°9° AYKIZ °9°

1K 90 85
                                    


Bugün okula gideceğim gündü. İlk defa içine gireceğim bir okul. Talha'yla aynı okuldaymışız. Okulun adını söylediğinde sevinmiştim. Ortaokulda gitmek istediğim bir liseydi. Talha'nın da o okulda olması beni düşündürmüştü. Aklıma gelenle mutlu olmuştum. Hem istediği bir okulmuş hem de benim yanımda olmak istemiş. Canım kardeşim benim...

Okula geldiğimizde derin nefes alıp verdim. Talha'm yanımdan hiç ayrılmıyordu. Her ne kadar bana bağlı olmasını istemesem de yanımda olması içimi rahatlatıyordu. Çünkü ne yapacağımı bilmiyordum.

"Meryem!"

Gülay'ın yanıma gelmesiyle kocaman gülümsedim. Kollarını hızla bana sarmıştı.

"Bugün büyük gün."

Sözlerine anlam verememiştim. Heyecanına ortak olmak isteyerek onun gibi konuşmaya başladım.

"Neden ki..."

Benden ayrılıp konuştu.

"Neden olacak Balkan Kızı aramızda..."

Kocaman gülümseyip Talha'ya döndüm. Ah Gülay...

"Sen arkadaşlarının yanına git istersen. Gülay var hem yanımda."

Başını sallayıp gülümsedi.

"Dikkat et kendine ablam."

Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. Başımı sallayıp kocaman gülümsediğimde son kez bana bakıp yanımızdan ayrılmıştı.

Gülay'la birlikte okula doğru ilerliyorduk. O sırada okul ile ilgili bana bilgiler veriyordu. Bu kız bana nimetti.

Merdivenlere doğru ilerlerken kendimi huzursuz hissettim. Sanki biri beni izliyordu.

"Sınıfımız 12/A."

Gülay'ın konuşmasına başımı sallarken önümde duran kişiyle ayaklarım sabitlenmişti. Başımı kaldırdığımda gülümseyerek bana bakan birini gördüm. Ona tuhaf tuhaf bakmaya başladım. Aklıma gelenle başımı Gülay'a çevirdim. Karşımdaki erkek, bizim yaşlarımızda gibi gözüküyordu. Aynı sınıfta mıydık acaba. Gülay bana baktığında kaş göz işareti yaptı. Ne olduğunu anlamazken sesiyle ona döndüm.

"Meryem. Çok geçmiş olsun. Çok üzüldüm. Yanına gelemedim de."

Konuşurken başımı sallamıştım. Sonlara doğru istemsiz bir adım geriledim. Ses tonu beni rahatsız etmişti.

"Teşekkür ederim, sağ ol."

"Yiğit'in ne yapacağı belli olmaz sonuçta."

Yanından ayrılacağım vakit sözleri üzerine duraksadım. Yiğit mi?

"Yiğit mi?"

"Evet. Önemsiz birisinin teki. Bana kalırsa yanına yaklaşma."

İstemsiz kaşlarım çatılmıştı. Ne diyor bu karşımdaki kişi. Yani onu tam bilmiyorum ama öyle biri olduğu aklıma hiç gelmedi.

"Ben anlamadım. Yanılıyor olabilirsin. Sözlerin doğru da olsa bu şekilde konuşman hatalı bir davranış. Beni düşündüğün için teşekkür ederim. Seni tanımıyorum. Kusura bakma. Tanımaya çalışıyorum sizleri."

"Biliyorum. Hafızanı kaybetmişsin."

Eli bana uzandığında kendimi geri çekerken önüme uzanan elle irkildim.

"Ben hafızamı kaybetmedim Levent."

Başımı hızla sesin geldiği yöne döndüm. Soğuk sesiyle ürkmüştüm. Yiğit... Kaşlarını çatmış hâlde karşısına bakıyordu. Aralarında ne var ki. Ona çok baktığımı fark edip başımı çevirdim. Levent dediği kişinin kolunu tutuyordu. Bulunduğum durumdan rahatsız olup konuştum.

AYKIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin