Multimedia Alin'im
Keyifli okumalar..Alaz'ın Ağzından
*
Elime aldığım su şişesinin kapağını açıp hızlıca kafama diktim.
"Alaz! Hadi abi seni bekliyoruz."
Biten şişeyi elimle büzüp top haline getirerek, sağ tarafta duran çöpe firlattım. Ve bam!
"Basket!"
"Geldim!." Diye bağırarak, bizim çocukların yanına doğru koşar adım ilerlemeye devam ettim.
Basketbol sahasının içine girerek Ege'nin oyunu başlattığına dair gelen sesle, elime atılan topu yakalayıp potaya sürmem birkaç saniye içinde gerçekleşmişti.
Potayla aramda az bir mesafe bırakıp, kendimden emin olduğumu hissettiğim an sıçrayarak topu fileye yolladığım gibi arkamı dönüp yürüdüm.
Sırtıma elini geçiren Özgür ile suratındaki gülümsemeden sayı kazandığımızı anlamıştım.
"Güzel atıştı kardeşim."
Ege'nin sesiyle başımı sola çevirerek bankta oturan terli bedenine baktım.
Elinde tuttuğu küçük havlu ile başını eğip, sol eliyle kapağı açık su şişesini ensesine dökerek yüzüne doğru akan suyu temizledi.
Sırtımı ona dönerek topun kimde olduğuna baktım.
Ozan'ın hızla yanıma yaklaştığını gördüğüm an, önünü keserek elindeki topu aldığım gibi Özgür'e fırlatıp potanın yanına doğru sektirdiği topu basket atmasını sırıtarak izledim.
"Lan ibneler bilerek beni Ege ile birlikte oynattınız da yemek bana kitlensin demi."
"Kardeşim bu zeka çok fazla!"
Ege'nin sırıtarak Ozan'a göz kırpması ile sahadan çıkıp Ege'nin oturduğu banka bedenini bırakmadan önce ensesine bir şaplak geçirdi.
"Hava kararmış."
Yanıma yürüyen Ozan elini omzuma koyup, yavaş adımlarla demir kapıya doğru adımlayıp başını çevirdiği gökyüzüne doğru bakarak mırıldandı.
Gözümüzü üzerinden alamadığımız güneş, biz buraya geldiğimizde oldukça parlak ve göze batacak kadar ışıldarken, şuan karanlık bir gökyüzü ve birkaç yıldız ile esen hafif rüzgar bizim bu sahada zamanı unutacak kadar ter attığımızı gösteriyordu.
"Güzel yenildik be kardeşim."
"Ulan Ege! Hala konuşuyor musun lan sen! Attığın hiçbir top potaya girmedi birde güzel yenildik diyor."
"Aaaa Ozancım ağlama ama kuzum! Alt tarafı sıradan bir maç."
"Lan hala konuşuyor bu!."
Çantanın üstünde duran havluyu kaptığı gibi Ege'nin ensesine doğru birkaç defa vurarak, ayağa kalkıp soyunma kabinine doğru koşmaya başlayan Ege'nin peşinden koşmaya devam etti.
"Alaz! Hadi abi bizde üzerimizi değiştirelim."
Özgür'ün sesiyle başımı ona doğru çevirip, elinde tuttuğu çantamı alarak omzuma geçirdim.
"Alaz, sormak istemiyorum ama içim içimi kemiriyor be abi."
Yüzümü sağ tarafa doğru çevirerek soracağı soruyu tahmin ettiğim için o sormadan ben cevabı vermek için dudaklarımı araladım.
"Bıraktık Özgür. Bende Ozan'da içmiyoruz artık."
Kendimden emin çıkan sesimle, gözlerini bir an olsun üstümden ayırmayıp, parıldayan bir gülüşle başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOTUS
Teen Fictionİçimde sakladığım gizli sandığım açıldı yavaşça. Önce anılar saçıldı etrafa, arkasından hüzün kokan sesler gözyaşlarıyla dağıldı. Sandığın içinde, ellerini dizlerine sarmış, kaburgasındaki kırıkların acısıyla sessizce haykıran küçük bir kız çocuğu...