Bölüm 26

38.8K 2.4K 193
                                    


Ben bu anı rüyamda görmüştüm. Kaza yaptığımı ve uçurumdan yuvarlandığımı görmüştüm. Tüylerim ürpermişti. Panik yapmak istemesem de içimden bir titreme tüm vücuduma yayılıyordu. Gaz pedalındaki ayağım bile ellerim gibi tir tir titriyordu. Oyalanacak zamanım yoktu. Gözlerimi dikiz aynasındaki cevşenden alamıyordum. Tıpkı rüyamdaki gibi sallanıyor aklıma rüyamın her bir saniyesini dolduruyordu. Korkmak istemiyordum sakin kalıp aldığım ilacı Filiz yengeme yetiştirmem gerekiyordu. Ona bir şey olmasına izin veremezdim. Hiç olmayan teyzem gibiydi o benim, beni kaybettiği yavrusunun yerine bağrına basmıştı. Kızım derken bana yürekten dediğini biliyordum. Burada kaldığım günlerin kısalığı hiç önemli değil biz yüreklerimizi birleştirmiştik. Ailem olmuşlardı hepsi ve ben ona bir şey olmasını istemiyordum.

Korhan, aşkım sana oynanan oyunu gözlerimle gördüm. Sana ihanet eden de en yakının, akraban, amcanın oğlu. Amaçları neydi de senin bunları yaşamana izin verdiler. Tamam, Burcu seni seviyordu ama ya Ömer bu kadar hırs gözünü nasıl bürümüştü. Anlatacağım aşkım yalanlarını ortaya çıkaracağım aşkım. Artık ne gönül borcu ne de vicdan yükün kalmasın aşkım. Sen sadece temiz kalbinle oynanan oyunu göremedin. Olsun ben gördüm ve geliyorum aşkım aramızdan kalkacak olan sıkıntıları ortaya dökmeye geliyorum.

Duman tepelerden iyice inmiş görüş mesafemi çok kısaltmıştı. Ben nasıl unutmuştum şu lanet telefonu bilmiyorum. Alelacele çıkınca tabi aklıma gelmedi. Ama olsun zaten köye yaklaştığımı tanıdık çeşmelerden ya da tek tük görebildiğim derelerden anlamıştım. Ah nasıl da onu üzdüğümü düşünüp bunca zaman ağzıma gelenleri söylememiştim. Onun saplantılı aşkı gerçek sevenleri ayırabilecek kadar gözünü döndürmüştü. Ve artık karşısında başka bir Fulya olacaktı. Enrike'nin de dediği gibi aradaki parazitleri bir güzel temizleyeceğim ve Korhan'ımla mutlu bir hayat yaşayacağım. Aklıma gelen düşüncelerin verdiği heyecanla sabırsızlanarak gaz pedalını köklemeye başladım. Direksiyona yapışmıştım önümü görebilmek için ama gittikçe zorlanıyordum. Gözüme çarpan cevşenin sallanmasından gözlerimi kaçırarak tekrar yola baktığımda elimin canı kalmamıştı. Uyuşukluk her zamankinden daha hızlı yayılıyordu. Önüme çıkan şeyin ne olduğunu fark edemeden sarp uçurumun kenarında direksiyonun hâkimiyetini kaybettim. Arabam aşağıya doğru yuvarlanmaya başladığında aklıma Filiz yengeme yetiştiremediğim ilaçlar gelince gözlerim doldu

" Filiz yenge çok özür dilerim" sözleri hıçkırıklar eşliğinde döküldü dudaklarımdan duyamayacağını bildiğim halde....

Korhan'ım, aşkım yüzüğümü alma parmağımdan olur mu? Ölürken bile parmağımda yüzüğünle gitmek çok güzel... Senin nişanlın olduğunu bilmek çok güzel.... Tavana çarpıp ön cama fırlarken gözlerim elimde olmadan kapandı...

Sadece bana elini uzatan Korhan vardı artık.....

ELİF

Babamın omuzuma dokunmasıyla gözlerimi gülümseyerek açtım. Harika bir güne uyanıyordum. Gözlerimi açtığım an babamı görünce hemen uzandım ve o tatlı yanağından bir öpücük çaldım. Geri çekilirken babamın yüzündeki ifade gülümsememi soldurmuştu.

" Ne oldu baba? Neyin var?"

" Kızım çabuk gel annen fenalaştı"

" Ne diyorsun baba!"

Yerimden fırlarcasına kalktım ve hemen annemin yanına geçtim. Bileğini elime alarak nabzını ölçerken babamdan tansiyon aletini getirmesini istedim. Nabzı oldukça hızlıydı, başucundaki suyu verdim ve birkaç yudum içmesini sağladım

ŞANS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin