Multimedia Ece'm
Keyifli okumalar..*
Dilimi ağzımın içinde yuvarlayıp, on dakika önce yaşadığım büyülü anın gerçek olup olmadığını sorgulamaya devam ettim.
Yanımda yürüyen Alaz'ın bakışları bana kayarken, dudakları arasından silemediği hafif tebessümü ile konuşmaya başladı.
"Teşekkür ederim."
Boğazımı hafif temizledikten sonra başımı iki yana sallayıp,
"Ne için?"
Diye sordum.
Dili ile alt dudağını ıslatıp, gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.
"Beni reddetmediğin için."
Söylediğim ve yaptığım şeyler arasında kocaman bir dağ oluşuyordu. Ne istediğimi biliyorken şuan yaptığım şeylerin pişmanlığını yaşıyor gibi hissediyordum.
Pişman mıydım?
Öyle mi hissetmem gerekiyordu?Başımı hafifçe iki yana doğru sallarken, düşüncelerimi susturup Alaz'ın keskin yüzüne çevirdim bakışlarımı.
Sert çehresinde beliren ela gözleri parıldıyor, hafif esen rüzgardan dolayı uzun saçları alnına çarpıyordu.Otoparkın içinde ilerlemeye devam ederken bacaklarımın hareketini durdurup, kafamın içindeki sesin doğruluğuna inanıp hızlı adımlarla Alaz'a yetişip tam karşısında durdum.
İrkilen bedeniyle hafif çattığı kaşları arasından, neden birden önünde durduğumu anlamaya çalışarak yüzüme bakıyordu.
Sessiz bir nefesi içime çekerek dudaklarımı aralayıp konuşmaya başladım.
"Ben-"
"Alaz!"
Kulaklarımı dolduran ince tiz ses ile bakışlarımı bizden birkaç adım uzakta duran kişiye çevirdim.
"Ece?"
Alaz'ın çevirdiği başıyla dudakları arasından çıkan isimle kaşlarım istemsiz çatılıp Alaz'ın bedeninin arkasından sağa doğru dönüp bir adım öne doğru çıktım.
"Ne işin var burada?"
Bakışlarımı Ece'ye çevirip aramızdaki birkaç adımı kapatmasını izledim.
Avucunun içinde telefonu çevirerek Alaz'ın tam karşısında durduğu bedeniyle dudaklarını yalayıp bana küçük bir bakış atarak konuşmaya başladı.
"Seni bekledim."
Başımı yavaşça yerden kaldırıp yanımda duran Alaz'a çevirdim. Ona baktığımı hissetmiş gibi, gözlerini birden bana çevirdi. Suratımda var olan şaşkın ifadeyi saklamayı başarıp, Ece'nin iki defa temizlediği boğazını duymamazlıktan gelerek gözlerimi gözlerinden ayırmadım.
"Gitmiyor muyuz?"
Sesinde var olan kıskançlık duygusuyla Alaz'ın bakışlarını üstüne çekip, tek kaşını kaldırarak yüzüme çevirdiği bakışlarına karşılık vermeden Alaz'a bakmaya devam ettim.
Ece'nin neden onu beklediğini merak eder gibi bir hali yoktu. Onu görünce benim kadar da şaşırmamıştı.
"Tamam, arabada bekle."
"Sen neden gelmiyorsun? Alin sen gitmiyor musun?"
Son cümlesini söyledikten sonra ellerini bağdaş kurup gözlerimin içine garip bir şekilde bakmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOTUS
Teen Fictionİçimde sakladığım gizli sandığım açıldı yavaşça. Önce anılar saçıldı etrafa, arkasından hüzün kokan sesler gözyaşlarıyla dağıldı. Sandığın içinde, ellerini dizlerine sarmış, kaburgasındaki kırıkların acısıyla sessizce haykıran küçük bir kız çocuğu...