URAZ'DAN
"Ahh.."
Dünyanın en güzel sesiydi bu. Kadınımın tadına bakarken o pamuk şeker tadındaki inlemeleri beni benden alıyordu. Bana sunulan bu güzellik karşısında nutkumun tutulmaması mümkün değildi. Karşımda tamamen dokunuşlarıma aç bir kadın varken -ki bu kadın benim uğruna öleceğim tek kadınsa- kendimden geçmemem imkansızdı.
Dilimi hafif içine kaydırdığımda titrediğini hissettim. Minik parmakları saçlarım arasında kaybolurken kafamı istemsizce kasıklarına daha çok bastırıyordu. Tanrım.. Birinin tadına bakmaktan bu kadar zevk alınır mıydı? Onun derinliklerine dalmadan, sadece izleyerek bile boşalabilirdim. Bu kadın bana ne yaptığının farkında mıydı? Dil darbelerimi hızlandırdığımda inlemelerini bastıramıyordu. Ah, o böyle kıvranırken nasıl durabilirdim ki? Dilimi bir kez daha derinliklerine kaydırdığımda küçük ısırıklar bırakmaya da başlamıştım. Kasılmalarını hisseden dilim acımasız darbelerine devam etmişti. Geri çekilmeye niyetim yoktu, bu sefer her şeyiyle tadacaktım onu.
"Bırak kendini meleğim.. Hadi seni tatmama izin ver.." diye mırıldandım dil darbelerim arasında.
Parmaklarım hassas noktasını bulmuştu bu arada. Bedeni yay gibi yükseldiğinde zamanın geldiğini anlamış, dilimi hareket ettirmeye devam etmiştim içinde. Saçlarımı çekiştirmeye başlamasıyla kadınlığı kasılmaya başladı. O boşalırken de yaptıklarıma devam etmiş, zevkle yudumlamıştım kadınımın tadını. Kasılmaları yavaşladığında usulca indirdim bacağını omzumdan. Sırtını duvardan ayırıp elbisesini çıkarmaya başladım boynuna kondurduğum öpücükler arasında. Evet odaya girdiğimizde daha fazla dayanamamış, ateşli bir öpüşmenin ardından tadına bakmak için önünde zevkle eğilmiştim. İnce çorabını yırtıp attığımda gördüklerimle boğazımdan çıkan homurtulara engel olamamıştım. Kadınım bana özel bir iç çamaşırı giymişti. İç çamaşırının ortası boydan boya açıktı ve benim yeryüzündeki cennetim bana sunulmuştu. Üzerimizdeki kıyafetlere aldrmadan bir bacağını omzuma koymuş, iç çamaşırı hala üzerindeyken eşsiz tadına bakmıştım. O benim yaşam pınarımdı. O olmadan, onun tadına bakmadan, onun derinliklerinde keşfe çıkmadan yaşayamazdım bundan sonra. O benimdi, sadece benimdi.
Üzerimizdekilerden kurtulduğumuzda onu kucağıma alıp şaha kalkmış erkekliğimle sımsıcak yuvasına dalmam bir olmuştu. Daracık yuvası beni adeta içine çekiyordu ama bu bana yeterli gelmiyordu. Daha derinlere inmek istiyordum, bugüne kadar inmediğim derinliklere..
Yatağın ucuna oturduğumda incitmekten korkarcasına okşadım kadınsı kıvrımlarını. İçimdeki canavara dur demezsem, canını yakacağıma emindim. O ise tamamen aldığı fiziksel zevke odaklanmıştı. Başı geriye düşmüş, hafif bronzlaşmış teni gözler önüne serilmişti.
"Uraz.." diye inledi bir dua gibi.
İsmimi bu ses tonuyla söylediğinde içimdeki canavarı ortaya çıkaran o olmuştu.
"Kadınım.." diye adeta hırladım. Sonra boğuk sesimle devam ettim.
"Daha derine meleğim, lütfen daha derine."
Ona yalvaracak kadar kendimi kaybetmiştim ve bu umrumda bile değildi. Adelina'ya her zaman yalvarırdım. Beni anladığını belli edercesine sertçe oturdu erkekliğime. Aşağı yukarı tekrar ve tekrar.. Belinden tutup onu sertçe kendime çektiğimde kendi kalçamı da yükselttim ve istediğim derinliğe ulaştım. Adelina'nın yüzündeki değişime bakınca onun da benim gibi hissettiğini anlamıştım. Zevkten kısılan ve kararan gözleriyle bana baktığında, dudağının köşesi dişlerinin arasındaki yerini almıştı. Kasılmaya başlayan kadınlığı onun olduğu gibi benim de sonumu getirmişti. Zevkle içine patladığımda kafasını boynuma gömüp nefesinin sakinleşmesini bekledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015
RomanceCanından çok sevdiği kadını bir anlık şehvete kapılıp aldatan bir adamdı Ege. Güvendiği, hayatımın aşkı dediği adamın ihanetiyle derinden sarsılan bir kadındı Adelina. İlk görüşte aşık olduğu kadını hayata döndürmeye çalışan bir adamdı Uraz. Adelina...