43. BÖLÜM

77.3K 2.6K 205
                                    

URAZ'DAN



Neden? Neden? Neden?

Günlerdir düşünmekten kafayı yiyecektim. Adelina'yla yedi aydır bir kez bile korunmamıştık ve hala hamilelik haberini alamamıştık. Tamam bu benim için tabi ki sorun değildi ama ailem için olacaktı. Benden erkek çocuk isteyeceklerdi. O zaman ne yapacaktım? Aslında yapacağım şey belliydi, ağalığı bırakacaktım ama bu kolay mıydı? Ağalığı bırakmak demek memleketimi bırakmak demekti. Ağalığı bırakmak demek paramı bırakmak demekti. Ağalığı bırakmak demek anamı, babamı bırakmak demekti. Ağalığı bırakmak demek sahip olduğum çoğu şeyi bırakmak demekti. Peki ya bırakmamak? Ağalıktan vazgeçmemek kuma getirmek demekti. Ağalıktan vazgeçmemek Adelina'yı üzmek demekti. Ağalıktan vazgeçmemek kendimi yeryüzündeki cennetimden kovdurmak demekti. Ağalıktan vazgeçmemek Adelina'dan vazgeçmek demekti. Peki değer miydi? Adelina'yı kaybetmek ağalığımı kaybetmemeye değer miydi? Adelina'yı kaybetmemek ailemi kaybetmeye değer miydi? Adelina'yı kaybetmemek her şeyimi kaybetmeme değer miydi?

Yanlış. Adelina'yı kaybetmek demek zaten her şeyimi kaybetmek demekti. Adelina'yı kaybetmek ölmek demekti. Adelina'yı kaybetmek nefes alamamak demekti. Adelina'yı kaybetmek cehennem azabı demekti. Adelina'yı aybetmek yok olmak demekti.

Değerdi. Adelina'yı kaybetmemek için her şeyi yapardım. Adelina her şeye değerdi. Adelina aşktı, Adelina candı, Adelina hayattı. Ve ben aşkımı kaybetmeyecek, hayatımdan vazgeçmeyecektim. Hiçbir şey umrumda değildi. Umrumda olan tek şey Adelina'ydı.


...


Dosyalara gömüldüğüm sırada kapı çaldı ve içeri Banu Hanım girdi. Her zamanki gibi dizlerinde, vücut hatlarını belli etmeyecek bir elbise giymişti. Personel müdürümün bu huyunu çok seviyordum. Kendini bana sunmuyordu sadece işini yapıyordu hepsi bu. Ama sanki durgundu uzun zamandır ya da bana öyle geliyordu bilmiyordum. Ne de olsa onu tanımıyordum.

"Uraz Bey istediğiniz personeller işe alındı. Hepsinin sigortası yapıldı ve ilk maaşları hesaplarına yattı."

"Teşekkür ederim Banu Hanım."

"Görevim efendim."

Arkasını dönüp çıkarken durgunluğunun nedenini sormak istedim. Sadece merak etmiştim.

"Banu Hanım?"

Anında arkasını döndü. Gözlerime bakmıyordu. Hep mi böyleydi yoksa yeni mi dikkatimi çekmişti?

"Sizi dinliyorum efendim."

"Oturur musunuz?"

Gözlerime baktı. Ela gözlerinin titreştiğini hissettim.

"Tabi efendim. Buyurun?"

"İyi misiniz?"

Şaşkın şaşkın baktı yüzüme. Ne vardı ki bunda şaşıracak?

"İ..iyiyim efendim."

"Ciddi anlamda iyi misiniz? Birkaç aydır oldukça durgunsunuz. Bir sıkıntınız var gibi geldi bana?"

"Ha..hayır efendim."

"Emin misiniz?"

"Evet efendim."

"Bana pek öyle gelmedi ama neyse. İstediğiniz zaman anlatabilirsiniz, iyi bir dinleyici olduğuma eminim."

Cümlem bittiği an kapı açılmış sevdiğim kadın tüm asaletiyle kapıda görünmüştü.

HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin