Chapter 5. Gods & Monsters

452 47 65
                                    

Görev için hazırladığım kiyafetimi giyindikten sonra aşağı inip diğerlerinin gelmesini bekledim. Bu zaman doktorun aşağıda durmuş gök yüzünü izlediğini gördüm ''insanların kibri doğanın bizim kontrolümüzün altında olduğunu söylüyor ama aslında tam tersi'' dedi ''sence onu durdura bilir miyiz?'' diye sordum ona dönmeden ''hayır durduramazsınız kahramanlar için bile fazla bu'' dedi. Söylediğine karşı sadece susmuştum.

Herkes toplanmıştı. Tony Steve Nat Wanda Pietro Peter Scott Banner Hope Clint Rhodey Vision Bucky Sam Daisy vardı. ''Pekala plan sivilleri sığınaklara götürüp şehri boşaltmak'' dedi Steve. Hepimiz quinjete binmiştik. Yarımsaat sonrası şehir merkezine gelmiştik. Wanda insanların zihnine girerek herkesin yeraltında güvenli sığınaklara gitmesini söyledi. Kulaklıktan Tony'nin sesi yükseldi ''iki büyük sorunumuz var'' dedi ''iki mi? Bir değil miydi o?'' diye sordu Rhodey ''şu yaratıktan iki tane var. Biri uçuyor diğeri uçamıyor ama daha büyük. Ordu durdurmaya çalışıyor ama pek başarılı olduklarını söyleyemeyeceğim'' dedi. Şehrin farklı kısımlarına dağılmıştık sarsılan dağılan binaların insanların üzerine düşmemesine çalışıyorduk. ''Pekala doktorun söylediği diğer canavar ne zaman gelir?'' diye sordu Bukcy ''hiç bir fikrim yok'' dedi Daisy. ''MUTO'lar şehire doğru geliyor'' dedi Vision ''Hera sizin olduğunuz bölgeye doğru yanılmıyorsam'' dedi ekleyerek ''neden bizim olduğumuz bölgeye geliyorlar ki'' diye sordu Pietro. Etrafıma kısa bir bakış atdığımda nükleer enerji santreli olduğunu gördüm. Hangi aptal şehir yakınlığına nükleer enerji santrali kurar ki! ''Sanırım neden buraya geldiklerini biliyorum'' dedim endişeyle ''burada nükleer enerji santrali var büyük olasılıkla beslenmek için geliyorlardır'' dedim ''daha 3 santrali yerle bir etdiler beslenmek için'' dedi Tony ''belki yine istiyorlardır?'' diye sordu Peter ''hayır'' dedim aklıma gelen düşünceyle ''erkek ve dişi MUTO ikisi de bir arada. Sanırım dişi olan yumurtalarını bırakmak için yer arıyor ya da yavrularını beslemek için başka bir enerji kaynağı arıyor'' dedim kulaklıktan ''onları buradan uzak tutmalıyız'' dedim benimle birlikte olan Wanda Pietro ve Bucky'e dönerek ''iyi de nasıl yaparız ki bunu'' dedi Bucky ''Pietro ve Bucky çalışanları tahliye edin Wanda santralin etratında enerji kalkanı yarat'' dedim arkamı onlara dönerken ''peki ya sen?'' diye sordu Pietro ''onları durdurmayı ya da yavaşlatmayı deneyeceğim'' dedim ilerlerken. Hızla gelip karşımda durdu ''doktorun söylediğini duydun onları durduramayız. Sen de durduramazsın'' dedi ''diğer yaratıktan bir ses yok belki de ölmüştür. Eğer reaktörlere ulaşırlarsa milyonların hayatı tehlikeye girer. Ve de yumurtalarını bırakır daha ikisiyle baş edemiyorken daha fazlasını düşünemiyorum. Birisinin onları durdurması gerek'' dedim ''ve o birisi de sensin öyle mi?'' diye sordu alayla ''başka ne seçeneğimiz var? Daha iyi bir fikrin var mı?'' diye sordum. Bir cevap alamayınca ''ben de öyle düşünmüştüm. Git ve insanların tahliyesinde Barnes'a yardım et. İnsanların güvende olmasını sağla sonra da kendinin güvende olmasını sağla'' dedim ve arkamı dönüp gitmeye başladım ''her zaman insanların hayatını kurtarmaya çalışıyorsun. Başarıyorsun da. Peki ya ihtiyacın olduğunda seni kim kurtaracak?'' diye sordu. Söylediği şeyle adımlarımı durdurmuştum. Söylediği şey sanki içimdeki kelebeklerin uçuşmasını sağlamıştı. Yıllar sonra bu duyguyu yeniden hissetmek garip gelmişti. ''seni bırakıp hiç bir yere gitmiyorum'' dedi. Ona döndüğümde tüm karalılığıyla bana bakıyordu. Yüzümde oluşan tebessüme engel olamamıştım. Ona yaklaştım ve ellerimi yüzüne yerleştirdim. Parmak uçlarımda yükselerek dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Belki bir daha yapma şansım olmaz diye. Donup kalmıştı zavallı şey. Nefessiz kalınca dudaklarımı çekmiştim. ''Seni bırakmak istemiyorum'' dedi alnını alnıma yaslarken ''sen yanlız kalmaktan hoşlanmazsın'' dedi eklerken. Bakışlarımı yerden ona çevirdim. Göz rengimi değiştirerek gülümsedim ''şimdi gidip çalışanların tahliye edilmesinde Barnes'a yardım edeceksin. Ve de'' dedim. Dudaklarımı bir birine bastırdıktan sonra devam etdim ''öpücüğü de unutacaksın'' dedim. Belki daha hoş bir günde yeniden denerim. Mavi gözleri zihnine girmemin etkisiyle griye dönüşmüştü. Bu güzel anıyı zihninden sildiğim için üzgünüm Pietro. Elimi yanağından çekip geri geri gitdim ''hadi git'' dedim. Beni onaylayıp hızla gözden kaybolmuştu.

𝑨𝒏 𝑨𝒗𝒆𝒏𝒈𝒆𝒓 | 𝑀𝑢𝑙𝑡𝑖𝑣𝑒𝑟𝑠𝑒 𝐸𝑟𝑎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin