Ve o gelmediği her dakika kavrulmaya devam edecektim...
Tavana bakarak yatarken Elif ve Aydın'ın sessizce yan odaya geçmelerini dinledim. Beni uyandırmamak için sessizce hareket etmelerini dudağımın kenarındaki buruk bir gülümsemeyle dinledim. Zaman geçiyordu ama hala gelmemişti, telefonumda yanımdaydı belki arar diye ama aramamıştı da, böyle beklemek çok kötüydü. Canımın sıkıntısı artık yatakta yatmama izin vermiyordu, usulca kalktım yataktan ses çıkarmamak adına üzerime bir şey de almadan öylece bahçeye çıktım yine...
Masada oturdum karanlığı izleyerek baktım olmuyor kalktım bir ileri bir geri volta atmaya başladım bahçenin içinde, bu daha iyiydi hareket etmek şu an beni oyalıyordu. Zor tutuyordum kendimi yukarıya çıkıp Aydın'a 'Bir arasana ne durumda' dememek için ama beklemeye karar verdim. Verdiğim kararı ancak beş dakika kadar tutabilmiştim. Yukarıya çıkıp kapılarını yavaşça çaldığımda ikisi de aynı anda ' Gel Fulya' dediler. Kapıyı açtığımda İkisi de yatağın üzerinde oturmuş sırtlarını duvara vermişlerdi.
" Çok özür dilerim ama daha fazla dayanamadım. Ne olur bir arasan da benimde içim rahat etse!"
Aydın hiçbir şey demeden zaten elinde hazırda tuttuğu telefonu kulağına götürdü. Telefonun çalışını duyabiliyordum. Dördüncü çalıştan sonra açılan telefonda boğuk bir ses çıkıyordu ama ne dediğini duyamıyordum. Aydın gözlerini kapatarak başını duvara yasladı. Elif hemen yerinden kalktı. Ne olmuştu ki? Telefonu kapatan Aydın ok gibi fırladı yataktan
" Kızlar acele edin vaktimiz yok abim annemi hastaneye götürüyor, biz de arkalarından gidelim. Elif eğer doktor yoksa anneme sen müdahale et lütfen"
" Doktor elbette vardır ama elimden geleni yapacağım canım biliyorsun"
Şaşkınlıktan ne diyeceğimi bilmiyordum, bunun olabileceği aklımın ucundan bile geçmemişti. Apar topar çantamı kaptım.
" Fulya arabanın anahtarını ver bana, sessizce çıkarayım Filiz annemlere duyurmadan siz de arkamdan hızlıca gelin"
" Onlara söylemen gerekmez mi?"
" Endişelenmelerini istemiyorum Filiz annem de kalp hastası"
Anında bulup anahtarı ona attım ve o da havada tutarak fırladı evden, Elif ile oyalanmadan çıktık bizde. Soluk soluğa yürürken Elif'e sordum
" Filiz yengem ne zamandan beri kalp hastası?"
" Kardeşimi kaybettiğimizden beri Fulya, annem hiçbir zaman atlatamadı. Aydın onun için söylemek istemedi"
" Haklı da zaten önce biz bir gidelim gerekirse sen uygun bir dille annene haber verirsin"
" Elif sence bu akşam neler oldu?"
Durdu ve ellerimi ellerinin içine alarak bana baktı
" Her ne olduysa bu senin gerçeğini değiştirmeyecek bunu o aklına sok olur mu? Tuğba'nın halt yemesi bunlar, tahmin etmek hiç zor değil. Bak daha sen onları tanımıyorsun ama ben tahmin edebiliyorum. Betül annem abim onunla konuştuktan sonra anlayışla davrandı oğluna, büyük ihtimalle Tuğba bunu bilmiyordu olay çıkardı ve annesinin tansiyonunu fırlattı"
Derin bir iç çekti ve yürümeye devam ettik kısa sürede Aydın bize doğru geliyordu. Hastaneye doğru giderken arka koltukta kendi düşüncelerime boğulmuşken Aydın'ın sert sesi kulağımda yankılandı
" Anneme bir şey olursa kemiklerini kıracağım o kardeş müsveddesinin, salak kız arkadaşına yaranmak için yediği boklara bak, gel de sinir olma ne arkadaşmış be!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞANS
Ficción General" Ne oldu neden öyle bakıyorsun?" " Bekliyorum" " Neyi?" " Sana aşık olmayı, demiştin ya yedikten sonra dikkat et aşık olma diye" Dudaklarımı büzerek baktım " Şimdiye olman lazımdı ne yapalım kısmet değilmiş" ... " Az evvel sana elim bile değmemişke...