbimi hatırlıyordum ona baktıkça. Bana bir adım yaklaştığında iki adım atmak istiyordum ona. Eş tanımının karşılığıydı. İyi ki vardı. Rabbim sana şükürler olsun...

"Yiğit..."

İçten sesiyle gülümseyerek ona döndüm. Yuvarladığı hamuru tepsiye bıraktıktan sonra bana döndü. Söylemek ve söylememek arasında kalmış gibiydi. Dudağını tam aralayacakken vazgeçiyordu. Bu hâline gözlerimi kısıp bakmayı sürdürdüm. Elimdeki hamuru alıp yuvarladıktan sonra tepsiye bıraktı. Tepsiyi hızla fırına sürdüğünde konuşmaya başladım.

"Meryem'im..."

Fırınla işini bitirdiğinde bana döndü. Kollarını arkasında birleştirdiğinde gülerek yanına doğru adımladım. Aklından hangi güzellik geçiyor senin?

Arkasında birleştirdiği ellerini kavrayıp ellerinin üstünden sırasıyla öptüm. Burnuma dolan kurabiye hamuru kokusuyla gülümseyip dudağımı araladım.

"Kurabiyeler çok güzel olacak..."

Gözlerimi gözlerine çevirdiğimde devam ettim.

"Elin değdiği için..."

"Elin değdiği için..."

Aynı anda konuşmamız üzerine kocaman gülümserken içten gülümsemesi içimi ısıtmıştı.

Gözlerinin derinliğine baktığımda mutluluğunu hissetmiştim. Meryem'im...

"Seni dinliyorum Meryem'im..."

Başını eğip konuşmaya başladı.

"Aslında önemli bir şey değil. Yani bir anda içimden geldi-"

Kolumu ona sarıp kendime çektim. Saçının üstünden öpüp dudağımı araladım.

"İçinden ne geldi?"

...

Dizlerimin üstünde yüzündeki gülümsemesi ile bana bakıyordu. İçten gülümsememle ona bakmayı sürdürdüm. Elimle saçını okşarken güzel sesiyle duraksadım.

"Ben çok mutluyum..."

Gülümsememi büyüterek dudağımı araladım.

"Bende çok mutluyum. Okulun ilk günü gibi mutluyum..."

Gözlerini kısarak kaşlarını çattığında gülmeye başladım. Bunun üzerine yerinde doğrulurken kollarını kavrayıp kendime çektim. Alnına olan yakınlığıma gülümseyip uzunca öptüm. Kollarımın arasında sinip beklentiyle bana baktığında dudağımı araladım.

"Okulun ilk günü sıraya geçmen için sana seslenmiştim-"

"Aykız..."

Başımı eğip gülümsedim.

"Sana bir şey itiraf edeyim mi?"

Başımı kaldırıp ona baktığımda gözlerini kaçırmamak için direniyordu. Başımı sallayıp gülümsedim.

AYKIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin