ADELİNA'DAN
Duştan çıkıp bornozu giydim. Ee iyi de benim kıyafetim yoktu ki yanımda. Ne giyecektim? Uraz Bey'e söylesem ayıp olur muydu acaba? Söylemezsem hasta olurdum ve kesinlikle hasta olmak istemiyordum. Beni bornozla gördü diye triplere girecek biri de değildim. Saçlarıma havluyu sarıp Uraz Bey'in odasının kapısını çaldım. Ses gelmeyince bir kere daha çaldım ama yine ses yoktu.
"Bir şey mi diyecektiniz Adelina Hanım?"
Arkamdan gelen sesle sıçradım. Bu adamın garezi mi vardı sürekli beni korkutup duruyordu.
"Evet giyecek bişeyim yoktu da yanımda. Otelden bulabilir miyiz acaba diye soracaktım."
Cevap vermeden odasına girdi. Ben ne kadar gıcık olduğunu düşünürken elinde bir tişörtle geldi.
"Benim tişörtümü giyebilirsiniz, otelden bişey bulabileceğimizi sanmıyorum."
"Teşekkür ederim."
Cevap vermedi bende banyoya geçip tişörtü giydim. Tahminlerimde haklıydım gerçekten bu adam 2 metre vardı. Neredeyse diz kapağıma inecekti tişörtü. Ama kabul etmeliydim ki parfümü güzeldi.
Odaya geçtiğimde onu göremedim. Saat daha erkendi. Televizyon izlemek istemiyordum ve canım sıkılmaya başlamıştı. odayı incelemeye başladım. Beş kişilik bir yatak vardı resmen buna çift kişilik demek ayıp olurdu. Üç kapı vardı başka odalara açılan. Biri banyo, biri Uraz Bey'in kalacağı oda diğeri de mutfaktı. Komodinin üstünde tablet vardı. İnternete girsem ne olurdu ki? Bence bişey olmazdı, sıkılmıştım sonuçta. Bende insandım yani.
Pencerenin karşısındaki koltuğa oturup aldım elime tableti. Hem emlakçılara bakardım. Rahat koltukmuş yayılabildiğim kadar yayıldım. Şirketin oralardan bakacaktım eve. Deniz göen bir yer olması önemliydi benim için. Ege'yle deniz çok huzur verirdi bana. Ama artık Ege olmadığına göre tek huzur veren deniz kalmıştı. Küçük ama konforlu olmalıydı. Yatak odası, salon, mutfak yeterliydi. Kimsem yoktu zaten ziyaretime gelecek. Bir kişi için yeter de artardı. Birkaç ev beğenmiştim en kısa zamanda gidip bakmalıydım hem fiyatları da uygundu. Kapı tıklatılıyordu kimdi ki gece gece. Uraz Bey olabilirdi. Kapıyı açtığımda elleri poşetlerle dolu patronumu gördüm, birkaç poşeti aldım elinden.
"Karnın açtır diye düşündüm hem sıkılmışsındır da. Umarım burger seviyorsundur. Sen masaya geç benim bir maile bakmam lazım, geliyorum birazdan."
"Teşekkür ederim Uraz Bey burgera bayılırım zahmet etmişsiniz."
"Önemli değil bende acıktım hemen geliyorum."
Mutfaktaki masayı hazırladım ve beklemeye başladım. Patron gerçekten çalışanlarını düşünüyordu. Hem çok kibar bir adamdı öyle anlattıkları gibi havalı falan da değildi. Uraz Bey'in sesini duydum.
"Çok bekletmedim umarım."
"Ah hayır dalmışım pardon. patatesler soğumadan başlayalım Hem en sevdiğim soslardan da almışsınız."
"Öyle mi bende severim bufalo ve ranch. Bu arada ev mi bakıyorsun tablette gördüm de?"
"Evet, sizinde dediğiniz gibi ev şehir dışında her gün şirkete gelmek zor oluyor. Daha yakın bir yerden ev tutmaya karar verdim. Ama emlakçı tanıdığım yoktu bende internetten bakayım dedim. Birkaç tane beğendim hafta sonu bakmaya giderim artık."
"Haklısınız baya uzak şirkete zor olur. Benim emlakçı tanıdıklarım var yardımcı olabilirim."
"Teşekkür ederim ama size yeterince zahmet verdim zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATA DÖNDÜREN AŞK (Tamamlandı) #Wattys2015
RomanceCanından çok sevdiği kadını bir anlık şehvete kapılıp aldatan bir adamdı Ege. Güvendiği, hayatımın aşkı dediği adamın ihanetiyle derinden sarsılan bir kadındı Adelina. İlk görüşte aşık olduğu kadını hayata döndürmeye çalışan bir adamdı Uraz. Adelina...